Yazı Detayı
30 Ağustos 2007 - Perşembe 00:00
 
Fındık İşçisi Deyip Geçmeyin.
Muzaffer OĞUZ
muzafferoguz@gmail.com
 
 

Karadeniz yazılarıma devam ediyorum. Bu sefer Karadeniz denildiğinde ilk akla gelen "fındık" ile ilgili araştırmalarımı ve gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım.

Karadeniz’e gittiğimizde fındığa düşük ücret verilmesinin pek gündemde olmadığınıancak fındık işçilerinin sosyal bir yıkım olduğunu gördüm.

Özellikle Ordu ili girişinde ırmak kenarına dizilmiş binlerce çadır sanki toplama kampı görüntüsü veriyordu. Biraz içeride dolaşmak istedim ancak çok da ileri gidemedim. Dört beş çadır sonrasında burnuma gelen çok ağır koku nedeniyle geri dönmek zorunda kaldım.

Bu insanlar sağlıksız ortamda yaşamaya çalışıyorlardı. Aslında bu tür görüntüler sadece Ordu’ya has özellikler de değildi. Giresun’a geldiğinizde yol kenarlarında kafile halinde minibüslerin durduğunu ve insanların yerlere serdikleri yorganlar üzerinde açık havada uyuduklarını görüyorsunuz.

Asıl kaygı verici durum günlük 18 YTL karşılığı bu insanlarımızın bunca sıkıntıyı yaşayarak Karadeniz’e fındık toplamaya gelmeleridir. Burada incelemelerim konusunda belirlediğim bir çifte standardı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer güneydoğudan gelen biri değil iseniz ve fındıktoplamak istiyorsanız, size günlük 30 YTL ödeyecek bir fındık tüccarı bulabilirsiniz. Ama kafile ile doğudangeldiyseniz size biçilecek maksimum ücret 18 YTL’dir.

Bu durumu araştırdığımda fındıkçılar doğu illerinden gelenlerin fındık toplamayı bilmemelerinden dolayı fiyat farkı uygulandığını söylediler.

Doğu’dan gelen bir çok fındık işçisi ile sohbet etme imkanı buldum. Bunlardan bir tanesi Adıyaman’dan 16 yaşında oğlu Yasin, 15 yaşında kızı Gülşah ve 14 yaşında yeğeni Mukaddes ile çalışmaya gelen Mehmet Öztürk’tür.

Mehmet Öztürk 17 yıl Adıyaman’da oto galericilik yapmış birisi. “Zengindim, il merkezinde 8 tane dairem vardı, ancak 18 yaşında ki oğlumun yaşadığı bir olay sonucunda hayatını yitirmesi ile bende tüm varlığımı kaybettim” diyor.

Çok çarpıcı bir noktaya da değinen Öztürk, “Bizim oralarda tütün ekilmiyor. Tütün 4-5 yıldır devlet tarafından alınmayıp ithal edildiği için bizde üretemiyoruz. Oysa tütün yapılsa kimse gelip buralarda çalışmaz. Devletin aldığı kararlar bizleri bu hale düşürmüştür. Bir yerlerde çalışmak zorundayız. Aç mı kalalım. Aslında tütün işinde 5 yaşından 80 yaşına kadar insan çalışabiliyor. Tütün olsa bizim orada ki herkes çalışabilecek. Tütün alımına son verilmesiyle ekmeğimiz elimizden alınmış oldu. Bölgemizde tütün üretimi olsa, değil buraya 18 YTL’ye gelmek, 50 YTL verseler gelmem. Sizler sakın bizim buralarda çalışmaya çok meraklı olduğumuzu düşünmeyin. Açlığa mahkum olduğumuz için geldik. Mecburuz bu işe” dedi.Hele bir ırgat vardı ki Mukaddes gözlerinde ki ışıltıyla yaşama olanca gücüyle sarıldığını gösteriyordu. Çünkü ailesinden yalnız kendisi gelmiş ve onlara ekmek parası götürecekti.

Bir başka sohbet ettiğim Adıyamanlı vatandaş Abuzer Günlü ise, “Mecburiyetten geldim” diyor. Resmini çekerken elinde tutmasını istediğim sepeti ise, “Ben bu sepete alışamadım, aslında içime sindiremiyorum, beni bağışlayın, o sepetle resim çektirmek istemiyorum” dedi.

