|
||
Tarihe Selam, Kaybetmeye Devam | ||
Süleyman PEKİN | ||
suleymanpekin@gmail.com | ||
İdlip gündemi iki haftadır siyasî gündemimizdeydi, spor ve magazinden sonra. 55şehidi içimize ve 70’e yakın, uzuvları parçalanarak yaralanan gazimizi de sessizliğe gömdükten sonraMoskovaAntlaşması’yla geri çekildik. Çekilecektiysek niye büyük kayıplar vermeden başta çekilmedik? Rejim’le o kadar savaştıktan sonra “Rejim” diyegeldiğimiz Suriye Yönetimi’nin koordinatörü Putin’i ve Rus Heyeti’ni niye dinledik, şartlarını niye kabul ettik? Hem “Çekilin aradan, bizi Rejim’lebaşbaşa bırakın!” sözünü hem “Anlaşmayla ilgili Esad’ı bilgilendirdiniz mi?” sözünü 24 yada 48 saat arayla nasıl söyleyebildik? Geçen hafta “Ah ‘Benim Yalnız ve Güzel’ Askerim” başlıklı bir yazıyı 2 yıl sonra ve başına da “ah” ekleyerek yayınlamıştık. O nidâyı uzatmak istiyorum; aaaahhh! 29 Şubat günü 33 şehitten haberdar olunca aklıma Falih Rıfkı’nın “Zeytindağı” adlı eserinde geçen “Benim Ahmed’imi gördün mü?”anekdotu gelmişti. Popüler Çanakkale kitaplarının bazılarında yarısı yer alır, yani “Hiç birimiz Ahmed’ini görmedik. Fakat Ahmed’in her şeyi gördü” kısmına kadar. Hem içimden geçeni hem kalan kısmını Av. Gürkan Uysal kardeşim Kocaeli Aydınlar Ocağı sitesindeki 29.02.2020 tarihli yazısında çok güzel anlatmış. Yüzyılın muhasebesini yapan Gürkan Uysal, Falih Rıfkı’nın bir asır önceki “Fakat biz Ahmed’i kumarda kaybettik!” teşhisini bir asır sonraki kendi “Türkiye’yi idare edenler, Ahmetlerin hayatlarını sürdükleri bir kumar oynadılar ve biz yüzlerce Ahmet’i bu kumarda kaybettik!” teşhisiyle tevhit etmiş. Allah razı olsun, yüreğimize su serpti ama yüreğimiz hâlâ soğumuş değil. Meraklısı ve dertli-kederlisiyle paylaşmak istediğim bir kaynak var: AHMED CEMAL PAŞA(18721922) ASKERİ VE SİYASİ HAYATI; Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Nevzat Artuç’un 456 sayfalık Doktora çalışması, 2005 Isparta tarihli. Orda İttihat ve Terakki’nin 3 önemli isminden Cemal Paşa’ya ki I.Dünya Savaşı’nın dörtte üçünde Suriye-Filistin-Kanal (Sîna) ve HicazCephelerinin kumandanıdır; savaşa neden girdiğimizle alâkalı iki ayrı kişinin sorusuna farklı zamanlarda verdiği aynı cevap var. Bu özel ve derinlikli araştırmanın 182. sayfasında şöyle bir mevzu geçmekte: “Savaşın son günlerinde Cemal Paşa yaveri Falih Rıfkı’yla Büyükada’ya gidenYakup Kadri Karaosmanoğlu da Paşa’ya aynı soruları yöneltmiş ve şu cevabı almıştı: İki sebeple: Ruslar vatanı işgal edeceklerdi ve bir daha çıkmayacaklardı. Hazinebomboştu ve değil müdafaa için, maaş verebilmek için bile para yoktu. Bir yeredayanmak mecburiyetinde idik. Her kapıya başvurduk. Aradığımızı kısmen de olsaAlmanlar’da bulduk.” Yine aynı kaynaktan anladığımıza göre Cemal Paşa, Almanların yanında savaşa girilmesine ve hatta savaşa dahil olunmasına taraftar değildir (Sayfa 178 – 180); fakat mecburiyetler karşısında da vazifesini bihakkın yapmaya çok gayret göstermiştir. Falih Rıfkı Atay’ın Zeytindağı kitabının 120. sayfasında Cemal Paşa’nın;“Hazine tamtakırdı, aylık vermek için Harbe girdik”şeklindeki sözleri de bu hususu teyit etmektedir. Biz bu işe niye girdik? Şam’da Emevî Camii’nde namaz kılma düşüncesinin altındaki antlaşma bedeli kaçtı? Suriye’deki İç Savaşa ve milyonlarca sığınmacıya 9 yıldır tahammül etmenin ederi nedir? En sonda başa döneceksek Hendeklere ve Harekâtlara serptiğimiz şühedanın hesabı mahşere mi kalacak? Fırat’ın doğusuAmerika’nın da Fırat’ın batısıRusya’nın değil mi? S–400’ler Rusya’nın da Patriot’lar Amerika’nın değil mi? Türk AkımıRusyatik de Kanal İstanbulAmerikatik değil mi? Ne demiş LarrySavadore: “Yeni olan hiç birşey yoktur, sadece tarih okumamışsınızdır.” |
||
Etiketler: Tarihe, Selam,, Kaybetmeye, Devam, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.