Günümüzde genç, yaşlı, kadın, erkek, genel manada herkes hayattan, işinden zevk almadığını, hiç bir şeyden mutlu olmadığını, olamadığını ve ciddi psikolojik sorunlarla karşı karşıya olduklarını belirmektedirler. İnsanlar günümüzde madden her türlü bolluk içerisinde oldukları halde ,neden mutlu olamamaktadırlar da, çareyi çok çeşitli sosyal aktivitelerde ve doktorlarda aramaktadırlar.
Bu durumun şüphesiz çok çeşitli sebepleri var, ancak bize göre öncelikli neden, kanaat ve tevekkül sahibi olmamakta yatmaktadır. İnsanlarda çok büyük bir dünya hırsı bulunmakta ve bu hırsın tatmin edilmemesi nedeni ile çok büyük travmalarla karşılaşmaktadırlar. İnsanlarımızın da o kadar büyük hırsları bulunmaktadır ki,bu hırslarının da tatmin edilmesi mümkün değildir.
O halde bu çok önemli küresel insanlık sorununun çözümü nedir, çözüm aslında çok basittir ; insanlara eğitimle tevekkül ve kanaati öğretmektir. Yüce kitabımız mutluğun sırrını kanaat sahibi olmakta ve başımıza gelen sıkıntıların kader, nimetlerinde yine kader olarak genel manada algılanılması durumunda, sıkıntılı durumlarda ümitsizliğe kapılmayacağımızı, büyük mutluluk anlarımızda da şımarmayacağımız buyurulmaktadır.
Bir güzel söz ne kadar güzel bir şekilde konumuzu açıklamaktadır. ‘’En büyük sermaye kanaattir.’’İnsanlar gerçek manada kanaat sahibi olmadıkça asla mutlu olamazlar, çünkü bir insan için dünyada hedeflerin ve nimetlerin asla sonu yoktur, insanlar neyi elde ederse etsin,, mutlaka isteyecek yeni bir takım şeyler bulacaklardır. Ama eğer kanaat sahibi olurlarsa onları en küçük şeyler bile mutlu edecektir.
Yukarıda bahsetmiş olduğumuz fikirler, Kur’an, İslam felsefesinin, İslam ahlak öğretisinin omurgasını oluşturan altın kurallardan yalnızca bir kaçıdır. Dünyada hiç bir felsefe, hiç bir fikir ve öğreti, gerçek din anlayışının insanlara öğütlediği üstün ahlak fikrinin getirmiş olduğu tevekkülü ve buna bağlı olarak meydana gelen mutlak mutluğun binde birini dahi meydana getirememiştir ve asla da meydana getiremez.
Düşünün ki, 1500 sene önce ortaya çıkan bir öğreti, insanların, aile hayatından, ibadet hayatına, yemek adabından, çalışma hayatına ve hatta hukuk ve devlet hayatına kadar kısaca insanlığın bütün alanlarını kuşatarak komple bir sistem ,komple bir yaşam felsefesini getirmiştir ve inanılmaz olan 1500 yıldır hala tazeliğini ve yenilenmesini ilk günkü gibi devam ettirmektedir, işte bu o dinin gerçek ve ilahi din olduğunun en büyük delili ve göstergesidir,tabi bu ancak, bu öğretiye dürüstçe ve kalp gözüyle yaklaşanlar tarafından görülebilecek bir ışık bir Nurdur.
|