|
||
![]() |
Gelir Adaletsizliği Olanca Hızla Artmakta... | |
Umut ÇETİNER | ||
info@belirtiyorum.com | ||
Gelir Adaletsizliği konusuna girmeden önce “Devlet” kavramını biraz açmakta fayda var kanısındayım. Vikipedia’da “Devlet” şöyle tarif edilmekte: Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Son cümleye dikkat çekmekte fayda var. ‘Kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir’ deniliyor. Çünkü toplumları birarada tutan en kuvvetli duygu “Adalet”tir. Adalet duygusunun hakim olduğu toplumlarda insanların daha mutlu olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Mutsuzluk artışına en çok etki eden faktörlerden biride “Gelir Adaletsizliği”dir. Bu kavram son günlerde neden sıkça konuşulur oldu biraz bu konuya değinelim. Bildiğiniz üzere ülkemizde bir çok gencimiz üniversitelerin öğretmenlik bölümlerinden mezun olmuş ve atanmayı beklemektedir. Bu sayı o kadar fazlaki yüzbinlerle ifade ediliyor. Hatta bazı atama bekleyenler artık kendilerini genç nüfus içinde görmediklerini dahi ifade etmektedirler. Çünkü 15-20 yıldır atanmayı bekleyen öğretmenler var. Atama bekleyen öğretmenlerin bu acı durumu nerdeyse her gün bir kaç muhalif tv kanalında gündeme gelse de henüz bu konuda öğretmenleri memnun edecek bir adım atılmadığı da büyük gerçeklik. Üstelik yaklaşık 82 bin ücretli öğretmenin milli eğitim kadrolarında asgari ücret altında çalıştırıldığı ifade edilirken neden bu kişilerin atamalarının yapılmadığı da sıkça eleştiriliyor. ASGARİ ÜCRET ALTINDA ÇALIŞAN 82 BİN ÖĞRETMEN VAR Asgari ücret altında hiç bir sosyal hakkı olmadan çalıştırılan 82 bin öğretmenin durumu gerçekten büyük bir dram iken peki atanmış öğretmenlerin durumu nedir, bir de ona bakmakta fayda var. Ataması yapılmış ve görevine başlamış bir çok öğretmen atanma mutluluğunu yaşarken aslında ücretli çalışmaktan usandıkları için ve kadrolu oldukları için haklı olarak büyük mutluluk yaşıyorlar. Ancak aldıkları ücret ile özellikle büyük şehirlerde geçinebilmenin pek de mümkün olmadığı ifade ediliyor. Çünkü yeni görteve başlayan bir öğretmenin yaklaşık 44 bin TL civarında maaşının olduğu söyleniyor. 44 bin TL maaşla İstanbul gibi büyükşehir de birde kira ödeniyorsa yaşamanın ne kadar mümkün olabileceğini siz okurların takdirine bırakıyorum. Zaten bu şartlardaki bir çok öğretmenin birinci derece yakınlarından yardım gördüğü de ifade ediliyor. Yani özetle çocuğunu okutmuş bir aile, çocuğunun öğretmen olmasını sağlamış ancak hala maddi desteğini bir türlü sonlandıramamış durumda. Bu durum tabi başta öğretmenleri ve yakınlarını olmak üzere bir çok kesimi derinden üzüyor üzmesine de özellikle son günlerde İzmir Büyükşehir Belediyesi çalışanı 23 bin işçinin greve gitmesiyle ve bu durumun detaylarıyla üzüntülerin daha da arttığı gözleniyor. Çünkü gelir dağılımında adalet kavramı, milli gelirden üretim faaliyetine katılanların dengeli ve adil pay almaları olarak tanımlanmaktadır. Türkiye gibi gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerde gelir dağılımında adalet son derece önemli bir konu haline gelmiştir. Onun içindir ki yıllarını üniversitelerde geçirmiş bir nesil ne yazıkki greve giden bir çok temizlik işçisinin istediği ücretin, kendisinin aldığı ücretin yaklaşık 2,5 katı olduğunu duyunca gerçekten bir kat daha üzülüyor. Bu konuda bir çok öğretmenle konuşuyorum. Genelde üst sınırı 107 bin TL, alt sınırı 85 bin Tl ücret isteyen İzmir Büyükşehir Belediyesi işçilerine kızan öğretmen yok. Gerçekten geçinmenin zor olduğunu ifade ediyorlar. Onların haklarını almalarını dilediklerini söylüyorlar. Ancak bizde onlar gibi vergilerimizi ödüyoruz, onlarda kamu parasından ücretlerini alıyorlar, bizde kamudan alıyoruz. O halde adaletli bir gelir dağılımı istiyoruz diyorlar. Bizler üniversite okumuş insanlar olarak belediye işçisi altında ücret almamamız gerekir diyorlar. Gerçektende İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın 23 bin işçi için yaptığı teklife bakınca öğretmenlerin ne kadar haklı olduğunu insan anlayabiliyor. Bakın Sayın Başkan Tugay ne diyor: ''Aylık net ücret olarak 65 bin liradan başlayan, 80 bin liraya ulaşan rakamları ödeyelim. Üstüne eylül ayında bu artışa yüzde 10 daha ekleyelim, bu da en az 71 bin 500 liradan 88 bin liraya kadar aylık net ücret anlamına gelecektir. Bu teklif üzerinde konuşmak ve mümkün olan en kısa sürede sözleşmemizi imzalamak için DİSK Genel-İş Sendikası’nı masaya davet ediyorum'' diyor. Belediyenin, en düşük 71 bin 167 lira maaş teklifinde bulunduğu, bunu kabul etmeyen sendikanın en düşük giydirilmiş maaş için 85 bin lira, en yüksek maaş için ise 107 bin 656 lira talebinde bulunduğu bir çok basın kuruluşunda ifade ediliyor. Ben basında yer alan bu ifadeler üzerine çok yorum yapmak istemiyorum ama gelir adaletsizliğinin mutsuz bir toplum yarattığını ifade etmek istiyorum. Herkesin hak ettiği ücreti alması gerektiğine vurgu yaparak, yorumu siz saygıdeğer okurlarıma bırakmak istiyorum. Umarım İzmir’de ki grev bir an önce son bulur ve tüm emekçiler işlerinin başına döner. Herkese mutlu günler diliyorum. |
||
Etiketler: Gelir, Adaletsizliği, Olanca, Hızla, Artmakta..., |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.