Özellikle de bugünlerde, her ne kadar seçim havasına girilmedi denilse de 2 veya 3 kişi bir araya gelindi mi başlanıyor hemen eleştiriler.

Yerel yönetimleri, hükümeti, muhalefeti başlıyoruz eleştirmeye.

Bazen o kadar katı eleştiriler çıkıyor ki araya, neredeyse vatan hainliği ile tanımlanan cümleler dahi kurulabiliyor.

Geçtiğimiz günlerde tesadüfen yine böyle bir ortamda çok iyi tanıdığım birkaç kişinin muhabbetine iştirak ettim.

Muhabbet o kadar koyulaştı ki, o kadar ince konulara kadar tartışmalar aldı başını gitti ki, dersiniz ki böyle duyarlı vatandaş hiç görmedim.

Biraz dinledikten sonra bende soruyorum “oyunuzu nerede kullanıyorsunuz?”

Verilen yanıt insanı çileden çıkartan cinsten.

“Benim seçmen kağıdım çıkmamış” veya “Ben başka yerde kayıtlıyım, o yüzden gidip oyumu kullanamayacağım” gibi yanıtlar.

Bu tarz yanıtlar üzerine söylenebilecek tek söz var.

“Sen bir tek oyuna sahip çıkamadın da ne konuşuyorsun, kardeşim”

Üstelik emekli, akşama kadar kahvehane köşelerinde oyun oynamayı veya boş boş konuşmayı kendisine vazife görmüş ama oyuna sahip çıkamamış bir zavallı aslında.

Görevi gereği bir çok sorumluluğu olanları eleştirmek çok kolay, ama kendi sorumluluğuna gelince “Bir oy kullanılmasa ne olur canım” diyen bir vatandaşın hiç mi hiç eleştirmeye hakkı yoktur.

Aslanlar gibi oyuna sahip çıkacaksın, gördüğün yanlışlıklar varsa ohalde konuşacaksın ve demokrasimizin gereği olarak nerede olursan ol gidip oyunu kullanacaksın.

İşte o zaman sana derim ki “vatandaş olmanın bilincine sahip duyarlı bir kişi”

Bu vatanın bol keseden sallayanlara ihtiyacı yok artık.

Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmek zorundadır. Nerede olursak olalım maddi ve manevi kayıplarımızı da göze alaraktan önümüze konan sandığa gidip oyumuzu kullanalım.

Bu gün oyuna sahip olamayan, yarın neyine sahip olacak.

Yıllardır Körfez’de oy kullanırım, seçmen listeleri askıya çıktığında kendime uygun bir zaman ayarlayıp muhtarımı ziyarete gittim.

Ve gördüm ki seçmen listelerinde adım yok. Aslında bu tür hatalar olmamalı ama olmuş bir kere, bu durumda yapılacak tek iş oyumu kullanabilmem için yapılması gerekenleri hemen yerine getirmektir.

Bende üzerime düşen görevi yerine getirmek için ne isteniyorsa yaptım ve aslanlar gibi de oyumu gidip kullanacağım.

Buradan tekrar seslenmek istiyorum, oyuna sahip olamayanlar onu, bunu eleştireceğine önce bir aynaya bakma lütfunda bulunsunlar.

Bir bak bakalım aynada ne göreceksin.

Ben söylersem olmaz, senin görebilmen önemlidir.

Tabii görürsen…

Demek ki eleştirmeden önce kendi üzerimize düşeni layıkıyla yapmak zorundayız.