Yazı Detayı
21 Nisan 2020 - Salı 17:00
 
Güzel Günler Çok Yakın
Seyfettin KARAMIZRAK
seykarami@gmail.com
 
 

CoronaCovid19 adlı virüs, 2019 yılının Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinde birdenbire ortaya çıktı.Hızla yayılarak dünyayı tehdit etmeye başladı. 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından PANDEMİ olarak ilan edilen bu tehlike, 10 Mart tarihinde ülkemizde de görüldü ve hayatımızı tehdit etmeye devam ediyor. Bu yüzden zorunlu olarak bazı önlemler almaya mecbur kaldık. 

Yaratılış itibarı ile insan özgürlüğüne düşkündür. Tarih boyunca insanoğlu bu uğurda büyük mücadeleler vermiştir. Diğer yandan, insanın bir de vazgeçilemeyenbiricik “yaşama hakkı”bulunmaktadır. Bu en vazgeçilmez, en önemli temel haktır.

Özgürlüğümüzle yaşama hakkımız karşı karşıya geldiğinde, birinden birini tercih yapmak zorunda kalırız. “Ya özgürlük, ya hayatta kalmak” deriz.Burada özgürlüğün, “niçin”,ne kadar”,nasıl” kısıtlandığı da önemlidir. Hiç kimse ömür boyu bu hakkın elinden alınmasına elbette razı olamaz.

Fakat kendi hayatımız, sevdiklerimizin hayatı, diğer insanların hayatı söz konusu olduğunda, ülkemizin ve dünyanın yaşamı tehlikede ise durum değişir.Üstelik birileri, “sen kendinin ve diğer insanların yaşama hakkı için ömür boyu özgürlüğünden vaz geç” de demiyor.Tam tersine, “kendinin, sevdiklerinin, diğer insanların yaşamlarını tehlikeye sokmamak için birazcık özveride bulun” denmektedir.

Bu talep fevkalade adilane ve erdemli bir özveridir. Birilerini hayatta tutabilmek, ülke ve dünya sağlığına katkıda bulunmak için istenen bir fedakârlık.Böyle bir göreve, “özgürlüklerini az kısıtlamak bir yana”, hayatlarını bile verenler olmuştur. Tarihte böylesi yüce yürekli insanlar sayılamayacak kadar çoktur. Buna insanları tedavi etmek uğruna canlarını kaybeden doktorları örnek verebiliriz.

Kaldı ki bizlerden istenen; “hayatımızı feda etmek, ya da ömür boyu kısıtlanmak”  değil, insanlık adına bir süreliğine bazı tutkularımızdan, alışkanlıklarımızdan, yaşam biçimimizden azıcık fedakârlık yaparak  “evde kalmak ve bazı kurallara uymak”tır.

Bunlar istenirken hiç kimse bize; “daha az yiyin, şunları yemeyin, şunları almayın, TV.leri açmayın, şu saatte yatın kalkın, evde eğlenmeyin, dinlenmeyin, konuşmayın” vb. dememektedir. Talep çok basit ve insanidir; “evde kal, kurallara uy” o kadar.

Yıllar itibarı ile de durmadan iyileşen ve çoğalan; refah düzeyimizden, hobilerimizden, zevklerimizden ötürü bir anda eve kapanmak gerçekten zor. Bunu anlayabiliyorum.Birazcıksızlanmamızın nedeni, fazla rahata alışmamızdan aslında.Fakat azıcık empati yaparsak bu durumu da anlayabilir, kendi ve insanlığın sağlığı, huzuru ve mutluluğu için sabredebiliriz sanırım.

Çocukluğumda, yıllarca gaz lambası ile aydınlandık. Oyuncaklarımız, bisikletimiz, oyun alanlarımız, lunaparklarımız, doğum günlerimiz olmadı. Televizyon, cep telefonu, tablet, internet yoktu. Sokaklarda birkaç oyun bilirdik. O yıllarda oyun çocuklar için gereksiz görülürdü zaten. Her seferinde azarlanırdık. Gece sohbetlerimizde bazen kavurga, mısır patlağı ya da hedik yerdik. Çerezler, cipsler, yaş pastalar, gazozlar, pizzalar, çiğ köfteler zaten hayaldi.

