Bilkent Üniversitesi’nin bu yıl ki mezuniyet töreni çok konuşuldu, Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül’ün açıklamalarından sonra bu günlerde daha da çok konuşulacağa benziyor.

Bu mezuniyet törenini bu kadar gündemde tutan ise Abdullah Gül’ün kızı Kübra Gül’ün türbanıyla törene katılıp diplomasını Bilkent Rektörü Ali Doğramacı’nın elinden almasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bu nedenle hiç kimseye ayrıcalık tanınamaz.

Bilkent Üniversitesi Rektörü Kübra Gül’e ayrıcalık tanımış ve Anayasa’da suç unsuru olan bir durumu bir kereliğine görmezden gelmiştir.

Türbanlı birisinin üniversiteyegirip, giremeyeceği herkes tarafından tartışılabilir. Ancak yasalarımız neyi emrediyorsa herkes yazılı kurallarımıza uymak zorundadır.

Birilerine şirin görünmek adına veya başka düşüncelerle de olsa kurallara uymayanlar her zaman olacaktır. Ancak bu tür yanlış uygulamalara karşı sorumluluğu olanlar bu tür gelişmelere kesinlikle fırsat vermemelidirler. İşte bunun içindir ki Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) bu olayla ilgili olarak Bilkent Üniversitesi’ne soruşturma açtı. Eminim ki soruşturma sonucunda ne gerekiyorsa da yapacaktır.

Bugün ise, “Ne olacak canım, Anayasa’yı bir kez delmekle bir şey olmaz” sözünden daha acı sözleri Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı’ndan duymuş olmak bir çok vatandaşı gerçekten çok şaşırttı.

Ortada Yasalarımıza uygun olmayan bir gelişme vardı ve bazı kamu görevlileri de bu durum karşısında üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirmeye çalışırken, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Adayı dedi ki; “Bir genç kızın en mutlu gününü zehir ettiler. Hoşgörüsüzlük başka bir şey değil

Var mı acaba başka bir demokratik ülkede üst düzey yönetici tarafından böyle bir durumda ifade edilmiş benzeri sözler.

Tekrar söylüyorum, eleştirim türbanla girilir veya girilmez olayı değil, kaygı verici olan yasal olmayan bir uygulamayı savunmaktır.

Anayasa suçunun küçüğü veya büyüğü olmaz. Suç suçtur, suçun içeriğini bağımsız yargı değerlendirir ve karşılığını verir. İşin doğrusu budur.

Olayı bir kızın gününün zehir edilmesi şeklinde düşünmemek lazımdır. Günlerdir bir çok şehit ailesinin hayatı zehir ediliyor. Kimse çıkıp da bu konuda açıklama yapmazken bu konuda kasıtlı olarak türban olayının gündeme getirilmesi ve buradan yapılan siyasetle tekrardan bir takım vatandaşların oyuna göz dikilmesi senaryosunu yaşıyoruz.

Yaşanan olay, kişilerin yine mağdur gösterilmesi ve toplumunda mağdurun yanında olacağı inancıyla oy patlaması beklenmesidir.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olmak isteyen birisine yakışan, şu anda yasaların böyle bir mezuniyet törenine müsaade etmediğini savunmaktır.

Bu ülkeyi son 4,5 yıldır kim yönetti diye sormazlar mı insana. Eğer bu uygulama yanlışsa apar topar nasıl istenilen konularda yasalar bir gecede değiştirile biliniyorsa, kalkarsınız bir Yasa Değişikliği Önergesi verirsiniz ve arkasında durarak türbanınüniversitelerde serbest olmasını sağlarsınız.

Yapılacak iş budur, halkı kandırmak değil.