Son günlerde sürekli gündemde olan ve çokça tartışılan “mahalle baskısı” konusunu biraz açmak gerektiğini düşünüyorum.

Mahalle baskısı ifadesinden yola çıkarak hemen savunma mekanizmasını işletenler, kesinlikle böyle bir durum olamayacağını, herkesin özgürce yaşamını sürdürdüğünü ortaya koyuyorlar, her ne kadar kendileri de inanmasalar da.

Ancak bir gerçeklik var ki, her geçen gün yaşam tarzımız üzerinde bir baskı ve bu baskının dozajında ki artış da gözlerden kaçmamaktadır.

Bakıyorsunuz yıllar önce Ramazan aylarında açık olan lokantalar, AKP’li belediyelerin gözüne girebilmek adına artık kapatıyorlar. Neden kapattıklarını sorduğunuzda ise “Zabıtalarla uğraşmak istemiyoruz” diyebiliyorlar.

Yine başka bir örnek, yolda sigara içtiği için MHP’lilerce dövüldüğü iddia edilen bir genç ve ardından Ülkü Ocağı’nı ateşe vermeye kadar giden olaylar süreci. Bunlar baskı değil de, nedir?

Mahalle baskısı ifadesinden daha ne anlaşılabilir ki. Özetle ifade edilmesi gerekirse çağdaş yaşamı kendisine ilke edinmiş insanlar kaygı duyduklarını ifade etmekten hiç kaçınmıyorlar.

Sizlere bizzat kendimin yaşadığı bir olayı anlatarak “mahalle baskısı”na son vermek istiyorum.

Bir pastaneden alış veriş yaptığım bir sırada, aldığım tatlının tadına bakma gereği duydum ve satıcıya bunu belirterek, tadına baktım.

Ancak duyduğum kalın bir ses ve kaba bir ifade beni şok etti. Bu sözler benimle aynı yerden alış veriş yapan hemen yanımda ki yaşlı ve sakallı bir amca tarafından bana söyleniyordu, “Sen oruç tutmuyor musun?, utanmaz adam…”

Bu sözler beni adeta şoke etti. Çünkü hakarete varan derecede haykırılıyordu.

Hemen duraksadım ve bu yaşlı amcaya dedim ki, “Amca sen kim için oruç tutuyorsun veya senin tuttuğun orucun bana faydası var mı? Benim tutmadığım oruç seni neden ilgilendiriyor? Sen nasıl Müslümansın ki bana burada baskı yapabiliyorsun?” dedim.

Bu durumu daha detaylandırmak istemiyorum. Sadece nasıl bir davranışa kalkışıldığını sizlerle paylaşmak istedim.

Bu “mahalle baskısı” değil de nedir? Sorarım siz okurlarıma…

Yorum sizlerin…