Robert A. Dahl’oy kullanma eşitliği konusunda ki fikirlerini “Ortak kararların karşılaştırılma aşamasında her vatandaş, diğerinin ifade ettiği tercih ile eşit ağırlıklı olarak işleme tabi tutulacak bir tercihi ifade etme konusunda güvence altına alınmış eşit olanağa sahip olmalıdır. Karar alma aşamasında sonuçların belirlenmesinde bu tercihler dikkate alınmalıdır” şeklinde ifade etmektedir.
Ne yazık ki ülkemizde de kişilerin bu şekilde kendisini ifade etme özgürlüğü bulunmasına, oy kullanarak kendilerini ifade etme hürriyeti olmasına karşın birçok vatandaşımız seçime katılmamış ve ardından kendisine göre yaşadığı olumsuzluklar karşısında da serzenişlerini sürdürmüştür.
Bu çok ciddi bir handikaptır. Sen vatandaş olmanın sorumluluğu ile üzerine düşen görevi yerine getirmeyeceksin sonrada “ben oy vermedim, bu nedenle benim bir kabahatim veya sorumluluğum olamaz” diyeceksin. Ancak işte orada duracaksın. Çünkü görevini yerine getirmeyen kişi her zaman suçludur.Bu nedenle geleceğe umutla bakalım ve vatandaş olmanın bilinciyle oyumuzu kullanalım. Bazen oy kullanmak pahalıya da mal olabilir. Örneğin birçok tanıdığım yaklaşık 500 YTL kadar masraf yaparak yurt dışından gelip oylarını kullanıyorlar, her ne kadar benim fikrimle paralel olmasalar da, fikirlerine ve inançlarına sahip çıktıkları için hepsine saygı duyuyorum.
2002 seçimleri sonrası yapılan anket çalışmaları sonucuna baktığımız da oy kullanmayan 10 milyon vatandaşın büyük bir çoğunluğunun kendisini demokrat, cumhuriyetçi ve laik olarak tanımladığı sonuçlarını kamuoyundan takip ettik. Ancak bu tür anketlere kesinlikle katılmadığımı da belirtmek istiyorum.
Çünkü kendisini laik, cumhuriyetçi, demokrat bir ifade ile tanımlamak isteyen birinin ülkesi için yapması gereken birçok vazifesi olduğunu düşünüyorum. Kendisini bu tür ifadelerin karşısında tanımlayan birçok insanın ekonomik yönden yükümlülükler altına girerek ülkesine gelip oy kullanması inançlarına sahip çıkmasının işaretidir. Ancak kendisini “demokrat”, “laik” veya “cumhuriyetçi” tanımlayıp, sıradan bahanelerle oyunu kullanmayan kişiler, vatanını çok “seven” kişiler olarak veyahut “sorumlu”, “duyarlı” birer vatandaş olarak anılmaları kadar büyük bir hata olamaz.
Bu gibi nedenlerle unutmayalım ki bu vatan için kimileri Çanakkale, kimileri Sakarya, kimileri Doğu cephelerinde, kimileri de terörle mücadelede canlarını verdiler. Tek amaçları vardı bu ülkenin, bu cumhuriyetin yaşaması ve bağımsızlığının sonsuza dek sürmesiydi.
Ey vatandaş, üzerine düşen görevi yapma imkânıyla karşı kaşıyasın. Eğer ki vatanını çok seviyor isen git seçmen listelerini kontrol et, şayet bir hata varsa hatanın düzeltilmesini sağlayarak, yok sayılmanı engelle. Dün bu vatan için canların verilmesi gerekiyordu ve bu görevin sorumluluğunu taşıyan vatandaşlar bunu cephelerimizde yerine getirdiler, bugün ise laik, cumhuriyetçi, bağımsızlık yanlısı, demokrat oyların sandığa yansıması gerekiyor.
Son günlerde birçok mitingler yapıldı. Bırakın tarihimizin en büyük mitingleri olmasını, dünyada çok ses getiren bu mitinglerde vatan sevdalıları bir araya gelerek beklentilerini haykırdılar. “Birleşin” diye bağırdılar ve belki de birilerini zorladılar. Görülüyor ki bugün çeşitli birleşmeler de yaşandı.
Siz ister o insanlar gibi düşünün, isterseniz düşünmeyin ama mutlaka kendinizi vatandaş olarak görüyor iseniz, mutlaka sandık başına gidip oyunuzu kullanın ki, gelecek yaşantımızda sizin de payınız olsun. Demokrasi tek çözüm yoludur.
Silkelenin ve üzerinizde ki ölü toprağını atın, zamanı geldi. O zaman, 22 Temmuz 2007’dir. O gün tek göreviniz var, hiçbir güç size engel olmamalıdır. Göreviniz, “bağımsızlık” ve “demokrasi” mücadelesinin bir neferi olmaktır.
|