Twitter paylaşımı nedeniyle aldığı hapis cezası Yargıtay tarafından onanan Gergerlioğlu, AYM kararı beklenmeden, hakkındaki fezlekenin 17 Mart’ta Meclis’te okunmasının ardından milletvekilliği statüsünü kaybetmişti. 

2 Nisan’da evinde yaka paça gözaltına alınan eski vekil rahatsızlanması nedeniyle kaldırıldığı hastanede anjiyo yapıldıktan sonra 3 Nisan’da cezaevine götürülmüştü.

AYM beş gün önce Gergerlioğlu’nun bireysel başvurusunda, ‘seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı’ ile ‘kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’nın ihlal edildiğine karar vermişti.

AYM’nin Gergerlioğlu için verdiği ‘hak ihlali’ kararı, Kocaeli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Kocaeli 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi, Gergerlioğlu hakkındaki ‘infazın durdurulmasına’ karar verdi.

Vekilin oğlu Salih Gergerlioğlu, Twitter paylaşımında “Sonunda karar savcılığa gönderilmiş. Bugün bırakırlar artık… Babamı almaya gidiyoruuumm” diye yazdı. Salih Gergerlioğlu daha sonra “Cezaevine yazı gönderilmiş. Biz de yoldayız” dedi.

HDP’nin Twitter hesabı üzerinden şunlar kaydedildi: “Adalet mücadelemiz sonuç verdi. AYM kararı sonrası Milletvekilimiz Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında tahliye kararı verildi. Milletvekillerimiz, yöneticilerimiz ve partililerimizle Sincan’a vekilimizi karşılamaya gidiyoruz.”

 HDP genel merkezinde konuşan vekil özetle şunları söyledi:

*Bu zaferi halkımıza armağan ediyorum. Bu halkın yüzünün gülmesine çok çok ihtiyacımız vardı ve bundan dolayı çok mutluyum.

*Beş yıl önce ben barış istedim diye terörist ilan edilerek 27 yıllık kamu doktorluğundan ihraç edilmiş insanım. İnanılmaz bir hukuksuz karar verildi. Ardından istinaf, ardından Yargıtay’dan bir karar gelebilir dedik ama onandı. Türkiye’de biz kime güveneceğiz arkadaşlar?

*Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) teşekkür ediyorum. Gerçekten hızlı bir süreç işletti. Sonunda da 1 Temmuz’da karar verildi. AYM’nin kararı çok net ve kesin bir karardır. Oybirliğiyle alınmıştır. 15’e 0… Çok kesin bir karar.

*Meclis’ten çıkarken “Haklıyız güçlüyüz ve kazanacağız” dedik. Bizi o zaman çok zayıf görüyorlardı ama ben iki şeye güveniyordum: Birincisi hukuken çok haklıydık. İkincisi kamuoyu vicdanı bizim yanımızdaydı.