Din olgusu her konuda tartışma getirmez. Bazı konular vardır ki ya kabul edersiniz ve gereğini yaparsınız yada kabul etmezsiniz, ancak kesinlikle din olgusuna inanıyor iseniz tartışamazsınız. Çünkü dinde her konu tartışmaya açık değildir. Eğer her konuyu tartışmaya açarsanız, bir de bakmışsınız ki birileri size dinden çıktığınızı işaret ediyor.
Demokratik Toplum Partisi (DTP) özellikle seçim çalışmaları yaptığı zamanlarda her zaman Türkiye Partisi olduğunu iddia etmiş ancak bu güne kadar hiçbir icraatında da bunu gösterememiştir. Çünkü varsa yoksa sürekli “Kürt Sorunu” gündeme gelmiş tüm çalışmalar bu yönde yapılmıştır.
Bunu nereden çıkarttın derseniz, DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş, “Kürt dili başta olmak üzere diğer diller ve de kültürler önündeki engellerin kaldırılması, tekçi etnik referanslara dayalı vatandaşlık ve ulus kavramlarının demokratik bir tarzda yeniden tanımlanması şeklinde ifade ettiğimiz siyasi hedefler anayasaya referandumunda temel ölçütümüzdür. Bütün kültürlerin kendi dilleri ile siyaset yapma hakkı anayasal güvence alınmalıdır" diyor.
Neden Kürt dili başta deniliyor, çünkü Kürt kimliğine yönelik siyaset yapılıyor.
DTP Grup BaşkanıTürk, "Kimse sevinmesin. Bu parti birliğini, bütünlüğünü sonuna kadar koruyacak. Çünkü demokrasiye inanan insanlarız. Birbirimizi eleştirerek doğruyu bulmaya çalışıyoruz. Bizim partimizde liderin ağzına bakarak siyaset yapılmıyor. Özgür insanlarız, düşüncelerimizi her platformda özgürce dile getirmeye çalışıyoruz" şeklinde konuşuyor.
Peki özgür olduğunu ifade eden bir anlayış nasıl olurda din adamlarından fetva alabilir. Tüzüğünde bu parti “özgürlükçü, eşitlikçi sol bir kitle partisi” olarak tanımlanıyor (KAYNAK: Sendika Org) ve DTP Varto İlçe Örgütü'nde düzenlenen panele, Diyarbakır Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi Seyfettin Ateş ve Silêmané Torî katılıyor.
Aşağıdaki haberi dikkatle okumanızı öneriyorum sevgili okurlarım. Bu haber www.badankoyu.com internet sitesinden alınmıştır.
DİN ADAMLARI VARTO'DA AK PARTİNİN KÜRTLERE BAKIŞ AÇISINI TARTIŞTI
Paneli, Varto Belediye Başkanı Demir Çelik, DTP İlçe Örgütü Yönetim Kurulu üyeleri, DTP'li İl Genel Meclis ve Belediye Meclis üyeleri ve din adamlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi izliyor. Panelde konuşan Varto Belediye Başkanı Demir Çelik, "AKP'yi Kürtlerin hamisi olarak sunmak istiyorlar. Ne adına, uğruna ibadet ve inancımızla kutsadığımız dinimiz adına. Allah'ın kutsal kitabı adına. Ama İslam dini barışsa, sevgiyse, kardeşlikse, hani Kürtlere hak tanınan kardeşlik? Biz bu ülkenin asli vatandaşı olmanın haklarını istiyoruz. Benim Kürt kimliğim anayasal güvence altında olsun, benim anadilim yasaklanmasın, dilim Türkçe'nin yanı sıra ikinci resmi dil olsun. Benim kültürüm, geleneğim, örf ve âdetim inandığım şekilde yasal güvenceye alınsın. Ama bu kabul edilmiyor. Evet, 'Sen din kardeşimsin ama Kürt değilsin' deniyor" dedi.
'Sistem İslam dinini kendi çıkarı için kullanıyor'
Panelde konuşan Diyarbakır Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi Seyfettin Ateş, devletin 80 yıldır Kürtleri inkâr ettiğini belirtti. Türk aydınlarının Kürt sorunu karşısındaki tutumunu eleştiren Ateş, "Devlet Kürtleri kabul etmediği zaman ne yaptı, baskıyı, zulmü, parayı kullandı. Ne yaptı, sol ve demokrasi adına da biz Kürtleri kandırdı. Ama mesele Kürt sorununa gelince Türk solu da, sağı da, dincisi de, solcusu da birlik olup Kürtlere karşı duruyorlar. Kürt halkı nasıl para ile kandırılıyorsa, paradan çok İslam dini adına da kandırılıyor" diye konuştu. AK Parti'nin 'Müslüman partisi' olduğu yönündeki söylemlere karşı çıkan Ateş, "AKP hem İslam hem de demokrasiden istifade edip, Kürt halkının inkârını ve imhasının tezkeresini meclisten çıkardı" dedi.
'AKP Kürtleri kandırıyor'
Türkiye'de oluşturulan cemaat ve vakıfların tek amacının 'Kürt düşmanlığı' yapmak olduğunu belirten Ateş şunları dile getirdi: "Türkiye'de ne kadar cemaat, vakıf, parti varsa, isimleri ne olursa olsun, Müslümanlıkları Kürtlerin düşmanlığıdır. Hepimiz biliyoruz ki 1992 yılında 2000'li yıllara kadar, Allahın partisi Hizbullah adına halkımızı bize düşman edip, İslam dini adına, Hizbullah adına hem çocuklarımızı öldürdüler, hem de o çocuklarımızı öldürttüler. Müslümanlıkları bu mudur? Kürt halkı çok şey istemiyor. Dilini, kimliğini, kültürünü, siyasi temsiliyetini istiyor. Başbakan 'Kürt sorunu var, Kürt sorunu Türkiye'nin sorunudur, benim sorunumdur' dedi. Ama bir adım öne atıyor, on adım geriye atıyor. Erdoğan Diyarbakır olaylarında da 'çocukta olsa, kadında olsa, yaşlıda olsa öldürün' dedi ve öldürdü.
Panelde Diyarbakır Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi Silêmané Torî ise Kuranı Kerim'den ayetler okuyarak, farklı millet, cins ve renklerin birlikte yaşaması gerektiğini belirtti. Tori, Kürtlerin birlik ve beraberlik ile inkara karşı durmaları gerektiğini söyledi.”
Bir internet sitesinden ulaştığım yukarıdaki haber gösteriyor ki kendisini “sol” bir parti olarak tanımlayan bir düşünce, bir din adamını panele çağırarak demokratikleşme (!) dersleri veriyor. Bu demokratikleşme dersi gösteriyor ki halk kimlere itibar ediyor. Şayet “konu halkı etkilemekse her yol mubahtır” mantığından yola çıkılarak hareket edilmiş, ve insanlar en can alıcı noktalarından yani “inançlarından” yola çıkılarak örgütlenilmeye çalışılmıştır.
Yukarıdaki ifadelerden de anladığınız gibi AKP din üzerinden siyaset yapıyor diye eleştirilmektedir, hem de nerede? Din adamlarının çağırıldığı bir panelde.
Peki size demezler mi? “Siz ne yapıyorsunuz?”
BELİRTİ, benden saygıdeğer okurlarım, YORUM da sizden…
|