Evlerimizde şebeke suyu, tuvalet, doğalgaz, kalorifer yoktu. Gün boyu köy çeşmesinden eve su, sobaya kömür taşırdık. Babam, dedem daha beterlerini görmüşlerdi. Bu yüzden bizim zamanımıza bile “lüks” diyorlardı. Dedem Rus işgalini anlatırdı bize. Ermeni zulmünden çektiklerini. Sivas’a kadar göç ettiklerini. Sonra bin türlü sıkıntı ile geri dönüşler, aileden onlarca yollardakayıplar...

Bunlardan daha sıkıntılı hayatı olanlarda vardı elbette. Bu Millet nice savaşlar gördü. Açlık susuzluk, vatan hasreti, evlat acısı yaşadılar.Cephede aç susuzdular. Sarıkamış dağlarında donarak şehit oldular. Esir düşüp Sibiryalara gittiler. Ailesini varını yokunu kaybedenler oldu.

Çok acılı hüzünlü bir yakın tarihimiz var. Balkan savaşları, Çanakkale, Kurtuluş savaşı, ikinci dünya harbi yılları…Yokluklar, kuyruklar...Karne ile ekmek alma yılları.

Sonra Varto, Erzincan, Gölcük, Van, Elazığ depremleri. Yıkılan evler yok olan aileler. Çadır altında yağmurlu soğuk günlerin ıstırabı…

Hepsi geçti, birlik ve dayanışma içinde, yardımlaşarak, destek olarak yaşama umudumuzu yitirmeyerek bu günlere geldik.

Bütün bunları düşündüğümde, şimdiki evde kalmayı düğün bayram gibi görüyorum. Evlerimizde her imkân var. Su, doğalgaz, elektrik, kalorifer, TV, cep telefonu, görüntülü konuşma, her tür elektronik eşya. Yeme içme desen kuş sütü eksik.

İhtiyaçlar anında gideriliyor. Karaborsa, kuyruk, fahiş fiyat yok. Bankalar, hastaneler, lokantalar, fırınlar vb. hizmet yarışında. Daha birçok imkân, fırsat ortam var. Böyle bir bolluk denizinde yüzerken, evde kalmaya hala isyan mı etmeliyiz?

Bu günün gençleri dünü bilemeyebilir. Biz anne babalar bu köprüyü kurabilmeliyiz.Güçlüklere göğüs germek, varlıkta şükretmek, yoklukta sabretmek aziz Milletimizin şiarıdır. Bazılarımız tez canlı olabilir. Onlara bu yaşananlar deneyim olacak.Yardımlaşmayı, sabrı, hoşgörü ve şükrü, hayatın anlam ve değerini öğrenecek, kıymetini tadacaklar. Bu güzel hasletler bizim kültürümüzün temelidir.

İşte bu günlervatandaşlık görevlerimizi seve seve yapmanın, erdemli ve paylaşımcı olmanın zamanıdır. Bu Millet nice güçlükleri elbirliği ile sevgi ile aşmıştır. Devletimizin emirlerine uymak, tedbirli ve temiz olmak, görevlilere yardımcı olmak, bizim asli görevimiz olmalıdır.

Hastalık hakkında her türlü önlemler alınmış, yapacaklarımız ve ihtiyaç halinde yapılacak yardımlar her gün tekrar tekrar duyuruluyor. Hastanelerimiz, doktorlarımız, polisimiz, jandarmamız,ve tüm kamu görevlileri Milletin emrinde. Tedavi ücretsiz, maske ücretsiz. Gerekli ve zaruri olan her malzeme bolca mevcut.

