Sevgili okurlarım, büyük Atatürk'ün ölüm yıldönümünde cumhurbaşkanı ve
AKP genel başkanı Recep Bey de bir konuşma yaptı ve danışmanları
tarafından kendisi için hazırlanan nutuk metnini kürsüden okudu…
Ama ne yazık ki, yaptığı konuşma yanlışlarla doluydu.
Örneğin şöyle diyordu:
“Atatürk'ü istismarcılara bırakmayacağız. Bunların en büyük ticareti
Cumhuriyet ve Atatürk'tür. Bize olan düşmanlığın en büyük
sebeplerinden biri bu kirli ticareti ifşa etmiş olmamızdır.”
Bunları söylüyor ama bir tek örnek veremiyor, bir tek isim bile açıklaması
mümkün olmuyor!
Kimdir bunlar?
Verebildiği bir örnek yok!
★★★
Devam ediyor:
“Kendi tarihine, kültürüne ve medeniyetine karşı, marifet sayarak
ortada dolaşanları aydınlatma mücadelemiz sürecek. Osmanlı'ya
hakareti ve aşağılamayı bir siyaset tarzı haline getirmek ya cehalettir, ya
gaflettir, ya da art niyettir. Türk Milletini kendi yörüngesinden çıkarmak
isteyenlerin asıl amacı budur.”
Atatürk'ün ölüm yıldönümünde bile “Osmanlıcılık” yapmak bir
cumhurbaşkanına yakışır mı?
Her fırsatta Osmanlı, her fırsatta Osmanlıcılık!
Osmanlı çökmüştü, bitmişti…
Aynı zamanda halife olan son padişahı Vahdettin bile günün birinde İngiliz
işgalcilerin Malaya isimli zırhlısına binip yurt dışına tüymüştü.
Osmanlı bütün dünyada “Hasta adam” olarak tanımlanıyordu.
Elinde Anadolu dışında toprak kalmamıştı…
Ve üstelik Anadolu'nun büyük bir bölümü de işgal altındaydı.
Biz bu Osmanlı'ya mı saygı duyacağız, bu Osmanlı'dan mı geçmişe hasret
övgülerle söz edeceğiz!
Dış güçlerin oyuncağı olan Osmanlı bizim gururla değil, sadece üzülerek
andığımız bir kavramdır.
Recep Bey bu konuları ya iyi bilmiyor, ya da kavramları birbirine karıştırıyor.
★★★
Sonra bakınız daha neler diyor!
“Son günlerde birileri yine ağızlarına sakız ettiler. Osmanlı'da okuma
yazma oranı çok düşükmüş. Hepsi de yalandır ve iftiradır!”
Evet, gerçekten de çok düşüktü. Hatta Yedi Sekiz Hasan Paşa gibi bazı
“Paşalar” bile vardı ki, okuma yazma bilmezlerdi.
Osmanlı'da okur yazar oranı yüzde üç ile yüzde beş arasındaydı.
Cumhuriyet yönetiminin en büyük sıkıntısı da zaten bu cehalet ortamından
kaynaklandı.
Halk cahildi, o kargacık burgacık Arapça harfleri sökmesi mümkün
olmuyordu.
Üstelik okumuş kadroların çoğunu, Çanakkale'de, Balkan Harbinde, Birinci
Dünya Savaşında ve İstiklal Harbinde kaybetmiştik.
★★★
1927 yılında harf devrimi yapıldı.
Recep Bey buna da karşı çıkıyor…
Onun yandaş kitlesi de yıllardan beri aynı sakızı çiğner…
“Harf devrimiyle birlikte milleti bir gecede cahil yaptılar!”
Gülünç bir iddiadır…
Cumhuriyet yönetimi okur yazar olmayan kitleleri, açılan millet
mekteplerine gönderdi. Milyonlarca insanımız okuma yazmayı böylece
öğrenmiş oldu.
Bugün millete sorun bakalım o Arapça harfleri kullanmaya hazır olan bir tek
kişi bulabilir misiniz!
★★★
Sevgili okurlarım, bu ülkede milyonlarca Atatürkçü insanımız var…
Onlardan hiçbirinin Atatürk ticareti yaptığına bugüne kadar tanık olmadık.
Onlar Atatürk ticareti yapmıyor…
Her biri Atatürk ve laik Cumhuriyet ilkelerine gönülden bağlıdır…
Ama ne yazık ki “Osmanlı ticareti” yapmaya kalkışanlar az da olsa var.
★★★
Şeriat yasalarıyla yönetilen Osmanlı artık bitmiş, tarihin karanlık sayfalarına
gömülmüştür.
Recep Bey diyor ki “Atatürk Samsun'a Osmanlı subayı olarak çıkmıştır…”
Yani bunu inkâr eden mi var!
Çıkmışsa ne olmuştur?
Yapmasın yaa, bu gibi konuları gündeme getirmesin…
Zira bir türlü inandırıcı olamıyor.
Üstelik bu gibi sözler kendisine pek de yakışmıyor.
Bitmiş tükenmiş Osmanlı ne kendisine oy getirebilir, ne de genel başkanı
olduğu partisine…
Eğer ille de Osmanlı'ya övgü düzecekse, Osmanlı özlemini dile getirmesi ille
de gerekiyorsa, başka yolları denemesinde yarar olabilir.
O yolların ne olduğunu sorarsanız, ben bilemem.
Saray'daki danışmanları daha iyi bilir, onu belki yanlışından döndürebilir
|