Yazı Detayı
09 Ağustos 2023 - Çarşamba 23:52
 
İnsanlaştırma Süreci Olarak Eğitim
Seyfettin KARAMIZRAK
seykarami@gmail.com
 
 

İnanarak söylediğimiz bir gerçek var ki; insanoğlu canlı varlıklar arasında eğitilebilir ve eğitime muhtaçlığı en belirgin olanıdır. Oysa insana akraba yapılmaya çalışılan hayvanlar içgüdü adı verilen hazır tepki kalıplarıyla dünyaya geldiklerinden kısmen eğitilebilirler; ancak eğitime muhtaç değildirler. İlahi bir lütufla insanoğlu gelişmiş bir sinir sistemi, mükemmel bir bedensel yapı, üstün öğrenme yeteneği, yaşamayı ve öğrenmeyi sağlayacak güdülerle dünyaya gelmektedir. İnsanlaşabilmesi ve insanca yaşayabilmesi için bilgi, beceri ve tutumlarla donanık hale gelmesi yani eğitilmesi gerekmektedir.

Ancak nasıl bir eğitim konusunda tartışmalar yaşanmaktadır. Klasik eğitim anlayışına bağlı olanlar tamamen davranışçılığı temel alarak ödül ve cezaya dayalı davranış değiştirmeyi eğitim olarak kabul etmektedirler. Buna karşılık çağdaş eğitimciler insanın güdüsel ihtiyaçlarından yararlanarak ve benlik algısını bozmadan eğitilmesini öne çıkardılar. Yönetim anlayışındaki otoriterden demokratiğe doğru seyreden belirgin değişim eğitimde de demokratikleşmeyi kaçınılmaz hale getirdi. Davranışçıların cezaya dayalı disiplin anlayışı yerine temel hak ve özgürlükleri gözeten; sevgi ve saygıyı temel alan bir disiplin anlayışı gelişmeye başladı. Ancak üzülerek söylemeliyim ki dünyada ve bizde klasik eğitim anlayışını uygulayan ve savunanlar hala ekseriyeti teşkil etmektedir.

Topluma can veren eğitimdir. Eğitim, bireylerin kendileri için olduğu kadar içinde yaşadıkları toplumca tespit edilen hedeflerin gerçekleştirilmesinde gerekli olan davranışları istendik biçimde oluşturma, geliştirme ve uygulamalar için yapılan kasıtlı ve planlı öğrenme faaliyetleridir. Eğitim bireyleri bir yandan topluma rahat ve mutlu şekilde uyacak davranışlar kazandırmaya, bir yandan da yarınların toplumuna hazır esneklikte düşünme gücü ve becerisine sahip davranışlar kazandırmaya yarayan planlı ve kasıtlı öğretim faaliyetlerinin tümünü içeren bir süreçtir. Genel olarak eğitimin amacı, bireyin davranışlarını istendik yönde değiştirmek ve geliştirmektir (Kazancı, 1989, s. 6).

Bireyin insan onuruna yakışır şekilde davranışlar kazanması için kendisini değerli, güçlü ve sevilen biri olarak görmesi yanında olumlu duyguların etkili olduğu ortamlarda bilgi ve sevgi ile donatılması gerekmektedir. Bunu sağlayacak olan ilk ve en önemli eğitim ortamı aile ortamı; eğitim kurumu da aile kurumudur. Mutlu evliliklerin yaşandığı aile ortamlarında yetişen bireylerin bu şansı bulamayanlara nazaran daha başarılı ve sağlıklı oldukları gerçeğini göz ardı edemeyiz. Okullarda da öğretmenlerin klasik eğitim anlayışından vazgeçip çağdaş anlayış doğrultusunda sınıfta terör ortamı yaratmaktan vazgeçerek; öğrencilerin olumlu duygular içerisinde olabilmelerini sağlamaları da eğitim kurumlarımızın içerisine düştüğü üzüntü veren durumdan kurtulmasına yarayacaktır.
Davranışçılara göre eğitim; bireylerin davranışlarını değiştirme sürecidir. Yirminci yüzyılda egemen olan davranışçılığın etkisiyle Tylor, Preston, Taba, Bloom gibi eğitimciler, genellikle eğitimin öğrenci davranışlarında değişiklik oluşturan bir süreç olduğunda birleşmektedirler (Fidan, 1982, s.10).Eğitimin davranış değiştirme süreci olarak tanımlanması, eğitim programlarının dinamik ve sürekli bir yaşantılar bütünü olarak görülmesini de sağlamıştır. Eğitim insanların toplumun standartlarını, inançlarını ve yaşama yollarını kazanmasında etkili olan tüm sosyal süreçlerdir (Bilge, 1989, s. 1).

