2005 yılında Milli Eğitim Bakanlığı 73 no.lu genelgeye göre Anadolu Liselerine sınavsız şekilde öğretmen ataması yapmıştı. Ancak Türk Eğitim-Sen “MEB tarafından yayınlanan 23 Ağustos 2005 tarihli 51 735 sayılı, “Anadolu Liselerine öğretmen seçimi” konulu 2005/73 no.lu genelgenin iptali, genelge hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmesi talebi” ile dava açmış ve “Ankara 1. İdare Mahkemesinin 06/12/2007 tarihli ve 2006/2255 Esas, 2007/2977 sayılı iptal kararı” ile atamalar tamamen iptal edilmişti.
Şimdi bu durum sonucuna göre Personel Genel Müdürlüğü’nün 27/03/2008 tarih ve 20115 sayılı “Yargı Kararı” konulu yazısı üzerine bu genelge çerçevesinde Anadolu Liselerine atanan öğretmenler de mağdur edildiklerini düşünerek sendikalarınca haklarının aranılmadığı fikrine kapılıp sendikalarına öfke duygusu geliştirmeye başladılar.
Bakanlıkça, 2005/73 no.lu genelgeyle atanan 6297 öğretmenin ataması mahkeme kararı gereğince aynı il, İl Milli Eğitim Müdürlüğü emrine yapılmış olup, ilgililerin görev yerlerinin belirlenmesi, kamu yararı düşünülerek eğitim ve öğretimin olumsuz etkilenmemesi için görevlerinden ayrılma işlemlerinin 2007-2008 eğitim-öğretim yılı ders kesiminden sonra yapılması istenmektedir.
Bu doğrultuda atanan 6297 öğretmen bu günlerde çok ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Bir çoğu ikamet yerini değiştirmiş, kurulu bir düzenleri olan bu eğitimciler şimdi üstelik tayin isteme hakkı da verilmeden yıl sonunda başka okullara atanacaklar. Belki de bir çoğu geldiği okula dahi dönemeyecek.
İşte bu durum karşısında kendilerini savunmasını isteyen sendika üyesi öğretmenler de sendikalarının gerekeni yapmadığını düşünerek istifa etme haklarını kullanacaklarını belirtiyorlar. Önümüzde ki günlerde ciddi bir istifa furyası yaşanırsa kimse şaşırmasın.
Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun da bu atamaları iptal ettiren Türk Eğitim-Sen’e öfke duydukları ve asıl şimdi büyük mağduriyetlerin yaşanacağı ifade ediliyor.
Türk Eğitim-Sen ortada bir haksızlık olduğu gerekçesiyle Anadolu Lisesine dönüştürülen Süper Lise öğretmenlerine haksızlık olduğunu ve öncelikle o okullarda görev yapan öğretmenlerin atanması gerektiğini ortaya koyarak süreci bu güne getirdi.
Oysa işin bir diğer ilginç yanı da Eğitim-İş’in yaptığı açıklama; “ANADOLU LİSELERİNDE YAŞANAN KAOS ÇÖZÜLMEK ZORUNDA..., Eğitim İş olarak, 23 Ağustos 2005 tarih ve 51735 sayılı 2005/73 nolu “Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimi” konulu genelgenin iptali sonrasında yaşanan kaosu “yakından” izliyoruz. Kadrolaşma hedefine yönelik olarak çıkarılan genelgenin iptali nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetin giderilmemesi halinde, EĞİTİM İŞ, mağduriyetin ortadan kaldırılması ve sorumluların cezalandırılması amacıyla gereken hukuki süreci işletecektir.” deniliyor. Şimdi bu açıklama ne demek oluyor ona bakalım.
Türk Eğitim-Sen, bir mağduriyeti giderelim derken 6297 tane mağduriyetin farklı bir versiyonunu mu oluşturdu acaba? Çünkü bizlere ulaşan duyumlara göre bu öğretmenlerin içindeki Türk Eğitim-Sen üyesi bazı eğitimcilerin kendi sendikasının mağduru olduğu gerekçesiyle sendikalarından ayrılmak istediğidir. Bu durum akıllara, kıvrık bir sopaya benzeyen ve fırlatıldığında geri dönen, ağaçtan yapılma bir av aracı olan BUMERANG’ı getiriyor.
Üyelerinin çıkarlarını korumaya çalışan bir sendikanın böyle bir durumla karşılaşması gerçekten büyük şanssızlık. Oysa ortada bir hukuksuzluk varsa gerçekten bu durum tüm sendikalarca aynı şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak birinin açtığı davanın sonucunda meydana gelen gelişmelere bir başka sendikanın dava açacağız demesi de anlaşılır gibi bir durum değil.
