Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Körfez İlçe Teşkilatının organizasyonu ile gerçekleşen “Bin Yıllık Kardeşliği Yaşa ve Yaşat” toplantısına katılan hukukçu, iktisatçı, TBMM MHP Grup Başkan Vekili Doç. Dr. Oktay Vural yaptığı 1 saatlik konuşmada iktidara verdi veriştirdi.

Toplantıya MHP Kocaeli Milletvekili Cumali Durmuş, MYK Üyesi Lütfü Türkan, MHP İl Başkanı Ruhi Çavdar, 29 Mart 2009 seçimlerinde aday olan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Adayı zekai Kahyaoğlu, İzmit Belediye Başkan adayı Adnan Metin, Gebze Belediye Başkan adayı Nevzat Coşkun, Dilovası eski Belediye Başkanı Musa Kahraman, Körfez İlçe Başkanı Ahmet Mercan, Türk Ocağı Başkanı Şaban Ufuk, Kocaeli Ülkü Ocakları Başkanı Selim Çakır, Körfez eski Belediye Başkanı Erhan Yenilmez, Saadet Partisi Körfez İlçe Başkanı Recep Sarıdoğan, Türkiye Partisi Körfez İlçe Başkanı Bülent Fırat, Körfez Artvinliler Yardımlaşma Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İbrahim Durmuş, Körfez Sivaslılar Dernek Başkanı Mahmut Özcan, Türkiye İşçi Emeklileri Derneği Körfez Şube Başkanı Mehmet Akşit, Körfez Birleşik Esnaf Kooperatifi Başkanı Nihat Gökbayrak ve 750 kişiye yakın partili katıldı.

Körfez Belediyesi Petkim Çok Amaçlı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantının ilk konuşmasını yapan MHP Körfez İlçe Başkanı Ahmet Mercan, Genel Merkezimizin açılım konusundaki görüşlerini sizlerle paylaşmak için Sayın Vural aramızda dedikten sonra sözü MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural’a bıraktı.

Alkışlar arasında sahneye çıkan Oktay Vural “Sizlere Sayın devlet Bahçeli’nin selamlarını getirdim” dediğinde uzun süre salondakilerce alkışlandı.

‘BİRLİKTE RAHMET, AYRILIKTA AZAP VARDIR’

Vural “Türkiye’nin bin yıllık kardeşliğini dimdik ayakta tutmaya, yaşatmaya gelmiş kardeşlerim hoş geldiniz” diyerek başladığı konuşmasında “Milletimizin kılına bir zarar gelirse bu zararı ödemek için MHP’li kardeşlerim her zaman mücadele etmiştir. Bin yıllık kardeşliğimizi yaşamak ve yaşatmak için ne günlere kaldık. Bugün kardeşliğimizin tartışıldığı bir ortam içinde, milli kimliğimizin ayrıştırıldığı bir ortam içinde Türk Milletinin mukaddesatına sahip çıkmak için buradayız. Biz birlikten yanayız. Peygamberimiz ne demiş; ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ demiş. Bunlar bu milleti 36 etnik guruba bölmeye yelteniyorlar. Bugünkü oyunlar tarihte Türk Milletine oynanmış oyunların birer tekerrürüdür. Önümüze Sevr dayatıldı, O gün ejdadımız bu Sevr’i yırtıp atmıştı. O gün Osmanlıya dayatılan haritaları, bölücü reçeteleri ejdadımız yırttı, attı. Bugün aynı konuları önümüze getiriyorlar. Açılımın asıl amacı ve hedefi aramıza fitne karıştırmaktır. Bu coğrafyada bugün var olmamızı sağlayan milli kültür yok edilmek isteniyor. Milli kültürümüz içinde sınıfları, okulları, TV’leri, camileri ayırmak istiyorlar. Bu fitne değil midir? Bizi birbirimizden koparmak istiyorlar. Körfez’e Anadolu’nun her köşesinden insanlarımız geliyor. Bizler aşımızı, işimizi paylaşmadık mı? Şimdi ise aramıza etnik ayrımcılığı sokup kardeşliğimizi yok etmek istiyorlar. Osmanlıyı parçaladıkları bu coğrafya da Türk Milletini yaşatmak istemiyorlar” şeklinde çok sert ifadelerle başlayan konuşmasında zaman zaman salondakilerce uzun süre alkışlandı.

