Bodrum Torba Kavşağı’nda geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitiren Barış'ınhayata tutunmaya çalıştığı 5. günündebabasıyla konuştum.

Kesinlikle hayata tutunacak ve bu yaşam savaşını da Barış kazanacak diyordu. Hepimizin temennisi de bu yöndeydi.

Ancak 5 gün direnebildi Barış Akarsu.

Baba Selahattin Akarsu’ya “Türkiye’nin büyük bir çoğunluğu belki de trafik kazası sonrasında daha iyi tanıma şansı buldu Barış’ı” dedim. Ama baba Akarsu bu söylediğime itiraz etti ve biraz da sosyal yönden çok iyi şekilde Barış’ı Türkiye ile özdeşleştirerek dedi ki; “Türkiye’ye Barış çok lazım. O adı gibi gerçekten bir barış neferidir. Nereden arasalar yardım amaçlı konserler verir. O’nun için önemli olan vereceği konserlerin toplum yararına olmasıdır. Bu nedenle bunca seveni de burada ona enerji veriyorlar. Barış’ın hayata tutunması gerekiyor” dedi.

Ancak bu konuşmanın üzerinden daha 1 saat geçmişti ki hastane önünde kötü bir haber yayılmaya başladı. Barış’ın ailesi o dakikalarda ortalıkta yoktu. Bu da olumsuz havayı daha da doğrulayıcı nitelikteydi. Ve ilerleyen birkaç saat sonra açıklama geldi; “Barış’ı yaşadığı kalp krizi sonrasında tekrardan hayata döndüremedik. Çok üzgünüz” denildi.

İşte o anda hıçkırıklar ve feryatlar duyulmaya başlandı, hastane bahçesinde. Gerçek manada çok seveni olduğunu gördüm. Halk benimsemiş ve onun yaşaması için dualarını hiç eksik etmemişti. Ama her zaman ki gibi yine “barış”kaybetti.

Bodrum’a seyahat ettiğim sırada Barış’ın yaşadığı trafik kazası üzerinden 4 gün geçmişti. Bu olaydan dolayı yollara özellikle dikkat ettim ve çok şaşırdığımı belirtmek istiyorum. Çünkü tabela üzerinde 32 bin 300 nüfusa sahip ancak yaz aylarında bu rakamın 6-7 katına çıktığı söylenen bir tatil bölgesinin yollarında çalışmalar vardı. Seyahatiniz anında birden tek şeride düşen yollar ve yolun bir kısmında iş makineleri görmeniz bu mevsimde Türkiye’nin en gözde tatil yöresi yolunda olduğunuzdan şüphe duymanıza vesile oluyordu.

Kendi kendimize diyoruz ki keşke yanlış bir yolda olsak ama ne yazık ki doğru yoldayız, bu yol bizi Bodrum’a götürecek. Yaz aylarında trafiğin yoğunlaştığı bu yolların yapımı bu zamana kalmamalıydı. İlkbaharda bitirilmeliydi ki, zaten yoğunluğun çekildiği bu yollarda birde yol çalışmalarından üzücü olaylar yaşanmasın.

Ama nerde bunları düşünecek yetkililer, neyi zamanında yaptılar zaten bu halk adına. Bir Türkiye klasiği vardır ki yaşanan olumsuzluklar neticesinde veya bir çok canlar verilince tedbirler alınır. Daha işin başından her yönüyle düşünülüp o yönde hareket edildiğine şahit olmadı bu toplum.

Barış son olsun yaşanan acılarımıza. TV’de izlediğim Selahattin Akarsu oğlunun vefatı üzerine başka canlar yaşanmasın dediği ifadelerinde; “Ben Barış’a veda etmedim. Barış’a veda edilmez. Ben O’na adını laf olsun diye koymadım. Savaşlarda insanlar, çocuklar ölmesin diye koydum. Barış’a veda edilemez. İnadına barış, inadına yaşam, inadına aşk” dedi.

Bundan daha güzel ifade edilemez di Barış. Baba Selahattin Akarsu yine oğluna her zaman “nerde olursan ol, hangi şartta olursan ol, adını düşün yeter derdim” dedi.

Acılı baba Akarsu'nun söylediği bu ifadeler insanın içini acıtıyor. O gencecik yaşında daha doyamadan yitirdi biricik oğlu Barış'ı. Başka Barış'lar yitirilmesin

Yeter artık bitsin bu acılar diyerek, herkes gibi sorumluluk sahibi tüm yöneticilerimizin üzerlerine düşen görevi layığıyla yapmalarını ve toplum yararını gözetmelerini diliyorum