Samsun Mahallesi sakinleri bölgelerinde bulunan şirketler hakkında yıllar önce dava açtılar. Ancak haklarını savunurken bir de gördüler ki karşılarında 19 kişilik bir avukat ordusu var. Oysa kendilerini gönüllü bir avukatla savunmaya çalışıyorlar.
Burada çok kaygı verici bir durumla karşı karşıya kalan mahalleli paranın gücü karşısında ezilmiştir. Peki garibanın hakkını kim koruyacak?
Mahalle halkının feryadını kim duyacak? Bu halk yeni bir tehlike daha atlattı. Bu tür tehlikeler karşısında bu halka verilen sözler unutulacak sanmayın. Bu büyük sorunu çözmeden bu insanların karşısına ne yüzle çıkacaksınız. Verilen sözlerin yerine getirilmesi gerekmez mi?Yazacak çok şey var ama "yerim dar", benden söylemesi bu sorunu çözmeden bu mahalleye sakın oy istemeye gitmeyin.
PAZARLARIMIZDA DOLAŞAN KAMU GÖREVLİLERİ.
Geçtiğimiz günlerde Mimar Sinan Mahallesi'nde bulunan Cuma Pazarı'nda alışveriş yaparken birkaç okurum pazar içinde dolaşarak satış yapan satıcılardan dert yandılar. Ama asıl dert yandıkları satıcılar değildi galiba.
Gezerek satış yapanların özellikle de limoncuların tüketicileri zorla alışverişlerinden alıkoyarak satış yapmaya çalıştıklarını anlattılar, zaten bende bizzat yaşayarak olaya şahit oldum.
Vatandaş ; "Dünyanın neresinde vardır zorla satış yapma çabası, limoncu birden limonları çantanıza atıyor. Ardından al başına bela 10 dakika limonları iade etmeye çalış. Görevlilere söylüyoruz, 'haklısınız' diyorlar ama hiçbir şey değişmiyor. Görevlinin yanında bile yapabiliyorlar" diyor.
İstenilmemesine karşın çantalarına limon vs. bırakarak bir sürü laf kalabalığı ile çirkin görüntülerin doğmasına sebep olan bu kişilere karşı görevlilerin seyirci kalmasına vatandaş isyan ediyor.
Görevlilerin pazar içindeki bu tür olaylara kesinlikle seyirci kalmaması gerekmektedir. Bu satıcıların sabit bir noktadan satış yapmaları mutlaka sağlanmalıdır.
Tüketici rahatsız edilmeden alışveriş yapmak istiyor. Ayrıca pazarcıların sabit yerleri karşılığında ödedikleri 60 YKr/m ücreti ödemeleri gerekiyor. Devletimizin bu gelirinin peşine yine devlet memurumuz düşmeyecekte kim düşecek Sayın Başkan?
ALIŞVERİŞLERİNİZDE ETİKETLERE DİKKAT EDİNİZ.
Belmar Marketten alışveriş yapan okurum etiketteki fiyat farklılığı karşısında nasıl bir tavırla karşılaşmış okuyalım; "bugün akşam saatlerinde İzmit Belmar marketten alışveriş yaptık kasada deterjan reyonundan aldığımız ürünlerden birinin 5 YTL daha fazla çıktığını eşim fark etti. Bende görevliyle beraber gidip aldığım ürünün etiketini gösterdim oda yapılacak bir şey olmadığını ürünü değiştirmemi söyledi bende bu şekilde davranmalarının yanlış olduğunu marketçiliğin böyle yapılamayacağını söyledim oda hemen arkada duran yetkiliyi çağırdı ve durumu anlattı yetkili neredeyse dövecek bir tavırla "terbiyesizlik etmeyin almazsanız almayın elemana iade al hemen" dedi. Bende "nasıl bir davranış bu beyefendi, ne iadesi benim bir sepet alışverişim var" dedim oda bana "boşaltın sepeti" demez mi, aslında sepeti boşaltıp gitmek vardı ama eşim olayı anlamasın ve daha büyümesin diye ürünü alıp çıktım. Özür dileyecekleri ve hatalarını örtecekleri yerde BELMAR marketteki bu bilinçsiz yetkili benim bu marketi bir daha asla tercih etmememe ve tanıdığım ve sesimi duyurabildiğim herkese Orayı Kötülememe Mal oldu. Sizden Ricam Yapılacak Bir şey Varsa Yapmanız"
Tüketicimiz, 4822 SAYILI KANUNLA DEGISIK 4077 SAYILI TÜKETICININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN'a rağmen açıkça mağdur edilmiştir.
Bu yasanın "Fiyat Etiketi" başlığı altındaki 12. maddesinde; "Etiket, fiyat ve tarife listelerinde belirtilen fiyat ile kasa fiyatı arasında fark olması durumunda tüketici lehine olan fiyat üzerinden satış yapılır" denilmektedir.
Yine bu yasanın "Ceza Hükümleri" başlığı altındaki 25. maddesinde; "12, 13, 14, 15 ve 27 nci maddelerde belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler hakkında 100.000.000 lira para cezası uygulanır" denilmektedir.
Bu durumda tüketiciye bu şekilde davranan market yanlış uygulama yapmıştır.
|