Körfez ilçemize faydalı olmaya çalışan kurumlarımızdan biride Körfez Ticaret Odası. Şu ana kadar yaptığı çalışmalarıyla göz doldurmuş ve gerek Körfez halkı gerekse Körfez yöneticilerinin takdirini kazanmıştır

Ancak son günlerde KTO’da bir takım olumsuzluklar kulağımıza gelmektedir.

Yaşanan bir takım tartışmaların da KTO’ya verdiği zarar da ortadadır.

Körfez ilçe sorunlarıyla yakından ilgilenen KTO’da tartışmaların biraz durulması umuduyla asıl konumuza gelmek istiyorum.

2008 Mayıs ayı meclis toplantısına işlerimin yoğunluğu nedeniyle katılamadım. Toplantının dilek ve temenniler bölümünde hararetli bir tartışma olduğunu da hemen toplantı sonrasında öğrendim.

Toplantıda KTO Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Efe bir söz almış ve KTO başkanlığı için adaylığını açıklayan işadamı Miktad Özpınar’ın basına verdiği demeçleri belgeleriyle eleştirmiş

Efe; Özpınar’ın basın mensuplarıyla yaptığı röportajlarda belden aşağı vurduğunu ve KTO’ya haksızlık ettiğini,gerçekleri yansıtmadığını ifade etmiş.

Toplantının hemen ardından beni arayan KTO içinden birisi, “Hocam senin yaptığın röportajda bazı bölümler Özpınar tarafından yalanlandı” deyince gerilmedim dersem yalan olur.

Hemen toplantıyı takip eden ve saygı duyduğum birkaç basın mensubunu arayarak detaylı bilgilere ulaştım.

Basın mensubu arkadaşlarımın ifadesine göre, “Mustafa Efe, bir yerel gazetede çıkan ve Özpınar’ın ‘KTO’dan komitelerle ilgili bilgiler edinemiyorum, istediğim bilgiler tarafıma verilmiyor. Ancak MAHKEME KARARIYLA bu bilgilere ulaşabildim’ ifadesini yalanladığını, bu yönde bir karar varsa görmek istediğini, aksine dilekçe ile Özpınar’ın iki kez başvurduğunu ve yasal süresi içinde her iki başvuruya da yanıt verilerek istenen bilgilerin verildiğini” söylediğini belirttiler.

Yine basın mensubu arkadaşlarım Mustafa Efe’nin, benim Özpınar’la yaptığım röportajdaki Özpınar’ın, “Ben oraya bileğimin hakkıyla geldim. Sıkıyorsa almayaydı bakayım. Başkaları girmezdi ama ben girerdim oraya.” diyerek ne demek istediğini sorduğunu, bu ifadelerin hiç yakışır bir durumunun olmadığını belirttiğini söylediler.

Bu eleştirilere Özpınar’ın şu yanıtı verdiği bir çok kişi tarafından da söylendi. Özpınar, “Yerel gazetede çıkan ‘mahkeme kararı’ ifadesini ben kullanmadım. Ben ‘yasal haklarımı kullanarak’ ifadesi kullanmıştım. Gazeteci arkadaşım yanlış yazmış. Ancak diğer ifadeler tamamen doğru, hepsinin arkasındayım. ‘Sıkıyorsa’ ifadesi söylendiği şekliyle biraz maksadını aşmıştır, bunu da kabul ediyorum” demiş.

Ardından hemen Özpınar’ı iş yerinde ziyaret ederek kendilerinden de detaylı bilgi aldım. Özpınar’ın ifadesi de basın mensubu arkadaşlarımla aynı oldu. “Kesinlikle sizin röportajınızla ilgili bir sorun yoktur, sizin röportajınızın noktasıyla, virgülüyle tamamen arkasındayım” dedi.

Belirtiyorum.com’u övmek için söylemiyorum ama bir çok kişi bizim sitemizin röportajlarının çok iyi olduğunu söylüyorlar. Kesinlikle, nasıl haber konusunda objektif olmaya çalışıyor isek, röportaj konusunda da sadece söylenenleri okurlarımıza yansıtmaya çalışıyoruz.

Zaten sitemizin röportajlar bölümünü takip ederseniz, biz herkesle röportaj yapmayız. Röportaj yaptığımız kişiler gerek mevkileri konumuyla gerekse toplumda geniş bir kesim tarafından saygı gören kimlikleriyle ön plana çıkmaktadır.

Biz doğruları yazmak için bu yola çıktık. Farklı olmak zorundaydık. Okurlarımız ve bizi tanıyanlar tarafından her bulunduğumuz ortamda farklı yanımız özel seçilmiş kelimelerle ifade edildiği için çok mutlu oluyoruz.

Daha önceki gün CHP Körfez İlçe Başkanı Turgay Aksu’nun babaannesinin cenaze töreninde CHP Kocaeli İl Başkanı Sayın Sirmen’in konuşmamız esnasında söylediği, “Sitenizi takip ediyorum, çok başarılı buluyorum, objektif yayın yaptığınızdan dolayı da sizleri kutluyorum, başarılarınızın devamını diliyorum” sözleri bizlere çok büyük moral kaynağı olmaktadır.

Bu sözler farklı siyasi görüşe sahip kişilerce sık sık yüzümüze söylenmektedir. İşte bizim farkımız budur.

Biz kimseye yaranmaya çalışmıyoruz. Öyle bir amacımızda hiçbir zaman olmamıştır.

Kimseye gidip bize reklam verin dememişizdir. Sitemizde reklamı bulunan firmalar veya kişiler bizzat kendileri reklamlarını yayınlatmak istemişlerdir. Bizim yayın politikamız da budur.

Biz ilkelerimizle ayakta kalmaya çalışıyoruz

Bu nedenle kimse bizim röportajlarımızı yalanlayamaz, bize haksızlık yapamaz, zaten yapan olsa da kamuoyu buna inanmaz

Biz bu güveni röportaj yaptığımız kişilerde de oluşturmuşuz. Röportajlarımız sohbet havasında geçmektedir. İçinde güven ve samimiyet barındıran röportajlarımız da her konuşulan da yazılmamaktadır.

Bizim için önce GÜVEN gelmektedir.

Olayın söylentiler, dedikodular üzerinden kamuoyunda yer bulmaması için bu yazıyı kaleme aldım.

Saygılarımla….