Bugün lafı fazla uzatmadan “Ne oldum değil, ne olacağım” tandanslı bir yazı yazayım dedim.
Onun içindir ki sadece kim olduğunu belirtmek yeterli olacaktır sanırım…
Sen girdiğin bir ortamda nasıl davranacağını bilmeyen, kendini mağarada zanneden bir alçaksın…
Ama bulunduğun noktaya nasıl ulaştığını, kimlerin hakkını yiyerek, hangi ortamlardan oralara geldiğini bilmeyen yok…
Önce insan olacaksın, ayrımcılık yapmayacaksın…
Gün gelir iğrençliklerinin hesabını öyle bir verirsin ki…
Sana tavsiyem, “Ne oldum.” deme “Ne olacağım?” de…
“Sen insan mısın? Yoksa müsvettesi misin?” herkes çok iyi biliyor ama bir gün bilmeyenlerde bunu çok iyi anlayacaklar.
Evet, herkes seni iyi tanıyor, öyle bahsettiğin gibi değil bu işler…
Bulunduğun yeri kullanıp neler yaptığını, ne gibi çıkarlar peşinde koştuğunu, yakın çevrene neler sağladığını bilmeyen yok…
Önce aynaya bakacaksın, “adam mıyım” diye bir düşüneceksin…
Sonrasını ileri bir tarihe bırakalım ve şimdilik bir hatırlatmada bulunarak bitirelim...
Cenap Şahabettin ne de güzel söylemiş…
“Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.”
İ. Hakkı Bıçakçızade ne demiş bir de ona bakmakta özellikle yarar var…
“Yüksek zatın yüksekliği alçaldığı, alçağın alçaklığı ise yükseldiği zaman artar.”
|