Abuzer Günlü’nün bu yanıtı gösteriyor ki gerçekten içlerinde çok büyük eziklik yaşayarak bu işi yapıyorlar. Sıkıntılarını anlamak için bu kişilerle saat değil günler geçirdim.

Bir gün fındık bahçesinde yemek yiyen ırgatları izledim. Ancak çok şaşırtıcı anlar yakaladım. Fındık bahçesi sahibi çocuklarının yanında çalıştırdığı 4 ırgatla fındığını topluyordu. Yemek saati geldiğinde ırgatlara çok az yemek veriyor ama kendi çocuklarına yemeğin en iyi yerini veriyordu. İnsanlık adına gördüğüm manzara karşısında utanç duydum. Irgatlar ise bir baba ve çocukları idi. Belki küçük bir örnek olacak ama sizlerle paylaşmak istiyorum. Baba, fındık bahçesi sahibi ve çocuklarının yemekte ayran içmesi ancak kendilerine verilmemesi karşısında “benim çocuklarıma da ayran verir misiniz?” dediğinde gözlerimin dolduğunu htim.

Aslında bizlerin dışardan gördüğü gibi olaylar gerçekleşmiyor. Doğu insanı, gerekirse sokakta yatıyor, gerekirse tarlada gerekirse yemek sofrasında ikinci sınıf olduğunun kendisine htirildiğini yaşıyor. Bu durum açlığa mahkum olmanın çaresizliğini yansıtıyor.

Yaşadığım çok ilginç bir olayı daha sizlerle paylaşmalıyım. Aksi takdirde gözlemlerimi tam olarak yansıtmamış olurum.

Giresun’un Görele ilçesinin tam tepesinde Kemikli köyünde Adıyamanlı vatandaşları izliyor ve sohbet ediyorken, köye kartal marka aracının arkasına dondurma kaplarını koymuş, mikrofondan “dondurmacınız geldi” diye bağıran birinin sesiyle irkildim.

Tabi hemen gittim. Köydeki tüm çocuklar bu dondurmacının abonesi. Köy çok dik bir bayırın sonunda olduğu için köye çıkan bir çok araç gibi dondurmacının aracıda arıza yapıyor. Vatandaşlara dondurmalarını sattıktan sonra dondurmacı tamirci almak için ilçe merkezine gidiyor. Bu esnada araçtaki mikrofonu gören Adıyamanlı 17 yaşlarında ki bir ırgat alıyor mikrofonu eline, başlıyor Kürtçe türkü okumaya. Karadeniz dağlık bir bölgedir. Bir dağın tepesinden bağırdığınızda sesinizi her iki tarafa da çok kolay duyurursunuz.

Bu kürt gencinin okuduğu türkü ile yankılanan Karadeniz dağlarında oluşan ses birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, koşarak birisi geldi. Ve tamda köy merkezinde başladı bağırmaya. Bu kürde nasıl olurda Kürtçe şarkı söyletirsiniz diye köylüye söylenmeye.

Tam da bu esnada eyvah dedim, çok kötü gelişmeler olacak galiba. Ancak o kürt gencinin boynunu önüne eğerek oradan uzaklaşmasını gördüğümde çok şaşırdım. Aslında ayrımcılığa sonsuz derecede karşıyım ama güneydoğuda çalışmış biri olarak hemen “Her horoz kendi çöplüğünde öter” sözü aklıma geldi.

Oysa şunu bilmeliyiz ki eğer hepimiz bu vatanın birer ferdi isek, tüm vatandaşları kucaklamalı, tüm kültürlere saygıyla yaklaşmalıyız. Günümüzde Kürtçe şarkıların serbest olduğu, kürtçenin bir dil olarak kabul gördüğü ve hatta Kürtçe eğitimin bile tartışılır olduğu bir zaman da bu olayı yaşamanın hüznünü de içimde yaşadım.

Sonuç olarak kolay değil Karadeniz de fındık işçisi olmak. Irgatın biri kolay olmadığını ne güzel de vurguluyor, "bizim insanca yaşama şartlarımız değil karnımızı doyurma imkanımız olsa kesinlikle buralara gelip fındık toplamayız" dedi.