Aynı doğrultuda Ertürk de eğitimi, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla, kasıtlı olarak istendik değişme meydana getirme süreci olarak tanımlamaktadır. Bu anlayış doğrultusunda eğitimin tanımına göre, bireyin davranışında istendik değişmeler kendi yaşantıları yoluyla meydana gelmektedir. Davranışın meydana gelmesindeki ruhsal olayları görmezlikten gelerek tamamen ideolojik bir tutumla maddecilikte ısrar etmekle bilimsel olacağını sananların yanıldığını yorumsamacı paradigma ortaya koyunca yeni şeyler söylemek gerektiğini gördük.

19.asrın paradigması olarak pozitivizmin en çok zorladığı alanlardan biri olarak psikoloji bilimi ruhsal gerçekliği görmezlikten gelerek görünebilir davranışları temele aldığından pedagojide de aynı anlayış etkili olmuştu. Günümüzde pozitivist paradigma etkisini kaybetmeye başladığında psikoloji ve pedagoji davranışçılığın tekelini kırmış görünmektedir. Yorumsamacı paradigma artık ezber bilginin yersizliğini göstermektedir. Biliyoruz ki beyin cimnastiği olarak bir şeyleri ezberlemek yararlı olabilir ancak bireyi cehaletten kurtaramaz Bazı temel bilgileri ve becerileri kazandırmak için de uygun ortam oluşturmak; iyi model olabilmek ve zamanlamayı iyi yapmak gerekir. Bilgiyi sevmeyi, bilgiye ulaşmayı ve bilgiyi paylaşmayı öğretebilirsek yeri geldiğinde kendi kendine öğrenebileceğini unutmamalıyız. Zorlamayla öğretilenlerin çok da yararlı olamadığını kendi yaşantılarımızdan da bilmekteyiz.

İnsanın öğrenmesini Pavlovun köpeğinin öğrenmesi gibi görme ve öğrenciği Pavlovun köpeği gibi görme yanılgısı insanlığa önemli ölçüde zarar vermiştir. Ödül ve cezayı öne çıkaran davranışçılığa dayalı klasik eğitim anlayışı çocukların benlik algısını bozmuş ve kişilik gelişimini olumsuz etkilemiştir. Ödül beklentisi rüşvetçiliği, cezadan kaçma eğilimi yalancılığı ve ikiyüzlülüğü tetiklemiş medya izlediğimiz garip ve anlaşılmaz bir insan tipini yaygınlaştırmıştır.

Davranışçılardan farklı olarak Fatma Varış, eğitimi kişilik, zeka, ilgi ve yaşantılar gibi kuvvetlerin etkileşmesi olarak tanımlamakta, bu etkileşim sonucunda bireyin amaçları, bilgileri, davranışları, idealleri ve ahlaki ölçülerinin değiştiğini ifade etmektedir (Varış, 1978, s. 35).

Okullarda verilen eğitime formal eğitim denir. Formal eğitim, planlı eğitim etkinliklerini kapsar. Formal eğitim sürecinde bireyde davranış değişikliği meydana getirmek üzere bilinçli, kasıtlı ve planlı bir eğitim ortamı düzenlenir. Bu süreçte, bireyin davranışları belli amaçlar doğrultusunda değiştirilir (Ulusoy, 2002, s. 120).

Eğitim etkinliklerinden bir kısmı da gelişigüzel ve kasıtsız olarak düzenlenir. Buna informal eğitim adı verilir. Aile içinde, bilgisayar aracılığıyla, kitle iletişim araçlarıyla, akran gruplarında ve usta-çırak ilişkisi sonucunda kazanılan davranışlar informal eğitimin ürünleridir.

Çocuklar arkadaşlarıyla sokakta, okulun bahçesinde oyun oynayarak, gençler akran gruplarıyla etkileşim kurarak yardımlaşmayı, dayanışmayı, işbirliğini ve kurallara uymayı öğrenirler. Artık bilgisayar aracılığıyla merak edilenlerin öğrenilmesi kolaylaşmış; kitle iletişim araçları eğitimsel işlevler üstlenmiştir. Günlük hayatta girdiğimiz etkileşimsel aktiviteler informal anlamda eğitimimize katkı sunmaktadır. Tüm bunları kapsayan informal eğitim, kontrollü ve planlı olmadığı için bu eğitim sürecinde bireyler farkında olmadan olumlu (istendik) davranışların yanı sıra, zararlı (istendik olmayan) davranışları da öğrenebilirler. Sigara içmek, kopya çekmek vb. davranışlar buna örnek gösterilebilir.

