Son günlerde bir çok okulla ilgili aldığımız şikayetler artınca konuyu bir irdeleme gereği htim.
Biraz araştırdıktan sonra ise “Aman Allahım” diyecek kadar büyük adaletsizliklerin hoyratça yapıldığını ve bundan mağdur olanların dışında sorumluluk taşıyanlardan hiç kimsenin rahatsız olmadığını gördüm.
Gelelim konuya…
Bilindiği üzere 21 Eylül 2020 tarihinde okulların yüz yüze açılamaması sebebiyle uzaktan eğitim yapılmaya başlandı. Sadece anasınıflarında ve ilkokul 1. Sınıflarda yüz yüze eğitim yapılıyor.
Uzaktan eğitim uygulamalarına yönelik MEB tarafından alınan karar ile hafta içi mesai saatleri içinde yapılan dersler ile DYK’lar kültür öğretmenlerinin 15 saat, meslek öğretmenlerinin de 20 saat maaş karşılığı içinde olacak mış. Hafta sonu yapılan tüm dersler ise ek ders ücreti olarak öğretmenlere ödenecekmiş.
Böyle bir durum açıklanırda adalet fakiri okul müdürleri boş dururlar mı?
Hemen harekete geçmişler…
Kimi öğretmenlerin ücret almaları kimininse almamaları için öyle programlar yapmışlar ki görseniz şaşar kalırsınız.
Nasıl mı?
Örneğin bir öğretmene 6 saat canlı ders tanımlanmış ve tamamı da hafta sonu ya da hafta içi saat 17.00’dan sonra. Yani tamamının ücretini alacak.
Bir başka öğretmene 13 saat ders tanımlanmış ve 12 saati hafta içi 1 saati hafta sonu, yani sadece 1 saat ücret alabilecek.
Bir başka öğretmene 16 saat ders tanımlanmış 1 saati hafta sonu diğerleri hafta içi, yani 1 saat ücret alabilecek.
Bir başka öğretmene 8 saat tanımlanmış, tamamı da hafta sonu, yani maaş karşılığı hiç ücreti yok tamamını ek ders olarak alacak.
Müdür yardımcıları ders veriyorlar ama tamamı hafta sonu.
Sorarım sizlere bu nasıl adalettir.
Çok derse girene ücret yok, az girene full ücret.
Böyle bir ayrımcılığı nereye kadar sürdürebileceksiniz bilemiyorum ama nasıl bu duruma fırsat verildiğini anlayabilmiş değilim.
Sayın Bakan, lütfen okul müdürlerine bu adaletsiz uygulama fırsatı vermeyin. Öğretmenler arasına nifak tohumu ekilmesine fırsat tanımayın.
Gelin bu işi kökten halledin, ya hiç ücret ödemeyin, ya da hafta sonu hafta içi ayrımı yapmaksızın herkesin öncelikle maaş karşılığını doldurma zorunluluğu getirilmesini sağlayın.
Bir çok öğretmen ek ders ücreti alamadığı için ciddi maddi imkansızlıklar içinde olduklarını belirtiyorlar. Bizler öğretmenlerin büyük çaba ile öğrencilere faydalı olmaya gayret gösterdiklerine şahit oluyoruz. Yeter ki onların şevkini kırmayın. Aralarında haksızlıklar yapılmasına fırsat tanımayın.
Gelin tüm öğretmenlere ilkokul öğretmenlerinin aldığı sabit ücret kadar ek ders ücreti ödemesi yapın. Ve okul idarelerine de talimat verin. Tüm öğretmenler en az 15’er saat canlı ders mutlaka versinler. Böylece öğretmenler arasında adaleti sağlamış olursunuz.
Müdürlerinizin adaletsiz uygulamalarını yakinen inceletiniz ve bu adaletsizlikleri görmezden gelen, sadece odalarında oturan, okulları dolaşmayan, ilçe ve il müdürlerinizi yakın takibe alınız.
Emin olun eğitimin sorunlarını ancak bu şekilde çözebilirsiniz.
Müdürlerin inisiyatifine bırakırsanız vay halimize.
SINAV GÖREVLERİNDE DE KORKUNÇ ADALETSİZLİKLER YAPILIYORMUŞ
Sayın Bakanım,
Milli Eğitim Kurumlarında yapılan adaletsiz uygulamaları yazmaya başlasak yazının sonu gelir mi bundan kaygılıyım.
Bir çok konuya değinmeden yukarda bahsettiğim adaletsizliklere bir konuyu daha eklemek istiyorum.
Okullarda sınavlar yapılırken öğretmenler arasında adaletsizlikler yapılıyormuş.
Bir öğretmenin feryadına değinip, takdiri size bırakacağım.
“28 yıllık öğretmenim. Her zaman işimi en layıkıyla yapmaya gayret gösterdim. Ancak son yıllarda gördüğüm adaletsizlikleri meslek hayatım boyunca hiç yaşamadım. Özellikle son yıllarda sendika farklılıklarına göre, idareye biat edilmesine göre ders programları yapılmaya, sınavlarda bu kriterlere göre görev verilmeye başlandı. A sendikası üyesi öğretmene 7 sınav görevi verilirken (kendi branş dersi olmamasına karşın ) B sendikası üyesi öğretmene 1 veya 2 görev verilebiliyor. Eskiden tüm öğretmenlere eşit olarak dağıtılırdı. Öğretmenler kategorize edilmezdi. Saygı duyulurdu. Şimdi öncelikle bizlere yine meslektaşlarımız olan idareciler saygı duymuyor ki nasıl toplum saygı duysun. Önce bizler adaletli olmalıyız, topluma örnek teşkil etmeliyiz öyle değil mi?”
Bu yazılanlar Kocaeli genelinde yaşanıyor ama sadece Kocaeli’de mi böyle diye birkaç farklı şehirde de sorguladığımda durum bundan farksız değil, sorun çoktan ülke sorunu haline gelmiş..
Önce ADALET Sayın Bakanım, öyle değil mi?
|