“Söyle Bari

Hoca ormana gitmiş. Oturmuş bir dalın üstüne, başlamış kesmeye. Aşağıdan geçen bir yolcu Hoca’ya seslenmiş:

-Be adam! İnsan oturduğu dalı keser mi? Şimdi düşeceksin.

Hoca adama aldırmamış; işine devam etmiş. Az sonra dal kırılmış. Hoca, cumburlop düşmüş. Düştüğü yerden perişan bir şekilde seslenmiş:

-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.”

Dünyaca tanınmış halk filozofu ve fıkra kahramanı Nasreddin Hoca’nın öylesine harika mesajları vardır ki adeta her biri birer ders niteliğindedir.

Yukarıda okuduğunuz fıkrasında da toplumumuza büyük ders verilmekte olup bu mesajların anlaşılmasının herkesin yararına olacağı da kaçınılmazdır.

Toplum olarak öyle bir seviyeye ulaşmış durumdayız ki adeta bastığımız dalı kesecek kadar gözü pek, aldırış etmeyen bir şekle bürünmüş durumdayız.

Ormanlarımızı yok edecek kadar hırçınlaşmış bir halde her yere inşaat kondurmayı marifet gibi gören sadece ve sadece kendisini düşünen, aslında oturmuş bir dalın üzerine o dalı kesen bir hal almışız.

Tabiatın dengesi her geçtiğimiz gün, her geçtiğimiz ay, her geçtiğimiz yıl daha da bozulmakta ve bunun sonucunda da Dünyamız daha büyük tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır.

Küresel ısınma denen bir illet büyük bir tehlike olarak karşımızda dururken ekosistemin işleyişini olumsuz yönde etkileyecek, bilinçsizce yapılmış her türlü olumsuzluk ileriki günlerde karşımıza doğal afet olarak çıkacaktır.

Bu nedenle toplum olarak üzerimize düşen görevi çok iyi yapmalıyız.

Bastığımız dalı kesmek istemiyor isek çevremizde gördüğümüz her türlü olumsuzluğa engel olmak için çaba sarf etmeliyiz.

Bu işe çevremizi temiz tutarak, doğayı katletmeyerek başlayabiliriz.

Özellikle de belediyelerimizin başlattığı geri dönüşüm kampanyalarına sonsuz destek sağlayarak tabiatın işleyişine olumlu katkı sağlayabiliriz.

Aslında en büyük tehlikenin vurdumduymazlık olduğu da bilinmektedir. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali gördüğümüz olumsuzlukları görmezden gelir isek her türlü olumsuzluğa ortak olarak, katkı sağlamış oluruz.

Ortak olmak istemiyor isek doğaya zarar verenleri yetkili mercilere bildirerek, sorumluluk sahibi bir vatandaş olduğumuzu göstermeliyiz.

Aksi takdirde sel felaketleri, çevre kirliliği gibi sorunlarla yaşamaya alışır gideriz ki asıl en büyük tehlike de sanırım bu olur.

Bastığımız dalı kesmeyeceğimiz bir Dünyada yaşamak umuduyla hoşça kalın.