Yurtdışında yaşayanlar ülkemizin imkânlarını gördüklerinde sevinçten dudakları uçukluyor. Aynı zamanda da gururlanıyorlar. Hiçbir vatandaşımız yurt dışında mağdur edilmedi. Hepsi taşındı taşınmaya devam ediliyor.Dünyanın hiçbir ülkesinde böylesine merhametli, özverili sevecen paylaşımcı insanlar bulamayız.

Hastahanelerden kovulan, alınmayan hasta yok. Devlet bizlerden daha çok bize özen göstermekte. Hastanelerden kaçanları arayarak bulup tedavi etmeye çalışıyor. Bizlere de; “dışarı çıkmayın, maske takın, mesafeli olun, şu kurallara uyun ki hayatınız tehlikeye girmesin” diyor. Yani “ne olursunuz kendi tedbirsizliğinizle ölmeyin, birilerinin hayatını da tehlikeye atmayın” diye adeta yalvarıyor. Bundan daha güzel ne olabilir.

Yaşama gayesini olumsuzluklar ve karamsarlık üzerine inşa eden haberlere, TVkanallarına, medyaya sakın kapılmayın. Moralsizlik virüse davetiye çıkarmaktır. Yaşama sevincimiz bizi güçlü ve mutlu kalacaktır.Kasıtlı olmasa da sorumsuzca vahim tablolar çizen,  kimyamızı bozan  bazı kanallar da bu yanlışından dönmelidir.

İnanın hepsi geçecek... Gözleriniz tebessüm etsin... Sabır, hoş görümüzü artıracak, özlem sevgimizi pekiştirecektir. Çiçek açan ağaçlar misali, yüreklerimizdeki umut çok yakında yemyeşil olacak.

Sevincin mutluluğu, gönlümüze yağmur damlaları gibi birikmekte. Sevdiklerimizle buluştuğumuz anda birbirimize aktaracağız. Hüznümüzü, kırılganlıklarımızı, telaşlarımızı hep birlikte bir güzel yıkayacağız. O an çok yakın, yanı başımızda. Yüreğiniz kıpır kıpır sevinçle atsın. Yarın daha bir güzel olacak. Buna gönülden inanıyorum...

 

 Sevgiyle kalın...

