|
||
Fındık İşçisi Deyip Geçmeyin. | ||
Muzaffer OĞUZ | ||
muzafferoguz@gmail.com | ||
Karadeniz yazılarıma devam ediyorum. Bu sefer Karadeniz denildiğinde ilk akla gelen "fındık" ile ilgili araştırmalarımı ve gözlemlerimi sizlerle paylaşacağım. Karadeniz’e gittiğimizde fındığa düşük ücret verilmesinin pek gündemde olmadığınıancak fındık işçilerinin sosyal bir yıkım olduğunu gördüm. Bu insanlar sağlıksız ortamda yaşamaya çalışıyorlardı. Aslında bu tür görüntüler sadece Ordu’ya has özellikler de değildi. Giresun’a geldiğinizde yol kenarlarında kafile halinde minibüslerin durduğunu ve insanların yerlere serdikleri yorganlar üzerinde açık havada uyuduklarını görüyorsunuz. Asıl kaygı verici durum günlük 18 YTL karşılığı bu insanlarımızın bunca sıkıntıyı yaşayarak Karadeniz’e fındık toplamaya gelmeleridir. Burada incelemelerim konusunda belirlediğim bir çifte standardı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Eğer güneydoğudan gelen biri değil iseniz ve fındıktoplamak istiyorsanız, size günlük 30 YTL ödeyecek bir fındık tüccarı bulabilirsiniz. Ama kafile ile doğudangeldiyseniz size biçilecek maksimum ücret 18 YTL’dir. Bu durumu araştırdığımda fındıkçılar doğu illerinden gelenlerin fındık toplamayı bilmemelerinden dolayı fiyat farkı uygulandığını söylediler. Doğu’dan gelen bir çok fındık işçisi ile sohbet etme imkanı buldum. Bunlardan bir tanesi Adıyaman’dan 16 yaşında oğlu Yasin, 15 yaşında kızı Gülşah ve 14 yaşında yeğeni Mukaddes ile çalışmaya gelen Mehmet Öztürk’tür. Mehmet Öztürk 17 yıl Adıyaman’da oto galericilik yapmış birisi. “Zengindim, il merkezinde 8 tane dairem vardı, ancak 18 yaşında ki oğlumun yaşadığı bir olay sonucunda hayatını yitirmesi ile bende tüm varlığımı kaybettim” diyor. Çok çarpıcı bir noktaya da değinen Öztürk, “Bizim oralarda tütün ekilmiyor. Tütün 4-5 yıldır devlet tarafından alınmayıp ithal edildiği için bizde üretemiyoruz. Oysa tütün yapılsa kimse gelip buralarda çalışmaz. Devletin aldığı kararlar bizleri bu hale düşürmüştür. Bir yerlerde çalışmak zorundayız. Aç mı kalalım. Aslında tütün işinde 5 yaşından 80 yaşına kadar insan çalışabiliyor. Tütün olsa bizim orada ki herkes çalışabilecek. Tütün alımına son verilmesiyle ekmeğimiz elimizden alınmış oldu. Bölgemizde tütün üretimi olsa, değil buraya 18 YTL’ye gelmek, 50 YTL verseler gelmem. Sizler sakın bizim buralarda çalışmaya çok meraklı olduğumuzu düşünmeyin. Açlığa mahkum olduğumuz için geldik. Mecburuz bu işe” dedi.Hele bir ırgat vardı ki Mukaddes gözlerinde ki ışıltıyla yaşama olanca gücüyle sarıldığını gösteriyordu. Çünkü ailesinden yalnız kendisi gelmiş ve onlara ekmek parası götürecekti. Bir başka sohbet ettiğim Adıyamanlı vatandaş Abuzer Günlü ise, “Mecburiyetten geldim” diyor. Resmini çekerken elinde tutmasını istediğim sepeti ise, “Ben bu sepete alışamadım, aslında içime sindiremiyorum, beni bağışlayın, o sepetle resim çektirmek istemiyorum” dedi. Abuzer Günlü’nün bu yanıtı gösteriyor ki gerçekten içlerinde çok büyük eziklik yaşayarak bu işi yapıyorlar. Sıkıntılarını anlamak için bu kişilerle saat değil günler geçirdim. Bir gün fındık bahçesinde yemek yiyen ırgatları izledim. Ancak çok şaşırtıcı anlar yakaladım. Fındık bahçesi sahibi çocuklarının yanında çalıştırdığı 