Uluslar arası standartlarda üre gübresi, kompoze gübreler ve amonyak üreten ve 2004 yılı mayıs ayında özelleştirilen stratejik öneme sahip olan İGSAŞ 14 Aralık'ta kapanıyor.
Yıldız Entegre tarafından satın alınan İgsaş'ın sahibi Fehmi Yıldız doğalgaz fiyatlarının yüksekliği gerekçesiyle fabrikanın kapatılacağı bildiriminde bulunulduğunu belirtti.
Ancak böylesine stratejik öneme sahip bir fabrikanın kapatılması çözüm mü?
Kesinlikle bu tarz fabrikalarımızın yaşatılması gerekmektedir. Türkiye'nin tek üre fabrikası da tarihe gömülürse ulusal anlamda büyük kayıplara uğrayacağımız şimdiden kaçınılmazdır. Bunu görmek için ileri görüşlü olmaya da gerek yoktur.
Neyse ki Sayın Yıldız çok kıymetli bu araziye igsaşpark yapacak değildir herhalde. Duyumlara göre mevcut arazi liman hizmetleri olarak değerlendirilebilirmiş.
Günümüzün en büyük kazanç sağlayan faaliyetlerinden biri de liman işletmeciliğidir. Yatırımcılar bunu gördüklerinden değerli arazileri bu yönüyle değerlendirmek isteyebileceklerdir. İzmit Körfezi'de liman işletmeciliği açısından Anadolu'ya açılan bir kapı olduğu için çok gözde bir merkezdir. Umarım İgsaş arazisi için satın alınmamıştır.
İgsaş'ın mutlaka yaşatılmasını gerektiren bir diğer konuda yıllardır bu firmaya hizmet etmiş çalışanların durumudur. Özelleştirmenin üzerinden 6 aydan fazla süre geçtiği için çalışanlar 4-C maddesinden de yararlanamayacaklardır.
300 çalışanın 217'sinin işine son verilecek ve bir çok insan mağdur olacaktır. Ayrıca Tüpraş 4-C mağdurlarının durumu da ortada iken yeni mağdurlar yaratmak toplumumuz açısından da olumsuzluktur.
İgsaş'ın kapatılmasının olumsuz yönleri çoktur. Ancak Körfez ilçemiz için çok daha farklı bir yönü vardır ki fabrikanın kapatılması ilçemiz canlılığının çok daha azalmasına sebep olacaktır.
Bu nedenle Körfez İlçesi esnafından halkına kadar herkes olumsuz etkilenecektir. Kocaeli Sanayi Odası ve diğer tüm yetkililerimiz fabrikanın kapatılmaması için ellerinden geleni yapmalılardır. Tüketen bir toplum değil, üreten bir toplum olmalıyız.
İnsanlık Ölüyor Mu?
Afyon'da bir polis memuru 4 yaşındaki çocuğunu, boşandığı eşini, kayınvalidesini ve baldızını tabancasıyla öldürüyor.
Medyaya yansıyan görüntülerden de anlaşıldığına göre çok daha önceden bu tarz bir cinayet işleyeceğini ve kendisinden "CANİ" olarak bahsedileceğini bildiriyor.
İçinde bu tür duygular besleyen ve böyle bir psikolojiye bürünen biri, hiç mi açık vermez merak ediyorum. Kurumlar kendi personellerinde ki değişikliği tespit edebilmeli veya çok iyi gözlem yapabilmelilerdir. Önemli olan gelebilecek tehlikeleri önceden sezebilmektir. Kesinlikle psikolojisi bozuk insanlar silahlandırılmamalı ve daha farklı hizmetlerde değerlendirilmelidir. Teşkilata kabul edilecek insanlar çok iyi eğitimden geçirilmelidir. Eğitim şart...
Her geçen gün çok acı olaylar yaşıyoruz. 17,5 YTL için 5 gaspçı hiç gözünü kırpmadan gencecik bir kızın hayatına son verebiliyorlar. Bu gibi olayların her geçen gün artması toplumda insanların endişe duymasına sebep olmaktadır. Kesinlikle köklü çözümler üretmek zorundayız. İnsanları bu kadar acımasız kılan duygular sosyolojik yönüyle değerlendirilmeli ve sosyal devlet bünyesinde çözüm yolları aranmalıdır.
|