|
||
RÖPORTAJ: Teoman Alili; Tam bağımsız Türkiye’de yaşamak… Bütün hayatımı buna adadım. | ||
Röportaj Haberi | ||
ALPER KAYA - Teoman Alili kimdir, hangi okullarda okumuş, ne gibi işlerle uğraşmıştır; bilmeyenler için Ulusal Kanal'da başlamanıza kadar olan hayatınızı kısa bir şekilde anlatabilir misiniz? TEOMAN ALİLİ - Ben sıradan bir kenar mahalle çocuğuyum. Babamın işleri nedeniyle beyazıt ve çevresinde büyüdüm ve dolayısıyla Rusça ve Balkan dillerini öğrenme fırsatım oldu. Lise yıllarında basketbola merak saldım aslında liseden önce başladı basketbol sevdam komşumuzun kızı İTÜ’nün alt yapı antrenörüyle evlenince ben de basketbola başladım. Lise takımının kaptanlığını yaptım İstanbul şampiyonasında başarılar aldık sonra Makedonya’da Kiril Metodij Üniversitesi’nin yüksek basketbol akademisine girmeye hak kazandım ve basketbol antrenörü oldum. Sonra bir dönem okul takımları çalıştırdım bazı takımlarla görüşmeler yaptım ancak sonuçsuz kalınca Ulusal Kanal spor servisinde gönüllü olarak çalışmaya başladım. A. - Ulusal Kanal'da çalışmaya ne zaman, nasıl başladınız? Çevrenizde kimler size destek çıktı, gazetecilik yolunda yüreklendirdi? T. - Spor servisinde çalışmaya başladım. Yüreklendirenler Bayrampaşa’daki Atatürkçü Düşünce Derneği’nin yöneticileri ağabeylerimdi. Onlar sayesinde önce Aydınlık dergisi sonra Ulusal Kanal’da çalışmaya başladım. Yeteneklerim yeterli oldu herhalde ve sonra ilerledim. Ancak ben bütün bu süreci gönüllü olarak tamamladım. A. - Tutuklanma ve suçlanma aşamalarınızı sizden dinleyebilir miyiz? T. - Bir düzeltme yapalım. Ben tutuklanmadım sadece gözaltına alındım ve sorgum tamamlandıktan sonra serbest bırakıldım. Suçlama “Ergenekon Örgütü”nün propagandasını yapmaktı. Tabi bana yöneltilen suçlamaların tamamının gazetecilik faaliyeti olduğu anlaşılınca mesele ortaya çıktı ve mahkemeye dahi sevk edilmeden savcı tarafından serbest bırakıldım. A. - Türk vatandaşlığı konusunda polisle sorun yaşadığınız, yabancı koğuşuna konulduktan sonra belgeleri teslim ederek Türklüğünüzü "ispat" ettiğiniz söylendi, olay tam olarak neydi? T. - Vatandaşlık konusu idari bir sorundan kaynaklanıyor. Aşılmak üzere. Türklüğümü ispatlama konusu ise tamamen belgelere dayanıyor. Ben Yugoslavya Sosyalist Cumhuriyeti döneminde doğan Halil’den olma Trajanka’dan doğma bir kişiyim. Annem Makedon asıllı babamsa 1952 tarihli nüfus kayıt örneği ve kütük bilgilerine göre Yugoslavya’da yaşayan Türk soylu Azem’den olma, yine Türk soylu Hasbiye’den doğma yani ben soy olarak Türküm. Bunun belgesi mevcut. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlık yasasına göre Türk vatandaşı olmak için kanunda üç amir hüküm var. Birincisi Türkiye’de doğmuş olmak ben… 15 Şubat 1978 tarihinde İstanbul Vatan Hastanesi’nde doğdum. Bunun ispatlanması için hastanenin verdiği ve adına “Mernis tutanağı” denen bir belgeye ihtiyaç var. O belge mevcut. Vatandaşlık için ikinci amir hüküm Türk soylu olmak, e soy bağı babadan geçtiğine göre ben Türk soyluyum. Bunun ispatı hem yukarıda açıkladığım 1952 tarihli belge hem de Yugoslavya parçalandıktan sonra Makedonya’daki Türk resmi makamlarından alınan yeni bir belgeyle sabit. Üçüncü amir hüküm ise bir Türk'le evli olmak. Bir iki denemem oldu ama onu daha beceremedik… Ama üç amir hükümden biri bile vatandaşlık hakkı için yeterli. Zaten idare mahkemesi bu duruma binayen yürütmeyi durdurdu. Merak edenler için söyleyelim daha önce iki kez Türk vatandaşlığı için başvuru yaptım ancak çeşitli nedenlerle süreç tamamlanmadı. Ancak benim Türklüğüm hem belgelerle hem de 31 yıldır üniversite hariç kesintisiz Türkiye’de yaşamamla sabit. A. - Arnavut düşmanlığı suçlaması ciddi bir suçlama, olabilirdi. Tabii ki sizi tanımayanlar için. Özellikle karalama kampanyalarında komik duruma düşenler çok oldu. “Teoman Alili, Sırp kökenli, Makedon