Bir diğer konu ise atanan 6297 öğretmenden bazılarının atandığı okulda müdür veya müdür yardımcısı olarak görev yaptığıdır. Peki bu okullara atanan öğretmenler il emrine veriliyor ise idareci olanların akıbeti konusunda bir açıklama yapılmaması da birçok idarecinin merakla beklediği konudur. Gerçi bu atamayla atanan 6297 öğretmenin ataması il emrinde değerlendirilecektir denilmesinden bu idarecilerinde il emrinde olacakları anlamı da çıkartılabilir ama yinede ortalıkta farklı fikirlerin dolaşması da konunun net olarak anlaşılmadığını ortaya koymaktadır.
Bizlere şikayetlerini dile getiren eğitimcilerden anladığımıza göre sendikaların önümüzdeki günlerde geliştirecekleri stratejiler eğitimciler tarafından merakla bekleniyor.
Şimdilik bazı sendikalar sessiz, bazıları fısıltılarla süreci atlatmaya bazıları ise gür bir sesle olaya el koymaya çalışıyorlar. Bir çok kişi gelişmeleri merak ediyor. Umarız bu durum sendikaların birbirleriyle mücadelelerine dönüşmez.
KONUYA İLİŞKİN 10.08.2006’DA NTV’DE PERSONEL GENEL MÜDÜRÜ REMZİ KAYA’NIN AÇIKLAMASI
Remzi Kaya: Şimdi aracılığınızla kamuoyuna duyurmak istiyorum. Şimdi dün bazı basın yayın organlarında yeraldı, sınavsız atama yapıldı diye. Bu insanların kafasını karıştırdı. Şimdi bu sınavsız atama dedikleri şu anda fiilen sistemde çalışan öğretmenlerimiz var, bunlardan anadolu liselerine öğretmen seçimiyle ilgili. 2000 yılında bunun bir sınavı yapıldı. Yeterli aday bulunamadığı için yönetmelikteki bir maddeden yararlanılarak 2001, 2002 ve 2005’e kadar bu sürekli devam etti. Bu genelgede bir takım kriterler konuluyor, bu kriterlere göre de Anadolu liselerine öğretmen seçimi yapılmaktaydı. 2005 yılında bir sendikamızın başvurusu üzerine bu genelge durduruldu. Bu genelge sonrası sayın bakan, sayın müsteşar ve benim hakkımda suç duyurusunda bulunulduğu şeklinde bazı basın yayın organlarında haberler yer aldı.
TÜRK EĞİTİM-SEN’İN DAVA DİLEKÇESİ
DANIŞTAY BAŞKANLIĞI'NA
Yürütmeyi durdurma taleplidir
Davacı : TÜRK EĞİTİM-SEN
(Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu
Kamu Çalışanları Sendikası)
Bayındır Sokak No: 46 Kızılay/Ankara
Vekili : Av. Nihat Kılıç
Necatibey Cad. 27/12 Kızılay/Ankara 231 35 20/21
Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı / Bakanlıklar/Ankara
Konu : Davalı idare tarafından yayınlanan 23 Ağustos 2005 tarihli 51 735 sayılı, “Anadolu Liselerine öğretmen seçimi” konulu 2005/73 no.lu genelgenin iptali, genelge hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmesi talebidir.
Tebliğ tarihi : 23 Ağustos 2005
OLAYLAR VE AÇIKLAMALAR
1- Davalı bakanlık tarafından yukarıda tarih ve sayısı belirtilen, “Anadolu Liselerine öğretmen seçimi” konulu bir genelge yayınlanmıştır. Ek-2
2- Bu genelge hukuka aykırı olup iptali gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı her türdeki Anadolu Liselerindeki öğretmen açığının kapatılması ve Anadolu Lisesine dönüştürülen liselere öğretmen atanması amacıyla bu genelge yayınlanmıştır. Bu liselerde görev yapan öğretmenler de bu genelge gereği Anadolu Lisesi öğretmeni olmak için müracaat etmişlerdir. Ancak yıllardır bu okullarda görev yapan her türlü sıkıntıya göğüs gererek çalışan bu öğretmenlerin bir çoğu bu haktan yararlanamamış ve dışarıdan başka okullara öğretmen olarak görevlendirilmiştir.
3- Bu genelgeye göre bu okullardaki bir kısım öğretmenler norm kadro fazlası gerekçesiyle il içindeki değişik okullara geçici olarak görevlendirilmiş, dolayısıyla bu öğretmenler hak kaybına uğradıkları gibi müktesep haklarının da ihlal edilmesi ile karşı karşıya gelmişlerdir. Genelgede yer alan, değerlendirme işlemlerindeki objektif olmayan kriterler bu okullarda çalışanlara öncelik verilmemesi gibi nedenler uygulamada ciddi sıkıntılar meydana getirmiştir.
