“Saygı” isim olarak kullanıldığı gibi asıl niceliği ise insanları yücelten bir değer yargısı olmasıdır.

“Saygısızlık” ise tüm değerleri yok eden bir kavramdır. Yaşamım boyuca saygısızlık etmemeyi kendime ilke edinmişimdir ve o şekilde de yaşamımı sürdürmeye kararlıyım. Ancak bu bizim saygısızlıklara uğramayacağımız anlamına da gelmemektedir.

Son günlerde kamuoyunu meşgul eden demek istemiyorum ama bir o kadar da gereksiz tartışmalar yaşanmaktadır.

Bir gazetede “Dayak İntiharı” başlıklı bir haber çıktı. Bu haber üzerine yorum yapmak istemiyorum ama alınganlık içindekileri de sadece ve sadece iddiaya konu olan aileye havale ediyorum. Aile çıktı ve dedi ki, “BU HABER YALANDIR”

Dediğim gibi haberden daha çok ardındaki gelişmeler çok önemli. Haberi tüm Kocaeli basınına ve ajanslara servis eden gazete, haberin gazetelerde çıkmasının hemen 1 gün sonrasında aynı gazetelerde “haberin yanlışlığının yer alması” karşısında şaşırdı kaldı.

İsterseniz yaşananları şöyle bir hatırlayalım;

Kocaeli Gazetesi, bu habere hiç yer vermemesine karşın bir yazarı köşesinde Nas ailesinin haberi yalanlamasına yer verdi.

Kocaeli Demokrat Gazetesi, 1 gün önce yaptığı haberi Nas ailesinin açıklamalarıyla çürüttü, ve gazetesinde geniş yer vererek basın adına ETİK bir davranış gösterdi.

Bu haberi sür manşet veren Barış Gazetesi, yaptığı haberi düzelterek yanıldığını ortaya koyacak kadar yürekli hareket edip, basın etiği adına örnek bir davranış sergiledi.

Çağdaş Kocaeli Gazetesi, kendilerine servis edilen haberi 1 gün sonra ailenin açıklamalarıyla düzeltti.

Gelelim Körfez ilçe basınına.

Körfez Manşet Gazetesi, olayı inceleyerek ailenin açıklamasına geniş yer verdi ve komuoyunu aydınlattı. Haberi yalanlayan aileyi sür manşetten verdi ve ön plana çıkarttı.

Yeşil Körfez Gazetesi, ailenin açıklamalarına geniş yer verdi, haberin iç yüzünü, öğrencinin intihar teşebbüsünün öğretmen ile ilişkisi olmadığını açıkladı. Hatta bir de gazetecileri “seviye tespit sınavı”na soktu.

Körfez Gazetesi, örnek bir araştırma yaparak, gidip aileyle evinde görüştü ve haberin gerçek dışı olduğuna sayfalarında geniş yer verdi. Muhammet Kurt köşesinden kamuoyuna olayın iç yüzünü açıkladı.

Bunca gelişmeden sonra neredeyse Kocaeli basını bir yana, haberi yapanlar bir yana. Bu haksız yere çırpınışların bir göstergesidir. Bunca gazete “yalan” mı yazıyor acaba? Diye sormazlar mı insana? Neyse bu açıklamalar doğrunun adresini işaret ediyordur, sanırım.

Bu arada bir duyumu belirtmeden de geçemeyeceğim. Bir iddiaya göre aile, bu gazeteye noterden tekzip yollamış ama yayınlanmıyormuş. Neyse orası bizim işimiz değil….

Bu haberler ardından ne oldu? Aynı kişiler doğruları ortaya koyanlara saldırmaya başladılar. Başta Körfez basını olmak üzere çok çirkin ithamlar ardı ardına gelmeye başladı.

Bunca gerçekleri açıkladıktan sonra birkaç gerçek daha var ki onlar da direk şahsımı ilgilendiriyor.

Bu ekibin, “bir tane”si eğitimciliğime de söz ederek (haddi olmadan) öğrencilere yararlı olabilmemden bahsetmiş. İnsan her aklına geleni yazmamalı. Biraz düşünmeli, önce araştırmalı.

Bu zat küçük bir araştırma yapsaydı, eğitime nasıl yararlı olduğumu görürdü. Bu güne kadar öğrencilerin okuduğu kaç tane modül yazdığım, inceleme komisyonlarında görev yaptığım, program geliştirme süreçlerinde yer aldığım, yıllarca program koordinatörlüğü yaptığım bilgilerine ulaşabilirdi.

Ne yazık ki, yine araştırmadan yazmış…

Eğitimci olarak yazı yazmayacakmışım, “Sen önce git, öğrencilerine ‘Daha nasıl faydalı olurum’ diye düşün” diyor. Ama kendisi de gazetesinde öğretmenlere yazılar yazdırtıyor. Senin gazeten de yazan eğitimci yok mu? Var, ve de olmalı tabii ki. Çünkü öğretmen yazarsa, en iyisini ve doğrusunu yazar.

Bir diğer konuysa “ÇYDD yönetiminden atıldığımı” iddia etmiş. Şimdi asıl belirteceklerim herkesi şaşırtacak…

Çünkü bu gazetenin 34. sayısında aynen şöyle deniyor, “ÇYDD Körfez Şube Yönetiminde İstifa” başlığı altındaki ifadeler şöyle; “Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Körfez Şubesi 2. başkanı Muzaffer Oğuz, İSTİFA ETTİ”. (Bakınız, resim)

Peki ne oldu da son sayılarında “ÇYDD yönetiminden atıldı” ifadelerine yer verildi. Bunlardan birisi yalan. Hangisinin yalan olduğunu ÇYDD yönetimi yaptıkları basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurdular.

Benden bu arkadaşa bir tavsiye, en azından kendi haberlerinizi yalanlayan yazılar yazma. Mahçup değil, Rezil olursun REZİL.

Ben hiçbir zaman kendimden bahsetmeyi sevmem. Kendimi de anlatmam. Yok biz şöyleyiz, yok biz böyleyiz demem, demiyeceğim de. Çünkü çok iyi biliyorum ki, “Kızın ahlak sahibi olanını komşuları, ahlaksızını da annesi methedermiş”. Kendim çalıp, kendim dinlemek istemem.

Neyse, sevgili okurlar, saygısızlık yapmak bizim işimiz asla olmayacak. Her zaman seviyemizi koruduğumuzu, daha aşağılara inme gibi bir çabamız olmadığını görmenizi istiyorum.

Bir insanın yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır. Bu nedenle yukarıda bahsettiğim olaylar, siz okurlarımı biraz olsun aydınlatmayı amaçlamaktadır. Bundan sonra gelebilecek her türlü seviyesiz ifadeleri, sizlere açıklamaya çalıştığım teminatlarla değerlendirmeniz dileğiyle, Hoşçakalın.