Davranışçılığa karşı varoluşçuluk diye adlandırdığımız çağdaş anlayış insan doğasına ilişkin eski ön kabullerin yerine yeni ön kabuller yerleşmesini savunmaktadır. Eski ön kabullere göre; insan doğuştan kötüdür, kötülük yapma; kaytarma, istismar etme eğilimi güçlüdür. Bu yüzden bireyleri sıkı denetlemek, hiç boş bırakmamak, hırçın davranmak gerekir. Eskiden devletin toplumsal düzeni sağlamak için baskıcı davranması bu yanlış anlayıştan kaynaklanıyordu. Evde ve okulda da aşırı baskıcı ve sert tutum bu anlayışın ürünüydü.

20.yüzyılda işletmelerde yapılan araştırmalar çalışanlara değer verildiğinde, güvenildiğinde ve temel hakları gözetildiğinde iş veriminin aşırı düzeyde yükseldiğini ortaya koydu. Bu çalışmalar insan doğasına ilişkin ön kabullerin yeniden gözden geçirilmesini sağladı. Demokratikleşmenin de tetikleyicisi olan yeni ön kabuller tam tersini ifade etmektedir. Buna göre insanlar dünyaya melek olarak gelirler ve yetiştikleri ortamdaki tutumlara bağlı olarak insanlaşmaktadır.

Okullarda neredeyse bir din gibi öğretmenlerin vazgeçemediği davranışçılık ve onu temel alan geleneksel eğitim anlayışının insanlığa verebileceği bir şey kalmamıştır. Birkaç yüzyıldır çocukların kişiliklerini bozan ve ruhlarını karartan bu anlayış gereksiz bilgi ve sınırlamalarla pırıl pırıl beyinleri yormakta, sinir sistemini yıpratmakta ve doğuştan gelen saflığı yok etmektedir. Böylece insanlaşmayı ve sağlıklı birey olma ihtimalini yok etmektedir.

Alternatif olarak bugün önerdiğimiz çağdaş anlayış; çocukların benlik algılarını sağlıklı kılmayı ve kendileriyle barışık olmalarını amaçlamaktadır. Gereksiz bir sürü bilgi yerine beyni çalıştıracak kadar bilgi ve eleştirel düşünme becerisi yanında öğrenmeyi öğrenme yeterliği kazandırmak önemsenmektedir. Çocukların dünyaya gelirken getirdikleri saflık korunmakta ödül ve cezanın bu saflığı bozmasına izin verilmemektedir. Ödül ve cezanın yerine uygun geribildirimler ve sonuçlarına katlanma iradesi önemsenmektedir.

Hümanist anlayışa göre; eğitimin sonsal amacı, bireyin kendini gerçekleştirmesidir. Kendini gerçekleştiren birey, yeteneklerini ve gizilgüçlerini içinde yaşadığı ana ve ortama göre sonuna kadar kullanabilen kimsedir. Kendini gerçekleştirme bir süreç olarak, insanın kapasite, gizilgüç ve yeteneklerinin, çevrenin sınırsız olanakları içinde gelişme ve zenginleşme eğilimi göstermesidir. Gelişmeye, yaşantıya açıklığı ve ketlenmişliği ifade etmelidir. Çağdaş eğitim sistemleri bireyin, zihinsel, bedensel, sosyal ve duygusal yönden bir bütün olarak gelişimini hedefleyen eğitimde bütünlük ilkesini benimser (Kılıççı, 2000, s. 23). 

Rogers (1968), ruh sağlığını koruyucu bir eğitimi benimsemekte ve bu konuda insan ilişkilerinin önemine işaret etmekte, bireyin eğitiminin bir bütünlük içinde olması gerekliliğini vurgulamaktadır. Rogers’a göre eğitim, kişiyi geleceğe hazırlama değil, yaşamın içinde, yaşamın kendisidir. Kişinin arkadaşları ve ailesi içinde yaşadığı yetersizlik, nefret, korku, acı gibi olumsuz duygularla mutluluk, hayranlık, sevgi ve güç kazanma isteği gibi olumlu duygular matematik, tarih dersi kadar eğitim programlarının önemli bir yanı olmak zorundadır.

Eğitim programlarının böylesine duygulara yönelik oluşu, duygulara önem vermesi, akademik konuların öğrenilmesi ve akademik başarıyı da düzenler, hızlandırır. Eğitim ancak oluşum ve bütünlük içinde, insan yetiştirdiğinde eğitim olarak nitelendirilir ve öğrenmeler de kişinin ilişkili olduğu diğer insanların dünyası kadar, soyut bilgi dünyasının derinliğine ve açıklığına keşfetme bilincine ulaşmayı öğrenme olmalıdır (Rogers, 1968).

