Hüseyin OĞUZ (H.O.) : Sizce ülkemiz ekonomisi nasıl gidiyor ? Latif İŞCEN (L.İ.) : Bugün mahalle bakkalına sorduğunuzda ekonominin nasıl olduğunu size benim kadar anlatır. Ben ekonomiye iki açıdan bakıyorum. • Ekonominiz sürdürülebilir mi ? • Borçlarınız döndürülebilir mi ? Ekonomimiz bu cari açıkla çok sürdürülebilir değil ! Kısaca daha anlaşılır kılmak için şu örneği vereyim. Sizin 330 Milyar dolar bütçeniz var …. Siz bu bütçenin üzerine her yıl 70 milyar dolar yada bazen 30 milyar dolar kredi alıyorsunuz. Ve dış borcunuz sürekli artıyor. Yani tabiri caiz ise kredi kartlarınız artıyor , borcunuz artıyor sizin ülkenizde para miktarı aynı oranda artmıyor. Ne zaman ki ülke ekonomisi ciddi krize girerse ülkeniz batar. Bugün ekonomiyi sevk ve idare edenler bu krizleri hissettirmemek için, her dönem ekonomik göstergelerin düşüşünü gördüğü anda dış sermaye akışını sağlamak amaçlı sürekli konut ve imar alanı satışını destekliyor. Dış yatırımcı ne kadar konut ve imara yatırım yapar ise ekonomi döndürülebiliyor. H.O. : Ekonomi tehlike altında mı ? L.İ. : Şimdi biz çıkıp ekonomi tehlike altında desek biri çıkıp “bunlar bilmeden atıp tutuyor” der. Ekonomi risk altında çünkü döndürülebilirlik seviyesi negatif de uzun vadede konut satışları ve imar yatırımları azalırsa ciddi bir ekonomik krize dönüşür. H.O. : Ekonomi nasıl idare edilmeli ? L.İ. : Bakın ekonominin birkaç göstergesine bağlı ekonomik plan yaparsanız üreten bir toplum yerine tüketen toplum tarafında yer alırsınız. Biz üreten bir toplum değiliz. Hammaddenin anamamüle dönüştüğü tüm evreleri sağlayıp satabilen toplumların ekonomisi artıyı sağlar. Bir ürün yada malın kazandırmaması yada zararına üretilmesi sizin girdileri yönetememeniz anlamına gelir. Aslında üretimde en önemli girdi hammaddedir. Bizim üretim girdimiz Allah’a şükür bu topraklarda var. Sorun nerde siz İNŞAAT SANAYİNİ TEŞVİK EDEN bir yapı kurarsanız, sürdürülebilirliğe destek veren ekonomik modeli uygulayamazsınız. Sürdürülebilir ekonomiyi sağlamanın yöntemi ne üretirseniz üretin bunun her aşamasının verimli yönetilerek ihracat yapılmasıdır. Halen ithalat oranınız ihracatınızın üstünde ise uzun vadede ülkenizi kriz bekliyordur. 13 yıldır iktidarda bulunan AKP ülkeyi sanal büyüme ile yönetti.
