|
||
![]() |
Yazmayacaktım ama dayanamadım...17 Ağustos 2008, Saat:05:10 | |
Muzaffer OĞUZ | ||
muzafferoguz@gmail.com | ||
Yazmayacaktım. Karar almıştım. Ama uygulayamadım. Çünkü 1 günlüğüne hatırlanıp, konuşulmasından rahatsızım. Bugün 17 Ağustos. Herkes 9 yıl önce yaşadığımız felaketi konuşacak. 17 ağustos yazıları yazılacak. İşte bu felaketin sadece yıl dönümlerinde hatırlanması üzerine yazmayacağım dedim ama yapamadım. Felaketin üzerinden tamı tamına 9 yıl geçtikten birkaç saat sonra sabaha karşı yazmaya başladım. Çünkü bu gece bize uyku yok. Duygularımı herkesle paylaşmak istedim. Çevremizde o kadar yadırgadığım davranışlar oluyor ki. Bakıyorsunuz yerel yöneticiler üzerlerine bir çok vazife düşmesine rağmen 17 Ağustos’lar da anma programları organize ediyor, boy boy kendilerini gösteriyorlar. Oysa hiç düşünüyor musunuz bilemiyorum ama ben bize “aptal” dediklerini fark ediyorum. Depreme karşı alınması gereken tedbirleri almaya gelince kimse üzerine düşeni yapmadığı gibi aksine bin bir dalavere ile nasıl binaların kat sayıları artırılır bunların formüllerini geliştiriyorlar. Neymiş efendim, 1 kat zemin olarak geçiyormuş, hesaba katılmazmış, Neymiş efendim, 1 katta teras olarak sayılırmış, hesaba katılmazmış, Oldu mu size 5 katlı bina. Oysa 3 kata kadar ruhsat izni var ama bizim Türk dehası fikirlerimizle bunu da aşmayı başardık. Bir bakalım çevremize her tarafımızda yükselen binalar. Sanki 9 yıl önce büyük bir felaket yaşamamışız gibi. Ya devlet eliyle yapılan TOKİ Konutlarına ne demeli. Onlara zaten hiç yasak yok. Tamamen keyiflerine, insaflarına kalmış. İstedikleri kadar kat çıkma özgürlükleri var, nasıl olsa. Vatandaş olarak ne gibi tedbirler alıyoruz. Hangimiz evimizde deprem çantası diye tabir edilen önlem paketini bulunduruyor. Kaçımız evimizdeki büyük eşyalarımızı duvarlara sabitledi. Kaçımız deprem yaşamış olan ve yorgun olarak tabir edilen yüksek binaları terk ettik. Bakıyoruz herkes kiralık ev arıyor, ama ev yok. Bütün evler dolu. Yapmamız gerekenleri, yapmayan ama çok konuşan bir toplum olarak tarihe geçiyoruz, farkında olmadan. Ben çok üzülüyorum, toplum adına önlem alması gerekenlerin işini yapmayarak her gün bizleri DİŞLEMESİNE. Kimsenin bunu yapmaya hakkı yok. Açalım gözümüzü artık. Kimsenin bizi aptal yerine koymasına müsaade etmeyelim. İnşaat firmalarının taleplerini, onları kırmadan(!) yerine getirip, 17 Ağustos’ta gözümüzün içine bakanların, anma programları organize edenlerin bizde gözlerinin içine bakalım. 17 Ağustos 1999, asrın felaketi. 17 Ağustos 2008, felaketten 9 yıl sonra, Hiç fark ediyor musunuz bilemem ama Ben fark ediyorum ki, Her geçen yıl anma programlarına katılan vatandaş sayısı hızla azalıyor. Neden? Neden peki? Çünkü anma programına giderken vatandaş, Yüksek binaların içinden geçerek gidiyor, Anma programından duygu yüklü dönerken vatandaş, Yüksek yüksek binaları seyrederek gidiyor, evine. Açıkçası inanmıyor artık. 17 Ağustos 1999 tarihinde saat 03:02’de başlayan asrın felaketinde yitirdiklerimize Allah’tan rahmet, acılı yakınlarına sabır diliyor, olası depremler için şimdiden tedbir alınması yolunda başta yetkililer olmak üzere herkesi aklı selim olmaya davet ediyorum. Kalın sağlıcakla… |
||
Etiketler: Yazmayacaktım, ama, dayanamadım...17, Ağustos, 2008,, Saat:05:10, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.