Kısaca Rogers, insancıl ( birey, öğrencimerkezli) eğitim anlayışını benimsemekte ve eğitim ortamları ve kurumlarında bu anlayışın benimsenmesinin gerekliliği ve katkılarına dikkat çekmektedir. İnsanın eğitiminin ancak bu anlayışla insana yakışır hale gelebileceği ve gelişimsel özellik taşıyacağına inanmaktadır. Çağdaş eğitimin temelinde birey merkezlilik ön planda tutulmuş ve insancı eğitim anlayışına geniş yer verilmiştir.

İnsan doğasına ilişkin yeni önkabuller yönetim ve eğitim anlayışının giderek daha demokratikleşmesine yol açmıştır. Yeni eğitim yaklaşımları klasik okulun çocukların öğrenmekten ve okula gitmekten nefret etmelerine yol açan yanlışlarını düzeltmek üzere harekete geçmiştir.

Bana göre yanlış ana-baba ve öğretmen tutumları yeni neslin kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilemekte ve ruh sağlığını tehdit etmektedir.Ana-babalar ve öğretmenler aile ve okul ortamını yeniden düzenlemek zorundadırlar.Huzur dolu ve çocukların olumlu duygular içerisinde bulunmaları eğitimlerini kolaylaştırmaktadır. Artık kesin olarak biliyoruz ki öğrenmeyi sağlayan insan beyni birey olumlu duyguların etkisi altında olduğunda daha iyi çalışmakta ve öğrenilenler daha kalıcı olamaktadır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki; dünyaya biyolojik anlamda insan olarak gelmekle insan olunmuyor. Bebeklikten itibaren sağlıklı bir aile ortamında sonra sırasıyla okulöncesi eğitim, ilk, orta ve yüksek öğretim kurumlarında gelişimin bütün alanlarında kapasitesi ölçüsünde ve doğrultusunda gelişimini sağlayacak eğitim olanaklarından yararlanan bireylerin başarılı ve mutlu olmaları; saldırgan eğilimlerden kurtularak insanlaşmaları mümkündür. Çocuklarınızın sevgiden ve bilgiden nasibini almaları insanlaşmalarının ön koşuludur. Bunu sağlayacak olan yetişkinlerin eğitim anlayışlarını sürekli yenilemeleri de bir zorunluluktur.

Dr.Mehmet Zeki ILGAR

KAYNAKÇA

BİLGE, Filiz.“Gestalt ve İnsancıl Yaklaşımda Öğrenme” Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi, Ed.B. Yeşilyaprak. Pegem A Yayıncılık. Ankara, 2002.
FİDAN, Nurettin. Okulda Öğrenme ve Öğretme. Kadıoğlu Matbaası. Ankara, 1986.
ULUSOY,A. Gelişim ve Öğrenme, Anı Yay.Ankara,2002
KAZANCI, Osman. Eğitim Psikolojisi. Kazancı Kitap Ticaret AŞ. Ankara, 1989.
KILIÇÇI, Yadigar. Okulda Ruh Sağlığı. Anı Yayıncılık. Ankara, 2000.
ROGERS, C. R. Interpersonal Rel ationship. Journal of Applied Behavioral Science, 1968.
VARIŞ, Fatma. Eğitim Bilimine Giriş. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1978

