Kıbrıs Türk halkının uluslararası platformlarda hak ettiği yeri alabilmesi için alışılmışın dışında stratejiler geliştiren Gürkan Karaçam, gurkankaracam.org adresinde yayımladığı makalesiyle diplomasi çevrelerinde yeni bir vizyonun öncüsü oldu. Yazdıkları yalnızca bir teklif değil, aynı zamanda stratejik bir çağrı niteliği taşıyor.

“Yol açanlar, harita beklemez.”
Türkiye'nin bugüne kadar KKTC’ye verdiği büyük destekleri överek başlayan Karaçam, artık yeni nesil diplomatik yöntemlerle tanınmanın dijital, kültürel ve insani kanallardan geçmesi gerektiğini vurguluyor.

“Kriptoyla tanınan bir devlet, dünyada ilk olur.”
Karaçam, KKTC adına çıkarılacak bir dijital para birimi olan KKTCoin ile küresel finans çevrelerinde KKTC'nin isminin duyurulabileceğini ifade ediyor. Bu coin’in Türkiye'deki dizilerde, filmlerde ve sosyal medya içeriklerinde “geleceğin parası” temasıyla tanıtılması gerektiğini belirtiyor.

“Devletin tanınması bazen haritada değil, yürekte başlar.”
Türkiye'nin Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerine yapacağı insani yardımların KKTC üzerinden gönderilmesi önerisiyle Karaçam, bu ülkelerin KKTC ile gönül bağı kurmasının önünü açacak bir model öneriyor:
“KKTC Dayanışma Noktası” adı altında kurulacak merkezler, bu ülkelerde KKTC’yi şefkatin ve insanlığın sembolü hâline getirebilir.

“Vicdanın ulaştığı yerde harita sorulmaz; orada adalet tanınır.”

“Dizilerle tanıtılan bir devlet, zihinlerde harita çizer.”
Yeni çekilecek Türk dizilerinde KKTC’nin tarihî sokakları, üniversite hayatı ve günlük yaşamına yer verilmesini öneren Karaçam, görsel kültürün etkisini stratejik bir araç olarak değerlendiriyor.

“Senaryoya giren, haritaya girer.”

“Tanınmayanlar birleşirse, sesleri kıtaları aşar.”
KKTC öncülüğünde kurulacak Sessiz Devletler Zirvesi, kısıtlı tanınan veya bağımsızlık mücadelesi veren yapılarla dayanışma içinde olacak yeni bir diplomatik platforma dönüşebilir.

“Birlikte görünür olan, yalnız görünmez.”

“Dijital diplomasiyle yazılan mektubu dünya sansürleyemez.”
Karaçam’ın “Dijital Elçiler Projesi” kapsamında, her kıtadan sosyal medya fenomenleri KKTC’ye davet edilerek içerik üretmeleri sağlanmalı. Bu içeriklerle, milyonlarca insan KKTC’yi doğal yollardan tanıyacak.

“Ben tanıdım, sıra sende.”

“Bir devletin sesi ne kadar çok dile çevrilirse, o kadar az susar.”

“Müze yola çıkarsa, tarih yerinde duramaz.”
Karaçam ayrıca, hologram teknolojisiyle donatılacak Mobil KKTC Müzesi fikrini gündeme taşıyor. Bu gezici müze, başta Avrupa olmak üzere çeşitli ülkeleri dolaşarak KKTC tarihini ve kültürünü dünya ile buluşturabilir.

“Gezgin bir tarih, yerleşik önyargılardan daha etkilidir.”

“Yalnızca tanıyan değil, hisseden kazanır.”
Bir başka dikkat çekici proje ise Manevi Evlatlık sistemi. KKTC vatandaşlarının yurtdışındaki öğrencileri manevi olarak evlat edinmesi, kültürel bağların kurulmasını sağlayabilir.

“Bir gönülde yer ettiysen, haritada adını arayan çok olur.”

“Dijitalde tanınan, fiziki haritada yer bulur.”
Metaverse evreninde KKTC’ye ait bir dijital ada kurulması ve bu platformda dijital vatandaşlık sunulması önerisiyle Karaçam, dijital dünyada sınırları aşan bir tanınırlık sağlamayı amaçlıyor.

“Gerçekliğe giden en kısa yol artık sanaldan geçiyor.”

“Diplomasi sadece masa başında değil, zihinlerin içinde kazanılır.”
KKTC Dostluk Kartı ve Vicdan Elçileri Programı gibi önerilerle Karaçam, uluslararası kamuoyunu duygusal bağlar üzerinden etkilemeyi hedefliyor. Dostluk Kartı sahiplerine dijital imtiyazlar ve sosyal platformlarda rozetler verilmesiyle, tanınmanın farklı bir boyutu hayata geçirilebilir.

“Aidiyet, harita çizmez; ama haritayı tanımlar.”

Gürkan Karaçam: “Tanınmak artık yalnızca protokol işi değil, stratejik zekâ, dijital vizyon ve kültürel empati meselesidir.”

“Türkiye KKTC’ye her alanda büyük destek vermiştir ve bu desteğin başarıya dönüşmesi için yeni bir diplomasi ruhuna ihtiyaç vardır. İnsanlığın ortak değerlerine dokunan, dijital çağın imkanlarını kullanan, kültürü stratejiye dönüştüren bir tanıtım modeli ile KKTC, dünyanın dikkatini çekecek yeni bir sayfa açabilir.”

Gürkan Karaçam, gurkankaracam.org’da yayımladığı makalesiyle, sadece tanınmanın yollarını değil; stratejik bilincin, kültürel derinliğin ve vicdani diplomasinin de nasıl hayata geçirilebileceğini adım adım ortaya koyuyor ve makalesini de “Eğer bu satırlarda, henüz uygulanmamış bir öneri sunabildiysem; bu, yalnızca kalpten gelen bir samimiyetin, millet ve dava adına bir iz bırakma çabasıdır. Ne mutlu bana…” diyerek bitiriyor...