ANALAR AĞLAMASIN, TÜRKİYE BÖLÜNMESİN

Hükümet ile PKK ilişkilerine de değinen Vural; “Hükümetin açılım adı altında PKK’yi aklamaktan, onunla müzakere etmekten başka amacı yoktur. PKK ile müzakere dönemi başlamıştır. Sanki ortalıkta demokrasi ve insan hakları gereği bir şeyler yapılıyor gibi de insanımıza sunulmaktadır. PKK sözde elçilerinin Habur’da devlet töreni ile karşılandığı günlere geldik. PKK’yi sorun olmaktan çıkardık, Doğu ve Güneydoğu halkını sorunun parçası haline getirerek aramıza fitne karıştırdılar.Bugün PKK sorununu ‘Analar ağlamasın’ ambalajıyla sunmak istiyorlar. Ama bu ülkenin insanları birbirinden koparsa işte o zaman analar daha çok ağlar. MHP, analar ağlamasın, Türkiye bölünmesin diyor. Şimdi ‘analar ağlamasın’ edebiyatıyla ülkeyi bölmeye çalışan PKK’lilerle, ülkemizi koruyan şehitlerimizi aynı kefeye koyarak analarımızı bin kere ağlatıyorlar. Habur’a devletlimizin müsteşarını, savcısını, hakimini gönderdiler. Milletimizin içi yandı. Halkımızın yüreği yandı” dedi.

HER ŞEYİN BEDELİNİ SİZ ÖDERSİNİZ DİYE ENDİŞELİYİZ

Bu coğrafyada bizi bir arada tutan bağlar bize emanettir ama emanete ihanet ediyorlar diyen Oktay Vural; “Türk Milleti kimliği tartışılır hale geldi. Bunun bedellini sizler, analar, babalar, gençler öder. Onun için bin yıllık kardeşliğimizi bozan, bizi birbirinden koparan bağların bedelini sizler ödersiniz diye biz endişe ediyoruz. Bu milletin sesi olan, direnci olan, hakkını savunan biziz. Bu açılımı polis akedemisinde Kürt açılımı diye başlattılar, sonra demokratik açılım dediler. Sen zarfa bakacağına mazruba bak, bütün bunlar birer oyundur ve kaynağı yurt dışındadır. Bunlar ABD’nin 2007’de hazırlanmış raporlarının birer yansımasıdır” dedi.



İMRALI CANİSİ, TÜRK DEVLETİNE YOL HARİTASI SUNMAKTADIR

Bu milleti milli kimliğinden, kültüründen koparmak için önce TV’leri sonra camileri ayırmaya başlıyorlar, sınıflarımızı ayıracaklar, okullar ayrılacak diyen Vural, Başbakanın 1991 yılında hazırladığı Kürt raporunda bunların bulunduğunu söyledi. Vural; “Anayasa da Türk Milletine yapılan atıfları değiştirmek istiyorlar. Biz Lozan antlaşmasını Ermeni ve Rum un dışında azınlık yok diye kabul ettik. Eğer bunlar bu coğrafya da tarif ettiğimiz Türk Milletini bölerlerse Rum ve Ermeni dışındakileri de azınlık kabul etmek zorunda kalacağız. Türkçe konuşan insanlarımızı azınlık sınıfına sokmaya senin ne hakkın var? Çanakklale savaşında da, Kurtuluş savaşında da Türk olarak kurtulmadık mı? Osmanlı da bir Türk devletiydi. Bu medeniyette Türk Milletinin arasına fesat sokmak istenen bu oyuna dur demek zorundayız. Bu kadar kardeşimiz bizlerin kardeşliği için şehit oldu. Size soruyorum; ‘bin yıllık kardeşliği onlara parçalatacak mıyız?’ Terör örgütüne teslim olacaksan bu ülkede mücadele etmemiz gereken bir değerimiz kalmamış demektir. Bugün terör örgütü başı İmralı canisi, Türk devletine yol haritası sunmaktadır. 2002’de yolunu bulamayan adam birde köşe yazarlığına soyunmuş. Devlet olarak nasıl buna müsaade edersiniz? PKk imralı’dan yönetiliyor, devlet sessiz kalıyor, internet siteleri var devlet seyirci kalıyor. Beyefendinin hücresi 6 cm küçükmüş diye olmadık şeyler yaptılar. Her hafta avukatlarıyla görüşüyor, PKK’yi yönetiyor. Habur’dan gelen teröristleri kim gönderdi? İmralı canisi yolladı. Kim kabul etti? Devlet etti, işte müzakereyi görebiliyor musunuz? DTP’liler istifa edeceğim diyor. İmralı canisi ‘etmeyin’ emri veriyor. Terör örgütü başının etkin pişmanlıktan yararlanması için 2006’da tasarı getirdiler. Şimdi de terör örgütü başı yeniden yargılansın diye tasarı hazırlıyorlar. Deşifre ettik, görüşemediler. Fırsat kolluyorlar, yeni takiyyeler peşindeler. Bu pis bir oyundur ve bunu ancak sizlerle beraber çözebiliriz” dedi.

