|
||
KÖPEKTİ İNSANDI NE FARK EDER* | ||
Yılmaz DALGALAN | ||
yilmazdalgalan@gmail.com | ||
*Yazının başlığındaki cümle Emrah Serbes’in kitabından alınmıştır.
Sokak köpekleri meselesi, Türkiye'nin gündeminden düşmeyen, duygusal ve tartışmalı bir konu. Vatandaşların güvenliği ile hayvan haklarını dengelemek önemli. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler'in son açıklamaları, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz'un mayıs ayındaki açıklamalarına paralel. Vali Yavuz'un mayıs ayındaki sokak hayvanlarıyla ilgili belediyelere gönderdiği yazı büyük tartışmalara yol açmıştı. Sokak köpeklerinin toplanıp itlaf edileceği endişesi sosyal medyada geniş yankı bulmuştu. Yavuz, yasanın verdiği görevleri yerine getirmeyi ve vatandaşların güvenliğini sağlamayı vurgulamıştı. Dün de AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler sokak köpekleriyle ilgili hazırlanan kanun teklifi hakkında konuştu. Güler, hastalıklı ve sahiplendirilme şansı olmayan hayvanların "ötanazi" ile uyutulmasına veteriner hekimlerin karar vereceğini ve kısırlaştırma önlemlerinin teşvik edileceğini belirtti. Bu açıklamalar, hayvanseverlerin tepkisine yol açtı. Hayvan hakları savunucuları, köpeklerin öldürülmesine karşı çıkmakta ve daha insancıl çözümler talep etmektedir. Kısırlaştırma, aşılama ve sahiplendirme gibi yöntemler, sokak köpeklerinin popülasyonunu kontrol altına almak için önerilen daha sürdürülebilir yaklaşımlardır. Ünlü şarkıcı Demet Akalın, kuzeninin sokak köpekleri tarafından saldırıya uğrayarak hayatını kaybettiğini açıkladı. Ünlü birinin paylaştığı olay daha hızlı gündem olunca sokak köpekleri sorununun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Akalın, kuzeninin sabah yürüyüşü sırasında köpeklerin saldırısına uğradığını ve iki çocuğun annesiz kaldığını belirtti. Aslında o gün Vali Yavuz'un, tedbirlerin hemen alınmasını istemesi tam da bunun gibi çocukların annesiz kalmaması veya annelerin babaların çocuk acısı yaşamaması içindi. Fakat sosyal medyada birinci gündem maddesi olunca toplum nerdeyse ikiye ayrıldı. Savunaanlar ve linç edenler oldu. Sokak köpekleri sorunuyla ilgili olarak, Demet Akalın’ın yaşadığı acı olayın ardından toplumda sıkça aynı sorular soruldu: "Önlem alınması için ille en yakınımızın zarar görmesi mi gerekiyor?" Bu soru, bu sorunun ne kadar acil ve önemli olduğunu tekrar bizlere hatırlattı. İnsanların güvenliği ve hayvanların yaşam hakkı arasında denge kurmak zorunludur. Dünyanın çeşitli yerlerinde sokak hayvanları sorunu için farklı modeller geliştirilmiştir. Hollanda, kısırlaştırma ve sahiplendirme programlarıyla bu sorunu çözmüştür. Hindistan ise aşılama ve sağlık taramaları ile sokak köpeklerini kontrol altına almıştır. Türkiye'de de bu tür modellerin uygulanması, uzun vadede daha sürdürülebilir sonuçlar verebilir. Emrah Serbes'in "Müptezeller" adlı kitabındaki şu diyalogla yazımı bitirmek isterken: "Ne yani, bizim köpek kadar değerimiz yok mu?” ”Köpekti insandı ne fark eder, aynı gemideyiz işte, çalkalanıp duruyoruz, küresel ısınma, orman yangınları, nükleer felaketler...” ”Yok arkadaş! Ben yediremiyorum bu hareketi kendime." Sokak köpekleri sorununa dair çözüm ararken, insana ve hayvana eşit değer vermek, dengeli ve insancıl yaklaşımlar benimsemek gerekiyor. Bu dünya, sadece insanların değil, sokaklarda ve ormanlarda, denizlerde yaşayan canlıların da evidir. |
||
Etiketler: KÖPEKTİ, İNSANDI, NE, FARK, EDER*, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.