asıllı, ülkesi Arnavutluk’ta asker kaçağı.” cümlesi bile her şeyi anlatıyor ancak siz bu olaya son bir noktayı koymak amacıyla anlatır mısınız nedir Arnavutluğu ve Sırbistan'ı ve hatta Makedonya'yı olaya karıştıran sebepleri? T. - Irksal kökenimle ilgili bilgileri bir önceki soruda verdim. Ancak bunlar olmasa bile ben bir Türkiye sevdalısıyım. Bütün yeteneklerim Türkiye’ye fedadır. Her şeyi Türkiye’nin güvenliği açısından düşünürüm. Kaldı ki beni ırki durum yada alt kimlikler hiç ilgilendirmiyor Mustafa Kemal’in “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir” tanımı benim için esastır ve hayatımın anlamı : “ Ne Mutlu Türküm diyene” sözüdür. Gelelim hakkımda yapılan saçma sapan haberlere. Ben hiçbir millete düşman olmam, olamam çünkü ben bir bilimsel sosyalistim. Arnavut düşmanlığı olarak gösterilen nokta ise Arnavutların alt kimliklerini savundukları ve öne çıkardıkları bir internet sitesinde yaptığım tartışmalardan kaynaklanıyor. Ulusal Kanal’da benim yapmadığım başka bir ajanstan Türkçeye çevrilerek yapılmış bir haber vardı ve başlığı: “Sırbistan’ın PKK’sı Kosova’da iktidar oldu” şeklindeydi. Bu haberi benim yaptığımı düşünen Arnavut kökenli yurttaşlar şiddetli kınama mesajları yazdılar ve kendilerinin milli mücadele örgütü olarak gördüğü UÇK’nın terör örgütüyle aynı kaba konmasına karşı çıktılar. Kısmen haklıydılar. Ancak ben Arnavut düşmanı olamam bunu anlamak isteyenler benim Bayrampaşa’da kısa bir araştırmamı yapabilirler. Sırp kökenli ve Makedon asıllı sözü ise tam bir komedi. Bir kişi aynı anda nasıl iki ayrı etnik kökenin mensubu olabilir ki. Kaldı ki aslımla ilgili belgeler yukarıda sabittir. Arnavutluk’ta asker kaçağı olduğum bile söylenmiş. Ben Arnavutluğu hayatımda görmedim ki… Sadece zavallılık bence… A. - Gözaltındayken yaşadığınız komik ve ilginç olaylardan biraz bahsedebilir misiniz? T. - Terörle mücadele şubesinde nezarette otururken “okunabilecek kitaplar listesi” vardı. Kitaplar arasında Mustafa Balbay’ın Kuzey Irak’la ilgili bir kitabı vardı. Malum, Balbay Ergenekon sanığı… Kitap istediğimde bana Alice Harikalar Diyarında kitabını verdiler. Sabah gazetesinin ilkokul çocuklarına armağanıdır yazıyordu üstünde. A. - Birlikte program yaptığınız Doğu Perinçek hâlâ içeride, siz bu süreci ne kadar takip edebildiniz, şu anda durum nedir; aklanma süreci olarak beklenen süreç gerçekleşecek midir? T. - Doğu Perinçek çıkacak ve iktidar olacak… Göreceksiniz, bu bir iddia değil Perinçek yada fikirleri Türkiye’de mutlaka iktidar olacak çünkü gerçek devrimcidir… A. - Ülkemiz cidden çok hassas bir dönemden geçiyor, tabii bu dönemde pek çok iki yüzlüyle karşılaşmak doğal, ancak siz bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sembol şarkısını satanların kendilerini eleştirenlere "it oğlu it" dediği, tarafsız olması gereken sunucuların din - bilim tartışmasında bilimi küçük düşürecek yorumlar yaptığı günlerdeyiz. Ülke olarak bu günleri nasıl atlatabiliriz? Sizin bu konudaki görüşleriniz neler? T. - Tek bir cevap var… Türkiye altı ok programını uygulayacak.. Atasına dönecek ve meseleler çözülecek… A. - Yazılı medyanın düştüğü haller ortada; taraflı yorumlar, ülkenin kurumlarını yoracak ve yıpratacak yazılar vs. Siz medya mensubu olarak meslektaşlarınızın bu durumunu neye bağlıyorsunuz? a) Sahibinin sesi olma telaşı? b) Paranın sesi olma telaşı? c) Rant sağlama telaşı? d) Ülkeye kast etme çabası? T. - Maalesef hepsi ve daha fazlası… A.- Zor ve yoğun günlerinizde zaman ayırıp sorularıma cevap verdiğiniz için teşekkür ediyorum, gelecek projeleriniz nelerdir, son bir soru olarak da bunu alalım? T. - Tam bağımsız Türkiye’de yaşamak… Bütün hayatımı buna adadım. |
||
|
||
Etiketler: RÖPORTAJ:, Teoman, Alili;, Tam, bağımsız, Türkiye’de, yaşamak…, Bütün, hayatımı, buna, adadım., |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.