|
||
Bugünün İşini Yarına Bırakma | ||
Seyfettin KARAMIZRAK | ||
seykarami@gmail.com | ||
“Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki her gün, her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki her yer, her köşe çalışmanın en müsait yeridir. Bir günde ve bir zamanda yapman gereken işi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi de, işi de kendine yeter. Başladığın işi yapıp bitirmeden, başka bir işe başlama.” Prof. Dr. Ali Fuat Başgil Erteleme kavramı; sorumluklarımızdan, alınması gereken kararlardan, yapılma gerekliliğini içeren görevlerden kaçınma ya da bu görevleri geciktirmektir. Öncelik belirlerken, yapılan bir hata da denilebilir. Önemsiz olanın öne çekilmesi, önemli olanın geciktirilmesi de diyebiliriz. Erteleme davranışı, seçimlerinin sonucunda; “olumsuz çıktıların olacağını” düşünme nedeni ile de ortaya çıkabilir. Yapılması gereken işler ve görevler, kişiye bazen olumsuz duygular htirebilir. Yapılacak iş kişide kaygı oluşturuyor, olumsuz duygulara yol açıyorsa bu durumu yönetememe hali, bizi erteleme davranışına götürür. Başladığınız işte bir sıkıntı hissederek bu işi erteliyor ve kendimize anlık rahatlamalar sağlıyor olabiliriz. Bugüne dair olan bir şeyin, yarına ötelenmesi ile beklenilmiş olan yarının mevcut koşulları, dünkünden daha kötü olabilir. Buna, bir yarın daha ekleyerek erteleme davranışını kronik bir hale büründürmüş oluruz. Yarım kalan ya da hiç başlanmayan bu işler, kişide yetersizlik duygularına neden olabilir. Bu yetersizlik hissi birçok olumsuz duygu durumunu beraberinde getirebilir. Erteleme davranışı nedeniyle ilişkilerinizde çatışmalar yaşıyor olabilir, kontrolün sizde olmadığını, öz saygınızda düşüş yaşadığınızı düşünüyor, hedeflerinize ulaşmanızda engel teşkil ettiğini gözlemliyor; zihinsel olarak kendinizi yorgun, huzursuz hissediyorsanız, erteleme davranışı işlevselliğinize etki ediyor demektir. Erteleme davranışı kısa süreli haz sağlıyor ise, kişide öğrenilmiş bir davranış şeklinde kendini gösterebilir. Bu da ertelemeye neden olur. Bazen de yapılacak işten hoşlanmama veya başarısızlık korkusu olabilir. Diğer nedenler: -Öncelikli işe ilginin olmaması ya da az olması, -Dikkati toplamada güçlük, -Gerçekçi olmayan düşüncelerin neden olduğu korku, kaygı, -Mükemmeliyetçi yaklaşım; ya mükemmel olmalı ya da hiç yapılmamalı düşüncesi, -Gerçekçi olmayan beklentiler, -Beğenilmeme kaygısı, -Amaç belirleyememe ya da amaçları netleştirememe, -Kontrol edilmeyen öfkenin dışa vurumu, -Az efor sonucu hemen işin sonuçlanması beklentisi, -Kendine yönelik eleştiriler, kişinin sürekli yetersiz olacağına yönelik olumsuz algısı, -Sorumluluk konusunda yetersizlik, Ertelemeciliğin çözülebilmesi için; erteleme davranışının bilişsel, duygusal, davranışsal boyutlarının olduğunu bilmek, olası nedenlerin giderilmesi için, çözüm odaklı yaklaşmak gerekir. Ertelenmesi planlanan görevler önem sırasına göre sıralanır. Doğru zamanda gerçekçi ve somut adımlar atılır. İşe başlamanın verdiği olumsuz duygunun, siz her işe başladığınızda sizinle beraber olacağı düşünülürse, yapacağınız işi ertelemek bir çözüm değildir. Ayrıca, zihninde yarım kalan işlerin de olumsuz duygulara neden olduğu düşünülürse, erteleme bir rahatlık değil rahatsızlık kaynağıdır. Gerektiği zaman “hayır” diyerek, yorucu görev ve sorumluluklardan kendimizi korumalıyız. Dikkat dağıtıcı çevreyi, uygun hale getirmeliyiz. En önemlisi de “ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN” diyerek hemen harekete geçmeliyiz. Yapılan bir araştırmada, bir işin yapılması için tanınan süre ne kadar uzun algılanırsa, işin o kadar ertelendiğini göstermektedir. Bilim adamları katılımcılardan bankada bir hesap açmalarını ister. Bazı katılımcılara bunun için haziran ayından aralık ayına kadar, bazılarına temmuzdan ocak ayına kadar süre tanır. Tanınan süre, her grup için aynı (6 ay) olsa da aralık ayına kadar zamanı olanların banka hesabı açmakta daha aceleci davrandığı görülür. Ocak ayına kadar süre verilen katılımcılarda, yıl değişeceğinden, önlerinde daha çok zaman olduğu algısı oluştuğunu ve işi erteledikleri görülür. Başka deneyler de benzer sonuçlar vermiştir. Zaman algısının hedeflere ulaşıp ulaşmama durumunu belirleyebileceğini belirten bilim adamları, "bugünün işinin yarına bırakılmaması" için; "örneğin hedefiniz 50 kilo vermekse, buna '5 kilo vermek istiyorum' diye başlayın. Hedeflerinize ulaşmak için tarih belirleyin. 'Para biriktirmek istiyorum' yerine, 'salı gününden itibaren bütçe oluşturuyorum' deyin. Hedeflerinizi somutlaştırın. 'Sağlıklı olmak istiyorum' yerine, bugün 30 dakika yürümeye başlayın" şeklinde tavsiyelerde bulunmaktadır. Zaman algısı, bir yandan insanın kendini geliştirmesine olanak tanırken, bir yandan da aynı gelişime ket vurmasına sebep olabilmektedir. “Daha uygun, daha rahat, daha boş bir zamanda yaparız” dediğimiz işlerin bir türlü gerçekleşmemesinin önemli sebeplerinden biri, bu algının yanlış yorumlanmasıdır. Sonsuzmuş gibi görünen zaman olgusu, aslında kontrolümüz dışında, hızla ve biz farkında olmadan ilerlemeye devam etmektedir. “Uygun olduğumda bakarım” dediğimiz işler, uygun zaman geldiğinde yorgun veya isteksiz olduğumuzdan, ya da yeni işler ekleneceği için ertelenmeye ya da istenilenden daha özensiz yapılmaya mahkûm oluyor. Kişi, aktif davranıp kendini değiştirmeye çalışmadıkça, bu bilinçsiz bireysel sabotaj ve uygunsuz zaman yönetimi, var olmaya devam ediyor ve psikolojik bir kısır döngüye dönüşüyor. Burada yapılması gereken, her günün kendine ait bir iş bölümü olduğunu fark etmek ve öncelik sırasına göre en acil olan işten başlayarak günün sorumluluklarını yerine getirmektir. Zaman yönetimi konusunda sorunların önüne geçmek için, yapılan en önemli hatalardan biri de, yarının işini bugünden yapmaktır. Proaktif davranıp gelecekte gündeme gelebilecek işleri halletmek her ne kadar verimli gözükse de, her zaman istenilen pozitif sonucu vermeyebiliyor. Bunun en önemli sebebi gelecek olgusunun öngörülebilirliğinin 100% olmamasıdır. Önceden yaptığımız iş, zamanı gelince değişik gereksinimlere ihtiyaç duyabiliyor, dolayısıyla tekrar geri dönüp işi değiştirmeniz gerekebiliyor. Bu da gereğinden fazla emek ve zaman israfı anlamına geliyor. Pratikte zaman yönetimi, teoride bahsedildiğinden daha da zordur. Hayat iyi veya kötü sürprizlerle doludur. İnsanın öncelikleri an be an değişebiliyor. Önemli olan, işleri önceden yapmanın veya ertelemenin fayda ve zararlarının iyi hesaplanıp buna göre en uygun kararın verilmesidir. “Bil ki, çalışma sevgisi güçlükleri yenmekten doğar ve kuvvetlenir. Güçlüğü yenmekten hâsıl olan manevi zevk eşsizdir. Emin ol ki, zafer yılmayanındır. Sebat önünde güçlükler erir ve imkânsız görünen mümkün olur. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil Sevgiyle kalın… |
||
Etiketler: Bugünün, İşini, Yarına, Bırakma, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.