4- Bu genelge nedeniyle, Anadolu lisesine dönüştürülen, bünyesinde yabancı dil ağırlıklı lise bulunan okullarda çalışmakta olan mevcut öğretmenlerin durumu belirsizlik içerisindedir. Bir taraftan yeni tayinler yapılmakta bir taraftan da seçimle öğretmen alımı için çalışmalar yürütülmektedir.
5- Genelgenin devam etmesi durumunda yurt genelinde uzun yıllardan beri bu okullarda çalışan ve okulun Anadolu Lisesine dönüşmesindeki kriterlerin sağlanmasında büyük katkısı olan öğretmen kadroları bu okullarda çalışamayacaktır ki bu husus hakkaniyete adalete de aykırıdır. Böyle bir uygulamada kamu yararı da yoktur bilakis kamu zararı vardır.
6- Genelge gereği bu okullara Anadolu Lisesi kriterlerine göre öğretmen alımı için duyuru yapılmıştır. Halbuki 2000 yılından beri Anadolu liselerine öğretmen seçimi sınavı yapılamamaktadır. Bu başvuruda Anadolu Liselerinde çalışanlara öncelik sağlanması eşitlik ilkesine de aykırıdır.
7- Fen liselerine sınavla seçilen ve atanıp uzun süre görev yapanlara bu seçim işleminde hiçbir ayrıcalık tanınmazken, Anadolu liselerinde, herhangi bir nedenle görev yapanlara öncelik tanınması kabul edilebilir değildir.
8- Bu uygulama sonucu okulda norm kadro fazlalığı olacağı açıktır. Bu genelge kurum çalışanları arasında huzursuzluk meydana getirmiş, öğretmenlerin çalışma şevkleri kırılmıştır.
9- Bu gibi idari işlemlerde idareye takdir yetkisi tanınmış ise de, bu yetkinin mutlak ve sınırsız olmayıp, anayasa, kanun, kamu yararı, amacı ve hizmet gereği ilkeleriyle sınırlı olduğu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Bu itibarla takdire dayalı idari işlemlerin yargısal denetiminde Anayasa, yasa, kamu yararı, amacı ve hizmet gereklerine aykırı olarak tesis edildiklerinin tespit edilmesi halinde bu işlemlerin idari yargı yerlerince iptal edilecekleri kuşkusuzdur.
10- Anılan nedenlerle nezdinizdeki dava açılmıştır. Genelge hakkında önce yürütmeyi durdurma kararı verilmesi daha sonra da iptali hakkaniyet ve adalet gereğidir.
Sonuç : Arz ve izah edilen ve sayın heyetinizce resen görülecek nedenlerle haklı davamızın kabulü ile Davalı idare tarafından yayınlanan 23 Ağustos 2005 tarihli 51 735 sayılı, “Anadolu Liselerine öğretmen seçimi” konulu 2005/73 no.lu genelgenin iptaline, genelge hakkında yürütmeyi durdurma kararı verilmesine, yargılama vekalet ve sair tüm giderlerin davalı kurum üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygılarımla arz ve talep ederim.
Davacı vekili
Av. Nihat Kılıç
Ekler:
1- Vekaletname
DANIŞTAY 2. DAİRESİNİN YÜRÜTMENİN DURDURULMASI KARARININ İÇERİĞİ
Danıştay 2. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığının 23 Ağustos 2005'te yayımladığı "Anadolu Liselerine Öğretmen Seçimine" ilişkin genelgenin yürütmesini oybirliği ile durdurdu.
Daire'nin kararında, Anadolu Liselerinde görev yapacak öğretmenlerin, ”Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına İlişkin Yönetmelik" gereği yapılacak sınavla atanması gerektiği, Anadolu liselerine öğretmen ataması için 2000 yılında yapılan seçme sınavından sonra hiç sınav yapılmamasının yönetmelikte yer alan emredici hükümler karşısında sınavsız atamayı gerektirmeyeceği, genelgede yeterli belirleme yapılmaksızın sınavsız, hatalı uygulamalara yol açacak şekilde düzenlemeler getirildiği kaydedildi.
Kararda “ ana kuralın ihlal edilerek,sınavsız atamalarla boş kadroların doldurulmaya çalışılması, sicil, liyakat ve kıdem gibi unsurların yönetmelikte öngörüldüğü şekilde dikkate alınmaması sonucu bu okullara atamaları düzenleyen yönetmelik hükümlerine aykırı bir genelge yürürlüğe konulmuştur.” Denildi.
Kararda, bakılan davayla aynı nitelikte açılmış dava dosyalarının incelenmesinden, adaylığı kaldırılarak 2004 yılında Anadolu liselerine atanan öğretmenlerin çok kısa bir süre sonra norm kadro fazlası öğretmen olarak dava konusu genelge uyarınca başka Anadolu liselerine atandıklarının anlaşıldığı ifade edildi.
"Bu ve benzeri uygulamalar da, 5 yıl sınav açılmayarak fırsat eşitliğinin zedelendiğini göstermektedir" denilen kararda, şöyle denildi:
“Anadolu liselerine atanmada asıl olan sınav olduğuna ve normlar hiyerarşisinde daha alt sırada bulunan dava konusu genelgeyle yönetmeliğin seçme sınavına ilişkin hükümleri uygulanmayarak sınav usulü kaldırılmak suretiyle sınavı kazanamayan veya sınava girmeyenlere de yönetmelik hükümlerine aykırı biçimde Anadolu liseleri öğretmenliğine atanma önceliği tanındığı anlaşıldığından dava konusu genelgenin tümünde hukuka uyarlık görülmemiştir."
Kararın İdare Hukuku İlkelerine Göre Değerlendirilmesi
İdare Hukuku İlkelerine göre, bir iptal davasında verilmiş olan Yürütmenin Durdurulması kararları, iptali istenen idari tasarrufu ve ona bağlı işlemleri kuruldukları tarihten itibaren ortadan kaldırarak, o tasarrufun kurulmasından önceki hukuki durumu ortaya koyar. Yürütmenin durdurulması kararı üzerine,eski durumun geri gelmesi, kimi durumlarda kendiliğinden, kimi durumlarda da idarenin alacağı yeni bir karar ile olur. Kısaca belirtmek gerekirse, yürütmenin durdurulması kararı verilmesi üzerine, eski durum geriye gelir. Eski durumun geri gelebilmesi için, idarenin bunu sağlayacak bazı işlemlerde bulunması gerekir.
Yine İdari Yargılama Usulü Kanununa göre İdare, yürütmenin durdurulması kararını 30 gün içinde uygulamak zorundadır.
İdare Hukukunu Kurallarının Söz Konusu Dava Açısından Değerlendirilmesi
Milli Eğitim Bakanlığı söz konusu Genelgeyi yayımlamış ve bu Genelgeye göre bazı işlemler tesis etmiştir. Bu uygulama üzerine, bazı öğretmenler, Anadolu Liselerine Öğretmen olarak seçilmiş, atanmış ve görev yapmaktadır. Bazı öğretmenler ise, yürütmesi durdurulan genelge nedeniyle, kriterlere uymadığı gerekçesiyle Anadolu Liseleri öğretmenliğine atanamamıştır.
Milli Eğitim Bakanlığı, İdare Hukuku kurallarına göre, Danıştay 2. Dairesinin yürütmenin durdurulması kararını 30 gün içinde uygulamak ve Genelgeye göre yaptığı işlemleri iptal etmek zorundadır. Akabinde de, eğitimde kargaşaya yol açmamak için ivedilikle, ”Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Anadolu Liseleri Öğretmenlerinin Seçimi ve Atamalarına İlişkin Yönetmelik" e uygun olarak bir sınav yapmak ve Anadolu Liselerinde görev yapacak öğretmenleri bu yöntemle seçmek zorundadır.
Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu güne kadar ki tavırlarından, söz konusu yürütmenin durdurulması kararını, çeşitli bahanelerle uygulamayacağı yönünde bir sonuç çıkarmaktayız. Bu nedenle, yürütmesi durdurulan Genelgedeki kriterlere uymadığı gerekçesiyle Anadolu Liselerine Öğretmen olarak atanamayanların, öncelikle Bakanlığa başvurarak, “Genelgenin yürütmesinin durdurulduğunu, dolayısıyla Genelgeye bağlı olarak yapılan kendi branşına ilişkin, bulunduğu ildeki atamaların iptal edilmesini talep etmeleri, eğer başvuruları reddedilirse de İdare Mahkemesine dava açarak, başvurularının reddine ilişkin işlemin iptalini ve dolayısıyla Genelgeye göre yapılan atamaların iptal edilmesini istemeleri gerekmektedir.
Böyle bir davanın sonucunda yargının ne yönde bir karar alacağını kestirmek şu an için mümkün olmamakla birlikte, Mili Eğitim Bakanlığı Danıştay 2. Dairesinin yürütmenin durdurulması kararını kendiliğinden uygulamazsa,söz konusu Genelge nedeniyle hak kaybına uğrayan öğretmenler için, başkaca bir hukuki yol da bulunmamaktadır.(Kaynak:memurlar.net)
|