Hüseyin OĞUZ: Gürkan Bey okuyucularımız için Gürkan Karaçam kimdir desek?

Gürkan KARAÇAM: 1976 Ardahan doğumlu, dedeleri Ahıska'dan gelmiş bir Kıpçak Türküyüm. İlk öğrenimimi Köseköy İstasyon İlkokulunda, orta ve lise öğrenimimi Mimar Sinan Ortaokulu'nda ve Lisesinde tamamladım. K.T.Ü. Fatih Eğitim Fakültesi Matematik Öğretmenliği mezunuyum. 2002 yılında benim insan yanım dediğim Hafize Hanımla evlendim. Zeynep İclal ve Mustafa Kerem adlarında iki çocuk babası, okumayı ve yazmayı, okudukları üzerinde düşünmeyi çok seven bir insanım.

Kocaeli Ülkü Ocakları'nda Eğitim İşlerinden Sorumlu İl Ocak Yöneticiliği, İzmit Türk Ocağı'nda Kültür Sanat Komisyonu Başkanlığı, Türk Eğitim Sen 1 Nolu Şubede Teşkilat Eş Güdüm Sekreterliği, Türkiye Kamu Çalışanları Vakfı (TÜRKAV) Kocaeli Şubesi kurucu il sekreterliği gibi çok sayıda sivil toplum örgütünde aktif görevlerde bulundum.

H.O: Gürkan bey, YENİLMEZ nasıl doğdu? YENİLMEZ ile neyi hedeflediniz?

G.K.: Açıkçası, mensubu olmakla iftihar ettiğim Aziz Türk Milleti'nde gördüğüm sosyolojik ve psikolojik tramvaya bir çözüm bulma çabası olarak doğdu diyebiliriz. Amel zengini itikat fakiri oluşumuzun, toplumsal cinnetimizin, her şeyi sebeplere bağlayışımızın, ben merkezli yaşayışımızın, ruh ve düşünce dünyamıza çöken karamsarlığın, ilişkilerimizi-imkanlarımızı çok çabuk tüketişimizin, inancımızı şeklen koruyup manen yitirişimizin oluşturduğu acıya derman olma çabasıyla hayat buldu da denebilir.

H.O: Peki, okuyucuyu YENİLMEZ'de neler bekliyor? Ne anlatıyor YENİLMEZ?

G.K.: Yenilmez; tasavvuf denizine daldırılıp çıkarılarak okuyucuya sunulan, motivasyon arttırıcı bir kişisel gelişim kitabı aslında. William Wallace'dan Amerikan Başkanı James Garfield'e, Suna Pekuysal'dan Sezen Aksu'ya tanınmış bir çok insanın hayat hikayelerine farklı bir açıdan bakan, Mecnun Olabilirseniz Leyla'nın Ötesine Geçebilirsiniz mantığıyla sizin imkansız gibi gördüğünüzün mümkün olabileceğini roman tadında anlatan bir çalışma. Daha özetle umutsuzluk dalgalarına karşı bir dalgakırandır YENİLMEZ.

H.O: Biraz daha açar mısınız?

G.K.: Tabi, biliyorsunuz Şeytan Allah'tan süre ister biz Allah'ın kullarını yoldan çıkarmak için ve istediğini alır. Şimdi düşünün şeytana istediğini veren bize neden vermesin. İsteseniz de şeytandan daha kötü olamazsınız ve buna rağmen Allah şeytana bile istediğini verdiği halde biz nasıl umutsuz olabiliriz. Hasılı Allah'a inandığını iddia eden  vazgeçmez-pes etmez, pes eden ya da  vazgeçen  Allah'a inandığını iddia edemez.

H.O: Allah var sıkıntı yok gibi öyle mi?

G.K.: Evet! Tam da öyle. Yeter ki kul zafer-yenilgi hesabı yapmasın. Varlık-yokluk, yenilgi-zafer, hepsi Allah 'tandır. Siz kul olarak ortaya çabanızı ki bu hal duasıdır ve zikrinizi ki bu da manevi duadır koymakla yükümlüsünüz hepsi o kadar. Yoksa muzaffer olan ne sissinizdir ne de zaferdir sizin olan. İşte hakikat; Zafer! Allah'ındır!

H.O: Şairliğinizde biliniyor, son olarak bir iki mısra alsak sizden ve yakın gelecekte ufukta yeni bir kitap ya da kitaplar var mı desek?

G.K.: "Babil'in Okları" adlı bir araştırma inceleme ve "Kan Krallığı" mitolojik kurgu roman türlerinde iki ayrı kitabımın son düzenlemelerini yapıyorum ve tahminim Haziran ayının sonunda okuyucuyla buluşacaklardır. Mısralara gelince;

Zayi etmez ki Mevla gelse de ömrün son demi

Ne fırtınalar gördük elbet batmaz bu gemi

diyerek sürekli umut var olmaya davet edelim ve yaşanan pervasız bölücü faaliyetlere rağmen, Türk Milleti sen özelsin haykırışımızı bir kez daha dillendirelim...

Ne olmuş salmışsa iblis fitneyi toprağına

Melün'un gücü mü yetermiş Aziz'in kullarına

Sen seferle emrolundun olmasın zafer umrunda

Allah büyük yarattığını sığ sularda denemez

H.O: Sayın Karaçam görüşlerinizi okurlarımızla paylaştığınız için çok teşekkür ederiz.

G.K.: Bu fırsatı verdiğiniz için ben teşekkür ederim.