|
||
Yitirilen Duygular | ||
Muzaffer OĞUZ | ||
muzafferoguz@gmail.com | ||
Türk toplumu birlik beraberlik, dayanışma ruhuyla tüm dünyaya örnek olmuş asil bir topluluktur. Gelenek ve görenekleriyle yaşamayı bilmiş, büyüklerine saygılı davranmayı yıllardır sürdürmüş, en zor günlerinde bu duygularla, halkın birbirine gösterdiği dayanışma ruhuyla dünyaya örnek olmuştur. Bu toplum, komşusu açken tok yatmamayı benimsemiş, her zaman kara gün dostu olmuştur. Yaşanan nice acı günler bu şekilde atlatılmaya çalışılmıştır. Örneğin yakın tarihimizde yaşanan 17 Ağustos depremi sonrası insanlar sokaklara dökülmüş, çadırlarda yaşamlarını sürdürürken, enkaz altında kalanları kurtardıkları bir sırada Tüpraş’ta meydana gelen yangın sonrası Körfez’i terk etmiş ve kuzeye doğru kaçmıştır. Kocaeli’nin kuzeyinde bulunan Taşköprü genel adı ile ifade edilen köylerde, insanlar hiç tanımadıkları kişilerin yanlarında kalmış ve müthiş bir dayanışma ruhu ile acılar bir nebzede olsa sarılmaya çalışılmıştır. Zaten Türk toplumuna da yakışan budur. Ancak öyle günler yaşamaya başladık ki, gelenek ve göreneklerimiz, ahlaki duygularımız yok mu oluyor kaygısı yaşamaya başladım. Geçtiğimiz günlerde bir hasta ziyareti için Derince Devlet Hastanesi’ne gittim. 4. kata çıkmam gerektiğinden asansörün önünde beklemeye başladım. Az sonra asansör geldi ve bekleyen herkes asansöre bindi, dışarıda bir tek ben kalmıştım. Asansör hareket etmeyince kapısı tekrar açıldı ve içerde küçük çaplı bir tartışma yaşanıyordu. Duyduklarıma inanamamıştım. Çünkü gördüğüm manzara karşısında şaşkınlığımı gizleyemedim. Asansöre en son binen yaşlı bir teyze, üstelik zor yürüyor, ayağından sekiyordu. Ona rağmen asansörde bulunan genç bir bayan şöyle sesleniyordu, “En son bu teyze bindi, o inmeli” Bu sözler üzerine yaşlı teyze, içerdekilere bir süre baktıktan sonra 22-23 yaşlarında bir gence dediki, “Yavrum sen gençsin, ben merdivenlerden çıkamam, sen inebilirmisin?” İşte o an tüylerimi diken diken eden ve bu yazıyı yazmaya karar vermeme sebep olan şu sözler gencin ağzından dökülmeye başladı. İşte o sözler, “neden ben inecekmişim, hadi teyze geç kaldık, asansörü boşaltta yolumuza gidelim” İşte o anda asansörden geri geri dışarı çıkmaya çalışan teyzenin yüzünü görmenizi hiç istemezdim. O gencin söylediği sözler benim bile yüzümü kızartmıştı. Emin olun çok utandım. Teyzenin yaşadığı bununla da bitmedi. Zar zor bir kat çıkan teyzeyi ikna ettim ve “burada bekleyin asansör şimdi gelir” dedim. Beraber beklemeye başladık. Asansör az sonra geldi, kapısı bir açıldı ki içerisi hastane personeli dolu. Teyze şaşkın şaşkın bakarken, hastane çalışanları “Biz yemeğe gidiyoruz, sen biraz daha bekle teyze” demesin mi? Kendi kendime yeter artık dedim. Teyze ise, “bu asansör bizim için değil yavrum, ben yavaş yavaş yürüyeyim” dedi. İnanırmısınız bilemem ama içimizdeki insanlığın yavaş yavaş yok olduğunu görmek beni çok üzüyor. Hele hele bunların bir benzerlerini Körfez-İzmit hattında çalışan halk otobüslerinde her gün yaşıyoruz. Gençler artık büyüklerine yer vermiyor. Büyüklerimize karşı gösterdiğimiz davranışların her geçen gün daha da kötüye gittiğine şahit oluyoruz. Ben bunun sonucunu, gençlerin büyüklere öfkesi olarak görüyorum. Çünkü düşündüğünüz zaman yönetenler hep büyükler. Halkın balık istifi gibi seyahat etmesine karar verende büyükler. Körfez Belediye otobüsleri yok pahasına satılıp, seferden kaldırılmalarında tepki göstermeyen yine Körfez’in Büyükleri. Oturan yirmi yolcu varsa yirmibeş kişide ayakta seyahat etsin diyenler ve müsaade edenler de büyükler. Yoksa yaşananlar gençlerin büyüklere duyduğu öfke sonucundaki intikam mı?
|
||
Etiketler: Yitirilen, Duygular, |
|
Bu modül kullanıcı tarafından yönetilir, ister kod girilir ister iframe ile içerik çekilir. Toplamda kullanıcı 5 modül ekleme hakkına sahiptir, bu modül dahil tüm sağdaki modüller manuel olarak sıralanabilir.