 
Etiketler: İnsanlaştırma, Süreci, Olarak, Eğitim,
Yorumlar
Diğer Yazılar
GÜLEGÜLE GİT CAN RAMAZAN
RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ
ÇANAKKALE DESTANI
KADINLAR GÜNÜNE DAİR
İYİ İNSAN OLABİLMEK
EY İNSANLIK GAZZE’Yİ UNUTMA
UNUTULAN GAZZE
BATI NIN UTANÇ DOLU GEÇMİŞİ
BATININ KİRLİ YÜZÜ
ÖKSÜZ GAZZE
GAZZE’ DE SOYKIRIM DEVAM ETMEKTE
GAZZE DRAMI
GAZZE DE KATLİAM
RÜZGÂR EKEN FIRTINA BİÇER
Bitsin Artık Soykırım Yalanı!
Toplumsal Yaşamda Etik
Yeni Eğitim Öğretim Yılının Sorunları
Çocuk ve Televizyon
DEMOKRASİ Mİ DARBE VE MUHTIRA MI?
ÖMÜR DEDİĞİN
Baba Olma Sorumluluğu
Gelin Tanış Olalım
Anneler Günü Üzerine
Dünya Kadınlar Günü
Öğretmen Yetiştirme Süreci
Ramazanı Uğurlarken
Ramazanın Güzellikleri
HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN
Depremden Aklımızda Kalanlar
Depremin Düşündürdükleri
Eğitim Öğretimin Sorunları
Herkes Değerlidir
Eğitim Bir İhtiyaçtır
‘Montessori Eğitimi’ Üzerine-2
Haydi Çocuklar Okula
“Montessori Eğitimi”Üzerine-1
Sevgi Üzerine
Dil Yarası
Köy Okullarına Dönüş
Türk Dilinin Dünü Bu Günü
Babalar Günü Üzerine
Okullar Kapanırken
12. Kocaeli Kitap Fuarı’nın Ardından
Annelerin Kıymeti
Bayramlar
Tatlı Dil ve Güler Yüzün Önemi
Ramazanı İdrak Etmek
Onbir Ayın Sultanı
Çanakkale Gerçek Bir Destandır
Gözyaşının Rengi Yok
Sarı Saçlı Mavi Gözlü Çocuklar Da Ölür
Anne Babalar Çocuklarınıza Sahip Çıkınız
Öğretmenlerimize Haksızlık Etmeyelim
Sevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?-2
Dinlenme Tatili ve Ev Ödevleri
Sevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?
Çocuk Ailede ve Okulda Sevildiğini Hmelidir
Eğitim Sevgiyi Merkezine Almalıdır
Eğitimde Şiddet Olamaz
Çocukların Gelişiminde Babanın Önemi-2
Çocukların Gelişiminde Babanın Önemi-1
Öğretmenler Günü’nün Ardından
Çocuk Eğitiminde Anne Babalara İpuçları
Çocuk Eğitiminde Sevginin Yeri
Çizgi Filmlerin Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Taşımalı Eğitim ve Öğrenci Servisleri
Aşı Olmayanlar, Önlemlere Uymayanlar
Okul Kantinleri ve Öğrenci Sağlığı
Öğretmenlerin Kılık Kıyafetleri Üzerine
Ders Kitapları Çıkmazı
Yüz Yüze Eğitmin Önündeki Engeller
Okullar Açılırken Alınan Önlemler
Okulların Açılış Müjdesi -1-
Orman Yangınları ve Algı Operasyonları
İnsan Görünüşlü Değil, İnsan Olabilmek…
Artık Yüzyüze Eğitim Başlamalı
Bayramlar
Gülegüle Git Ya Şehri Ramazan
Anneler Günü
Türk Polis Teşkilatımız
7 Nisan Dünya Sağlık Günü
Yaşlılara Saygı Haftası Üzerine
Dünya Kadınlar Günü-2-
Dünya Kadınlar Günü-1-
Ramazan ve Oruç-1
Anne Olma Sanatı-2
Anne Olma Sanatı-1
Hepsi Geçecek
Güzel Günler Çok Yakın
Deprem Üzdü Örnek Davranışlar Gururlandırdı
Ceren Özdemir’in Ardından
Ara Tatil Ya Da Eğitim İçin Bir Nefes
ABD’yi Nasıl Bilirsiniz?
Kir Akan Oluklar
Ders Kitapları ve Okul Kıyafetleri
Eğitim Kurumları ve Teftiş Olgusu
Yeni Eğitim Öğretim Yılı
Kadını Anlamak
Sevginin Gücü(Son) -5
Sevginin Gücü-4
Sevginin Gücü-3
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
90
77
1
3
29
33
2
Fenerbahçe
86
87
1
5
27
33
3
Trabzonspor
55
56
12
4
17
33
4
Beşiktaş
51
44
12
6
15
33
5
Başakşehir
49
44
12
7
14
33
6
Rizespor
48
43
13
6
14
33
7
Kasımpasa
46
55
13
7
13
33
8
Alanyaspor
45
43
10
12
11
33
9
Sivasspor
45
40
10
12
11
33
10
Antalyaspor
45
38
10
12
11
33
11
A.Demirspor
41
49
10
14
9
33
12
Samsunspor
39
37
14
9
10
33
13
Ankaragücü
37
40
12
13
8
33
14
Kayserispor
37
37
13
10
10
33
15
Konyaspor
36
34
13
12
8
33
16
Gaziantep FK
34
37
17
7
9
33
17
Hatayspor
33
37
14
12
7
33
18
Karagümrük
33
37
16
9
8
33
19
Pendikspor
30
37
17
9
7
33
20
İstanbulspor
16
26
22
7
4
33
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı