Siyasi partilerin birincil hedefi ülkeyi yönetmek üzere iktidar olmaktır.

Ancak ne yazık ki öyle bir siyasi partimiz var ki, adeta bir terör örgütünün savunucusu ve sözcüsü gibi.

Her ülke tabi ki kendi sınırlarını koruyacak, halkının güvenliğini sağlayacaktır. Nasıl olabiliyor halkının güvenliğini korumak üzere en doğal görevini yerine getirerek operasyonlar gerçekleştiren güvenlik güçlerini yine sözüm ona bu ülkenin bir siyasi partisi iğrenç bir şekilde eleştirebiliyor.

Bu ülkenin cumhuriyet savcıları bu tür gelişmelere fırsat vermemelidir. Bu tür gelişmeler düşünce özgürlüğü ile de ifade edilemez.

Terörün insanlar üzerinde çok çirkin bir iz bıraktığı bu günlerde, terörün üzerine gidilmemesi gerektiğini hiçbir kimse ifade edemez.

Her rejim kendini korumalıdır. Bu nedenle AB ve ABD’de kendini her türlü tehdite karşı korurken, tehlike bizim ülkemiz için söz konusu olduğunda hemen “insan hakları”, “demokratikleşme”, “düşünce özgürlüğü” gibi kavramlar önümüze getirilerek bizlere hatırlatılmaya çalışılır.

Sorarım sizlere sokaklarda insanları silahını çekip gözünü kırpmadan öldüren ABD polisi değil midir? Neden birileri de çıkıp silahsız ve yakaladığı suçluyu öldüren bu ABD polislerinin yaptıkları karşısında ABD’ye insan haklarını hatırlatmaya kalkışmaz.

Yeter artık, AB ve ABD’nin lafazanlıklarına artık aldırış etmeyelim ve işimize bakalım.

Sadece dışarıda ki teröristlerle değil tabii ki mücadelemiz içeride ki hainler ve işbirlikçileriyle de sonsuza dek sürmelidir.

Büyük Türkiye Cumhuriyet,i ne teröristlerle mücadeleden, ne de PKK’ye operasyon düzenlemekten, ne de operasyonları sona erdirin diyen sözüm ona siyasi partilerden çekinmez ve ne gerekiyorsa üzerine düşen vazifeyi yerine getirir.

Haydi Türk askeri son noktayı koy artık. Bitir şu terörü.Haydi iktidar, önlemlerinle terörü besleyen dereleri kurut, insanların dağa çıkacak bahaneleri kalmasın artık.

Artık Türk olsun, Kürt olsun tek birmillet olarak analarımız ağlamasın. Bitsin bu acılar.