H.O. : Büyüme oranları /göstergeleri nasıl ? L.İ. : Bir ekonomi için büyüme; yapılan konut, bina , köprü gibi sadece inşaat sektörü ile alakalıysa büyüme sanaldır. Ülkemiz ciddi bir nüfusa sahip ve bu potansiyeli göz ardı etmek imkansız. Bugün lüks konutların büyük bir oranı yabancılara yapılıyor. Ülkemiz tabiri caiz ise arapların ikinci vatanı olmak üzere ve halkımız bundan şikayetçi. Çıkarılan kanunlarla yabancıların mülk edinmesine izin verildi. İnşaat alanındaki bu Arap ve Yabancı talebi azaldığı an büyüme oranları düşecek. Kentsel dönüşüm projelerinin depreme yönelik hazırlık amacı yanında bir diğer amacı burada yaşayan vatandaşların evlerini yenilerken borçlandırarak ekonomiye katmaktır. Vatandaşımız farkında olmadan bu büyük kumara dahil oluyor. Vatandaşımız borçlanıyor ve bu borçlanma ile sanal büyümeye dahil oluyor. Bu sanal büyüme kesildiği anda bu ülkenin ekonomik ihtiyacı, üretmek ve kendi kendine yetmektir. H.O. : Ekonomide açıklarımız neler ? L.İ. : Ülkemizdeki ekonomik açıklarımız ciddi anlamda ele alınmalı. • Dışa bağımlı bir imalat sanayimiz var • Tarımsal üretim bitti.İthalatçı bir ülke konumundayız. • Hayvancılık sektöründe kendimize yetmiyoruz. • Ülkemiz lüks tüketim tuzağında • Yer altından çıkarılan kaynaklarımız gemilerle başka ülkelere taşınıp bize bakır, antimon madeni olarak dönüyor. • Enerjide dışa bağımlı hale geldik. Enerji israfında lideriz. • Kamu kurumları lüks düşkünü olmuş, israf almış başını gidiyor. Bu ekonomik göstergelerle Makro Ekonomi tıkandığı an Yunanistan durumuna geleceğiz. H.O. : İnşaat sektörü neden bu kadar karlı ? L.İ. : Kentsel dönüşüm yada bina imarı ile ihtiyaç fazlası konut üretiminin gizli teşviki var. Örneğin sizin bakkalınız var yada marketiniz, devlete sattığınız malın kdv sini ödemeniz gerekir. Bu kdv’yi ödememe yöntemi çok basit, imkan tepsi ile sunulmuş. Binayı yaparken aldığınız inşaat malzemesi kdv oranı yüzde 18 , satarken ise yüzde 1 devlete ödeyeceğiniz kdv’yi binayı yaparken cebinizde tutuyorsunuz. Onun içindir ki herkes inşaat yapıyor. H.O. : İnşaat sektöründeki teşvik adaletli mi ? L.İ. : İnşaat sektöründe yer alan kurum yada kuruluş sahiplerine bir şey deme hakkımız yok, siz devlet eli ile bu teşviği nerde yaratmak istiyorsanız orada boşluk bırakırsınız. Kocaeli halkı bilmelidir ki bırakılan boşluklar halkın parasıdır. Sürekli ekranlara çıkıp biz bunu yaptık , şunu yaptık diye övünenler halkın parasını kullanıyor. İzahatı yapılmayan yatırım ise muhakkak amaca hizmet etmeden yapılıyordur. Halkımız yapılan yolun, parkın, bahçenin yada köprünün gerekliliğini sorgulamalı. Avrupa ya gittiğinizde hiçbir yerde bu kadar yol, köprü yada üst geçit yapılmaz. Gerekli olan alanlara tabi ki yapılmalı buna da bizim iktidarımız döneminde kurulacak il merkez yönetimleri karar vermeli.
H.O. : Yapılan israfa ilişkin İlimizden vereceğiniz örnekler var mı ? L.İ. : Bakın yeni bir proje var. Kocaeli ye Metro yapılması düşünülüyor. Projesi hazırlandı ihalesi yapılacak. Kocaeli’de yaşayan herkes bilir ki Kocaeli de ulaşım problemi yok. Şehir içi araçları boş gidiyor. Şehir merkezinden otogara kadar olan bir metro kime hizmet edecek. Amacı Şehir içi trafiğini azaltmak ise çözüm çok…. Tabi ki sorgulamadan edemiyorum böyle bir niyetiniz vardı da yürüyüş yollundaki rayları niye kaldırdınız . Bu planlar günlük olmamalı. Kocaeli halkının parası boşa harcanmamalı. Bakın birkaç boşa harcanan örnek vereceğim. • İzmit Halkevi D 100 yolunda yapılan köprüler D 100 trafiğini felç etmiştir. • Kocaeli Körfez ilçesi Esentepe’ de yapılan 3 katlı otoparka bir araç park etmiyor. • Gölkay projesi ise tamamı ile bir dizayn hatasıdır. • Dilovası Sanayi Bölgesi üst kısmına açılan OSGB lerin durumuna bir çıkıp bakmalarını istiyorum. • Kentkonut projelerinde üretilen konutlar Belediyenin imar kanunu açıklarını kendi lehine kullanması için yapılıyor. Yüzde 70 İmar haklı konut üretiyorlar. H.O. : Teşekkür ederim Latif bey, başka bir gündemle görüşmek üzere… L.İ. : Bu imkanı verdiğiniz için ben teşekkür ederim.
|