Buradakiler bize ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor diyor görüştüğüm ırgatlar. Ben de gözlemlerim sonucunda öyle düşünüyorum. Bunun en büyük delili yerli fındık işçileri gündeliği 30 YTL iken doğu ve güneydoğuluların gündeliğinin 18 YTL olmasıdır.

Bu tür ayrımlar bitmediği sürece sadece ve sadece rüyalarınızda görürsünüz, NEYİ?

TERÖRÜN BİTTİĞİNİ.

 
Etiketler: Fındık, İşçisi, Deyip, Geçmeyin.,
Yorumlar
Diğer Yazılar
Bir yangın ve sonrası…
Sokağa Çıkma Yasağı Uzatılır Mı?
Körfez’de koronavirüs bilinci yok gibi…
Paniğe gerek yok, akıllı olalım yeter...
Hala konuşulan 10 Kasım Programı
Öğretmenler Gününde ben bir öğrenciyim…
Böyle Olmamalıydı…Kabahat sadece çocuklarında mı?
Yüreği kocaman insanlarda var
“Askıda ekmek” skandalı
Bastığımız Dalı Kesmeyelim
Ah Şu “Merak” Denen Duygu Yok Mu?
Kuyuya Düşen Eşek Misali
Bakmak ve Görmek Arasındaki İnce Fark
Eğitim-İşte Neler Oluyor ?
Sevgi Emek İster
Öğrencilerin Seni Unutmayacak
Körfez Belediyesi
Yeter Artık
Siz de, Kendi Tablonuzu Yapabilirsiniz.
Ağaç Yaşken Eğilir, Tabii Eğilmesini İsterseniz
Bir Neferin Ardından
Sağlık Ciddiyet İster
Üzüntümüz Çok Büyük
Örnek Davranışlar Alkışlanır
Bugün Bayram, Şen Olun Çocuklar
Yarasalar
Kriz Kime Var ?
Aç Tavuk Kendini Buğday Ambarında Görürmüş
Müdür Türküm “İstifa” Etmemeli, Aksine Alkışlanmalıdır
Lafla Peynir Gemisi Yürümez
Umuda Kurşun İşlemez
Varımız Yoğumuz Hemşericilik
Kimsesizlerin Uğrak Yeri Muhtarlar
Ağlanacak Halimize Gülüyoruz
Tek Yol Kahvehane
Yitirilen Duygular
Barış Gibisi Yok…
Bırakalım Tatil Yapsınlar
KTO’da Polar Seçime Doğru
Kan Gölü İle Gelen 2009
Belirtiyorum.com Yeni Yıla, Yeni Bir Yüzle Girecek
En büyük hediye
Öğretmenime
Geldikleri Gibi Giderler
Eğitim-Bir Sende fırtına öncesi sessizlik mi var?
Cumhuriyetimizin muhtarları.
Hepimiz Birer Engelli Adayı Değil miyiz?
Kör, Sağır ve Dilsiz
Esnafın bayramlık hali...
YÖK'e karşı açılan davada son dönemeç
Şöhretli'nin Görev Aşkı
Yazmayacaktım ama dayanamadım...17 Ağustos 2008, Saat:05:10
Bütün pislikler beni mi buluyor?
Mesajlarımızla terörü lanetleyelim...
Biz
Deprem yaşıyorum
Fark göremiyorum. Ya Siz?
Sevinmesini bilmeyenler için umarım Almanyaya yeniliriz.
YÖK'ün yaptığına ne demeli. Ortada ciddi bir haksızlık durumu mu var acaba?
Esnaf çok öfkeli...
Dershane seçiminde dikkatli olun
Gel de yazma, işte Körfezin yükselen değeri
Körfez Manşet Gazetesi'ne Veda
KTO Meclisi'nde röportaj tartışması
Ya silah taşıyalım, ya da dolmuşa binmeyelim.
Bilmeyenlere duyurulur; Körfez Belediyesporun kutlaması İstanbulda yapıldı.
Bir Günde Üç Mutluluk
Atalar Mahallesi sakinleri, içiniz rahat olsun
Sonuç : BUMERANG
Umutsuz olmayın, bazen güzel işlerde oluyor...
Antidemokratik-Senlilerin saldırısı
Bahçeci neden kaybetti?
Atın üzerinizdeki ölü toprağını...
Kendi düşen ağlamaz...