7 KASIM 2010’DA YENİ BİR SEÇİM YAPILMASINI İSTİYORUZ

Dağdan ovaya inip, bu milleti ovadan kaçıracak projelere hayır dememiz lazım diyen Vural konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Biz size tercüman oluyoruz. Sevr’i tekrar önümüze getirenlere biz de tarihi tekerrür etmeye hazırız. Anlaşılan bunlar ders almamış. MHP olarak Anadolu’yu yeniden fethetmeye hazırız. Bunlar yeni oyunlar peşindeler. Önümüze yakında sandık gelecek. 2007’de seçime gittik ürünü tarlada kalan köylüm, siftah yapamayan esnafım,  işsizim, işinden olanlar, üniversite kapısında bekleyenler, üniversite mezunu işsizler varken % 46 oy aldılar. Ne yaptılar? Bu oyu hak etmek için ne yaptılar? Oyun oynadılar. Bir muhtıra oyunu oynadılar ve oyları aldılar. Mağdur rolü oynadılar. Sevsinler senin mağduriyetini. Çocukları gemi sahibi ama kendileri mağdur. Oyu aldılar tepe tepe kullandılar, seni unuttular. E-muhtıraya sarıldılar ve oyu aldılar. Yine böyle bir oyun oynayabilirler. Sizden ricam oyun oynarlarsa, Habur’daki görüntüleri reva gören başbakanı, çiftçiye ‘ananı da al git’ diyen başbakanı hatırlamanızı istirham ediyorum. Hesap sorma günü o gündür. Önümüzdeki seçimleri AKP’den kurtulmak için fırsat olarak görüyorum. Normal seçime 1 yıl 6 ay 10 gün var ama 7 Kasım 2010’da yeni bir seçim yapılmasını istiyoruz. Biz bu milletin bu dertlerini, yükünü taşımaya hazırız. Bu kadar ağırlaşmış sorunları çözmeye hazırız, talibiz. Bu millete hizmet etmek şereftir. Bu maskeli siyaseti hep beraber bozabileceğimizi düşünüyorum”

TÜRK DEVLETİ BAŞKANI MASADAN KAÇMAZ, KAÇIRTIR

Salonda asılı olan Azerbaycan bayrağını gösteren Oktay Vural “Bir millet, iki devlet dediğimiz bu Bayrağı Bursa’da stadyuma sokmuyorlarsa gün şimdi hesap sorma günüdür. Ermenistan soykırım iddialarından vazgeçtim mi diyor da sen hangi yüzle bu protokolü imzalıyorsun? Omurgan da kırılmadık yer kalmadı be… dik dur biraz, hangi konuda dik durdu? Zinayı serbest bırakan kanunu kabul etti. Davos’ta görüşmeyi terk etti. Türk Devleti başkanı masadan kaçmaz, başkalarını kaçırtır. Van münit dedin sonra ne oldu? Yarım saat sonra İsrail Başbakanını arayıp sözüm size değil moderatöreydi diyerek özür diledin. Peygamberimizin karikatürlerini yayınlayan Danimarka başbakanı Rasmussen’in Nato Genel Sekreteri olmaması için dik duramadın. Sen bunları hazmedebilirsin ama milletin burada bunu hazmedemiyor. 2006 yılında genel başkan yardımcısı ve danışmanın ‘sifonu çekmeyin, kullanın’ dediğini hatırlayın. Daha fazla bedel ödemeden Erdoğan devrini kapatma zamanı 7 Kasım 2010 olsun. Erdoğan’ı emekli etmeye var mısınız?” dedi ve salondakilerin “evet” sözlerinden sonra Kocaeli’lerden son bir isteği olduğunu belirten Vural “Kocaeli’de yerelde yokuz, 1 milletvekili verdiniz, önümüzdeki seçimlerde daha çok katkı sunmanızı istiyorum. Gelin MHP’ye destek verin” diyerek Vural yaklaşık 1 saat konuştuğu konuşmasını tamamladı.