Hereke, nüfusu 2 binin altına düşen 862 belde belediyesi ile 283 ilk kademe belediyesinin tüzel kişiliğinin kaldırılması ve 43 yeni ilçe kurulmasını öngören 5747 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesiyle resmen yok oldu.
Hereke Yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren hiçbir resmi kayıtta yer almayacak sadece Yukarı Hereke Mahallesi’nin adında yer alacak.
Bunu içine sindiremeyen bir çok Herekeli büyük mücadeleler vermiş, “Hereke’yi yok edenleri bizde sandıkta yok edeceğiz” demiştir.
Ancak bu çalışmaları yapan özellikle platform üyeleriyle bazı siyasi parti gurupları 29 Mart sonrası sandıktan çıkan oyları gördüklerinde çok şaşırmış olmalılar diye düşünüyorum.
Çünkü AKP’ye Herekeli adına özellikle seçim öncesi mesaj gönderen bir takım çevreler sanırım bugün Herekeli adına karar vermiş olmaktan, “Hereke’den size bir tek oy bile çıkmaz”, “Hereke sokaklarında dolaşamazsınız” demekten çok pişmandırlar. Ancak onların pişmanlığından çok seçim sonuçlarının çok iyi değerlendirilmesinin yerinde olduğunu düşünüyorum.
Seçim sonuçları elde edildiğinde alınan sonuçların birkaç yönden değerlendirilmesi yapılabilir. Bunlar;
• “Herekeli, hangi konuda olursa olsun bizim üzerimizden kimse siyaset yapamaz, biz kararımızı sandıkta veririz” demiş olabilir.
• Veya Hereke’de, ciddi boyutta bir araştırma konusu olabilecek düzeyde “milliyetsizleşme” yani “kozmopolitleşme mi” söz konusudur, diye düşünülebilinir.
Bu tahminleri biraz açarsak olayı şu şekilde değerlendirebiliriz. Birinci ihtimale göre Herekeliler “bizim adımıza kimse siyaset yapamaz, biz işimizi biliriz, Hereke adının ne kadar önemli olduğuna da biz karar veririz” demiş olabilirler. Bu tahminden yola çıkıldığında ise özellikle platformun Hereke’de ciddi tepki aldığı ve halkı yönlendirmek isterken aksine halkın AKP’ye oy vermesini sağlamış olabileceğini düşünebiliriz. Çünkü halk “Hereke’den AKP’ye bir tek oy bile çıkmaz” söylemine tepki göstermiş olabilir. Ancak bu ihtimalin pek geçerliliği de olacak gibi gözükmüyor.
Diğer tahmin ise üzerinde durulabilecek niteliktedir diye düşünüyorum. Çünkü Hereke özellikle Doğu Anadolu Bölgesi illerinden aşırı şekilde göç almış bir beldemiz idi. Hereke’ye yerleşmek üzere göç etmiş vatandaşlarımızın özellikle de yukarılarda sayılarının çok olduğu biliniyor. Durum böyle iken Hereke tarihini ve önemini bilmeyen, yaşamayan aslında hiçbir zaman Herekeli olamamış bu insanlar için Hereke adının ne kadar önemli olacağı da kuşkusuz ortadadır. Vatandaş köyünden kopmuş gelmiş, Hereke’de kendisine bir yer tahsis etmiş, buraya evini yapmış, iyi kötü yaşantısını burada sürdürebiliyor iken yaşadığı yerin Hereke olması veya adının Körfez olması pek de umurunda olmasa gerek. Çünkü aslında onun yaşantısında pek bir değişiklik olmayacak.
1948 yılında Hereke Beldesi’nin kurulduğu günkü coşkuyu yaşayanlar, bu coşkuyu çocuklarına, torunlarına anlatanlar, evlatlarının da Herekeli olmasını sağlayanlar için Hereke adının yok edilmesi çok büyük bir acı demektir.
Herekeli halkımız bir çok kapanan belde içinde en büyük tepkiyi ortaya koyan insanlarımızdır. Bu insanlarımız 30 Mart sonrası adeta şok yaşamışlar Hereke adının gitmesinin üzüntüsü yanında çok daha büyük bir üzüntüyü tatmışlardır. Çünkü Herekeli olamamışlar ortak bir tavır sergileyememişlerdir.
İşte seçim sonuçlarına ilişkin benim ikinci tahminimde vurgulamak istediğim de şudur ki Hereke’de, Herekeli sayısı çok azalmıştır. Bu durum yok olmanın en büyük nedenidir.
Seçim sonuçları daha bir çok nedenle değerlendirilebilinir ama sanırım en çarpıcı özellikte budur. Çünkü Hereke’de altın dağıtıldığı, ambulanslarla tırlarla erzak dağıtıldığı söylentileri dilden dile dolaştığı bir ortamda şunu hiç tereddütsüz belirtmek istiyorum ki 1948 yılında kurulan Hereke Beldesi coşkusunu yaşayan hiçbir vatandaş bu tür küçük oyunlara gelmez ve oyunu buna göre kullanmaz ama Hereke gibi bir derdi veya gönül bağı olmayan insanlar için oy değişik kriterlere göre verilebilir.
Bu durum bana 12 Eylül öncesini hatırlattı.
Ordu’nun Fatsa ilçesinde terzilik yapan Fikri Sönmez, 14 Ekim 1979 tarihinde yapılan seçimlere bağımsız aday olarak katılmış ve seçime giren diğer partiler CHP, AP ve MSP’nin aldıkları toplam oyun iki katını alarak belediye başkanı seçilmiştir. O dönemler çalışmalarıyla halkın büyük sevgisini kazanan terzi Fikri, bir kent meclisi kurmuş, halk meclisleri ve komiteleri oluşturarak öncelikle halkın karar mekanizması içinde yer almasını sağlamış ve kentin çamurdan, rüşvetten ve kısacası her türlü kirlilikten kurtarılmasını sağlayarak, bu çalışmalarının Türkiye’nin her köşesinde örnek alınmaya başlamasını sağlamıştır. Ancak bu durum dönemin Başbakanı Süleyman Demirel'in hemen dikkatini çekmiştir. Ardından da Kenan Evren’in Fatsa’ya gelerek yaptığı bir dizi terör operasyonları sebebiyle yaklaşık 300 kişiyle gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Sonrasında meydana gelen 12 Eylül darbesi sonucunda da yurdun çok değişik bölgelerinden vatandaşların özellikle Fatsa’ya göç ettirilmesiyle Fatsa’da ki halk bilincinin deforme olması hedeflenmiş ve bu durumda başarıya ulaşılmıştır.
Günümüzde belki de bilinçli yapılıyor olmamasına karşın Hereke’de de Herekeli olma bilincinin yok olması durumuyla mı karşı karşıya kalınmıştır doğrusu bunu çok merak ediyorum.
Bana kalırsa Hereke yok edilmeye yüz tutmuştur.
Belki de, Herekeli olmak çok büyük bir anlam ifade etmemektedir, peki kim için?
Hereke’de yaşayan kalabalık bir nüfus için.
O yüzdendir belki de AKP'nin sandıktan birinci çıkması, ne dersiniz?
|