Zorunlu Hayırseverlik
Teknolojinin Hızı Baş Döndürüyor
Değil MAHÇUP, REZİL olursun REZİL...
2007yi uğurlarken...
Bayramınız Kutlu Olsun
Belirtiyorum.com farkı yaşanıyor ve yaşanacak
Pehlivan'la Körfez Turu
Öğretmenime
Atamızı Özlemle Anarken, Çağdaş Türkiyeden Portreler.
Körfez, Tek Yumruk Oldu
Haydi Türkiyem, Göster Dünyaya Gücünü...
Eğitim Şart...
Yazarların Mutluluk Tablosu
Karadeniz Yolları Çok Tehlikeli
Emeklilerde Bankalardan Promosyon İstiyorlar
Ey Gidi Karadeniz, Karadeniz (2)
Ey Gidi Karadeniz, Karadeniz (1)
Her Zaman Sadece Eleştiririz
Alo 153, Orası Neresi? Çözüm(!) Masası mı?
Türkün Türkten Başka Dostu Yoktur
Her Zaman ki Gibi Yine BARIŞ Kaybetti.
Halkın Sorunlarını Dinleyerek Çözüm Üreten Her Zaman Kazanır.
Eğitime Verilen Önem, Ülkemizin Geleceğidir.
Halk; Sayın Pehlivandan Yanıt Bekliyor.
Okullar Çok Erken Tatile Girdi
Kocaeli EML'nin 6. Pilav Gecesi Muhteşemdi.
Yozgat İzlenimleri ve Yozgatın Nabzı
Yapay Derenin Anlamı.
Ey Vatandaş !!! 22 Temmuzda Görevini Yerine Getir..(19.05.2007)
Mevzu-u Bahis Vatansa, Gerisi Teferruattır. (23.04.2007)
Bir Açılış ve Geride Bıraktıkları.(30.03.2007)
Bilmece, Bildirmece (13.03.2007)
Tasarruflu Olun, Su Sorunumuz Bitmedi (23.02.2007)
Bu Mahalleye Sakın Olaki Oy İstemeye Gitmeyin. (10.02.2007)
Hrant Dink Katledildi. (25.01.2007)
Düşüncelerin Şeffaflaştığı Gün (02.12.2006)
Bana Bir Harf Öğretenin Kırk Yıl Kölesi Olurum (24.11.2006)
Nerde Eski Muhtarlar.(18.10.2006)
Kulandan İtiraf ve Serzeniş
Sende mi İgsaş ? (15.11.2006)
Okullarımızda Neler Oluyor? ( 10.10.2006)
Diler Demir Çelikden İlginç Uygulama (02.10.2006)
Lütfen; Yaşananlardan Ders Alalım...
Körfez Öğretmenevi...(28.08.2006)
Teknosa Hakkındaki Tüketici Şikayeti...
Tüketici Dernekleri Ne Yaparlar
5464 Sayılı, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun Geçici 4. Maddesinden Faydalanacaklar İçin
Vestel'den Bu Kadar
Karadeniz Halkının Fındığına Dokunma!
İsraf ve Tasarruf
Derincede Örgütlü Mücadele.
Bölgemiz Varil Çöplüğüne Döndü
Ulusal Gazeteler
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
81
68
1
3
26
30
2
Fenerbahçe
79
79
1
4
25
30
3
Trabzonspor
49
51
11
4
15
30
4
Beşiktaş
46
40
12
4
14
30
5
Kasımpasa
43
53
11
7
12
30
6
Başakşehir
42
38
12
6
12
30
7
Rizespor
42
36
12
6
12
30
8
Antalyaspor
41
35
9
11
10
30
9
A.Demirspor
39
46
9
12
9
30
10
Alanyaspor
39
38
9
12
9
30
11
Sivasspor
38
36
10
11
9
30
12
Kayserispor
36
36
11
9
10
30
13
Samsunspor
36
35
14
6
10
30
14
Ankaragücü
33
36
11
12
7
30
15
Hatayspor
33
36
11
12
7
30
16
Konyaspor
33
31
11
12
7
30
17
Gaziantep FK
31
34
15
7
8
30
18
Karagümrük
30
34
14
9
7
30
19
Pendikspor
29
34
15
8
7
30
20
İstanbulspor
13
22
20
7
3
30
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Modül 1

Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.

Haber Yazılımı