4 ırgatla fındığını topluyordu. Yemek saati geldiğinde ırgatlara çok az yemek veriyor ama kendi çocuklarına yemeğin en iyi yerini veriyordu. İnsanlık adına gördüğüm manzara karşısında utanç duydum. Irgatlar ise bir baba ve çocukları idi. Belki küçük bir örnek olacak ama sizlerle paylaşmak istiyorum. Baba, fındık bahçesi sahibi ve çocuklarının yemekte ayran içmesi ancak kendilerine verilmemesi karşısında “benim çocuklarıma da ayran verir misiniz?” dediğinde gözlerimin dolduğunu htim. Aslında bizlerin dışardan gördüğü gibi olaylar gerçekleşmiyor. Doğu insanı, gerekirse sokakta yatıyor, gerekirse tarlada gerekirse yemek sofrasında ikinci sınıf olduğunun kendisine htirildiğini yaşıyor. Bu durum açlığa mahkum olmanın çaresizliğini yansıtıyor. Yaşadığım çok ilginç bir olayı daha sizlerle paylaşmalıyım. Aksi takdirde gözlemlerimi tam olarak yansıtmamış olurum. Giresun’un Görele ilçesinin tam tepesinde Kemikli köyünde Adıyamanlı vatandaşları izliyor ve sohbet ediyorken, köye kartal marka aracının arkasına dondurma kaplarını koymuş, mikrofondan “dondurmacınız geldi” diye bağıran birinin sesiyle irkildim. Tabi hemen gittim. Köydeki tüm çocuklar bu dondurmacının abonesi. Köy çok dik bir bayırın sonunda olduğu için köye çıkan bir çok araç gibi dondurmacının aracıda arıza yapıyor. Vatandaşlara dondurmalarını sattıktan sonra dondurmacı tamirci almak için ilçe merkezine gidiyor. Bu esnada araçtaki mikrofonu gören Adıyamanlı 17 yaşlarında ki bir ırgat alıyor mikrofonu eline, başlıyor Kürtçe türkü okumaya. Karadeniz dağlık bir bölgedir. Bir dağın tepesinden bağırdığınızda sesinizi her iki tarafa da çok kolay duyurursunuz. Bu kürt gencinin okuduğu türkü ile yankılanan Karadeniz dağlarında oluşan ses birilerini rahatsız etmiş olmalı ki, koşarak birisi geldi. Ve tamda köy merkezinde başladı bağırmaya. Bu kürde nasıl olurda Kürtçe şarkı söyletirsiniz diye köylüye söylenmeye. Tam da bu esnada eyvah dedim, çok kötü gelişmeler olacak galiba. Ancak o kürt gencinin boynunu önüne eğerek oradan uzaklaşmasını gördüğümde çok şaşırdım. Aslında ayrımcılığa sonsuz derecede karşıyım ama güneydoğuda çalışmış biri olarak hemen “Her horoz kendi çöplüğünde öter” sözü aklıma geldi. Oysa şunu bilmeliyiz ki eğer hepimiz bu vatanın birer ferdi isek, tüm vatandaşları kucaklamalı, tüm kültürlere saygıyla yaklaşmalıyız. Günümüzde Kürtçe şarkıların serbest olduğu, kürtçenin bir dil olarak kabul gördüğü ve hatta Kürtçe eğitimin bile tartışılır olduğu bir zaman da bu olayı yaşamanın hüznünü de içimde yaşadım. Sonuç olarak kolay değil Karadeniz de fındık işçisi olmak. Irgatın biri kolay olmadığını ne güzel de vurguluyor, "bizim insanca yaşama şartlarımız değil karnımızı doyurma imkanımız olsa kesinlikle buralara gelip fındık toplamayız" dedi. Buradakiler bize ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor diyor görüştüğüm ırgatlar. Ben de gözlemlerim sonucunda öyle düşünüyorum. Bunun en büyük delili yerli fındık işçileri gündeliği 30 YTL iken doğu ve güneydoğuluların gündeliğinin 18 YTL olmasıdır. Bu tür ayrımlar bitmediği sürece sadece ve sadece rüyalarınızda görürsünüz, NEYİ? TERÖRÜN BİTTİĞİNİ. |
||
Etiketler: Fındık, İşçisi, Deyip, Geçmeyin., |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.