 
Etiketler: Güzel, Günler, Çok, Yakın,
Yorumlar
Diğer Yazılar
GÜLEGÜLE GİT CAN RAMAZAN
RAMAZANIN GÜZELLİKLERİ
ÇANAKKALE DESTANI
KADINLAR GÜNÜNE DAİR
İYİ İNSAN OLABİLMEK
EY İNSANLIK GAZZE’Yİ UNUTMA
UNUTULAN GAZZE
BATI NIN UTANÇ DOLU GEÇMİŞİ
BATININ KİRLİ YÜZÜ
ÖKSÜZ GAZZE
GAZZE’ DE SOYKIRIM DEVAM ETMEKTE
GAZZE DRAMI
GAZZE DE KATLİAM
RÜZGÂR EKEN FIRTINA BİÇER
Bitsin Artık Soykırım Yalanı!
Toplumsal Yaşamda Etik
Yeni Eğitim Öğretim Yılının Sorunları
Çocuk ve Televizyon
DEMOKRASİ Mİ DARBE VE MUHTIRA MI?
İnsanlaştırma Süreci Olarak Eğitim
ÖMÜR DEDİĞİN
Baba Olma Sorumluluğu
Gelin Tanış Olalım
Anneler Günü Üzerine
Dünya Kadınlar Günü
Öğretmen Yetiştirme Süreci
Ramazanı Uğurlarken
Ramazanın Güzellikleri
HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN
Depremden Aklımızda Kalanlar
Depremin Düşündürdükleri
Eğitim Öğretimin Sorunları
Herkes Değerlidir
Eğitim Bir İhtiyaçtır
‘Montessori Eğitimi’ Üzerine-2
Haydi Çocuklar Okula
“Montessori Eğitimi”Üzerine-1
Sevgi Üzerine
Dil Yarası
Köy Okullarına Dönüş
Türk Dilinin Dünü Bu Günü
Babalar Günü Üzerine
Okullar Kapanırken
12. Kocaeli Kitap Fuarı’nın Ardından
Annelerin Kıymeti
Bayramlar
Tatlı Dil ve Güler Yüzün Önemi
Ramazanı İdrak Etmek
Onbir Ayın Sultanı
Çanakkale Gerçek Bir Destandır
Gözyaşının Rengi Yok
Sarı Saçlı Mavi Gözlü Çocuklar Da Ölür
Anne Babalar Çocuklarınıza Sahip Çıkınız
Öğretmenlerimize Haksızlık Etmeyelim
Sevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?-2
Dinlenme Tatili ve Ev Ödevleri
Sevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?
Çocuk Ailede ve Okulda Sevildiğini Hmelidir
Eğitim Sevgiyi Merkezine Almalıdır
Eğitimde Şiddet Olamaz
Çocukların Gelişiminde Babanın Önemi-2
Çocukların Gelişiminde Babanın Önemi-1
Öğretmenler Günü’nün Ardından
Çocuk Eğitiminde Anne Babalara İpuçları
Çocuk Eğitiminde Sevginin Yeri
Çizgi Filmlerin Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Taşımalı Eğitim ve Öğrenci Servisleri
Aşı Olmayanlar, Önlemlere Uymayanlar
Okul Kantinleri ve Öğrenci Sağlığı
Öğretmenlerin Kılık Kıyafetleri Üzerine
Ders Kitapları Çıkmazı
Yüz Yüze Eğitmin Önündeki Engeller
Okullar Açılırken Alınan Önlemler
Okulların Açılış Müjdesi -1-
Orman Yangınları ve Algı Operasyonları
İnsan Görünüşlü Değil, İnsan Olabilmek…
Artık Yüzyüze Eğitim Başlamalı
Bayramlar
Gülegüle Git Ya Şehri Ramazan
Anneler Günü
Türk Polis Teşkilatımız
7 Nisan Dünya Sağlık Günü
Yaşlılara Saygı Haftası Üzerine
Dünya Kadınlar Günü-2-
Dünya Kadınlar Günü-1-
Ramazan ve Oruç-1
Anne Olma Sanatı-2
Anne Olma Sanatı-1
Hepsi Geçecek
Deprem Üzdü Örnek Davranışlar Gururlandırdı
Ceren Özdemir’in Ardından
Ara Tatil Ya Da Eğitim İçin Bir Nefes
ABD’yi Nasıl Bilirsiniz?
Kir Akan Oluklar
Ders Kitapları ve Okul Kıyafetleri
Eğitim Kurumları ve Teftiş Olgusu
Yeni Eğitim Öğretim Yılı
Kadını Anlamak
Sevginin Gücü(Son) -5
Sevginin Gücü-4
Sevginin Gücü-3
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
87
73
1
3
28
32
2
Fenerbahçe
85
85
1
4
27
32
3
Trabzonspor
52
54
12
4
16
32
4
Rizespor
48
43
12
6
14
32
5
Beşiktaş
48
42
12
6
14
32
6
Kasımpasa
46
55
12
7
13
32
7
Başakşehir
46
42
12
7
13
32
8
Sivasspor
44
38
10
11
11
32
9
Alanyaspor
42
41
10
12
10
32
10
Antalyaspor
42
36
10
12
10
32
11
A.Demirspor
40
48
10
13
9
32
12
Samsunspor
38
36
14
8
10
32
13
Ankaragücü
37
40
11
13
8
32
14
Kayserispor
37
36
12
10
10
32
15
Konyaspor
36
34
12
12
8
32
16
Hatayspor
33
36
13
12
7
32
17
Gaziantep FK
31
35
17
7
8
32
18
Pendikspor
30
36
16
9
7
32
19
Karagümrük
30
35
16
9
7
32
20
İstanbulspor
16
25
21
7
4
32
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı