Toplumların süregelmesi için genç nesiller her zaman en önemli etken olmuştur.

Genç nüfusunu önemseyen toplumlar, verdikleri bu önemin karşılığını da her zaman almışlardır.

Mustafa Kemal Atatürk’te Gençliğe Hitaben yaptığı konuşmasında bu öneme yer vermiş ve ülkemizin geleceği gençlerimizdir vurgusu yapmıştır.

Bu nedenle gençlerimizin zamanlarını çok iyi değerlendirmelerini sağlamak ta hepimizin görevidir.

Boşu boşuna geçen her zaman dilimi gençlerimizi de geleceğimizi de karanlığa sürükleyecektir.

Bu düşüncelerle geçtiğimiz günlerde yaşadığım bir hadiseyi siz okurlarla paylaşmak istiyorum.

Birkaç gün önce akşam saatlerinde yağmurun ince ince kendisini htirdiği bir esnada Körfez Mimar Sinan Mahallesi’nin bir sokağında köşe başında bekleyen 4 gencimizi görünce yanlarına giderek biraz sohbet etmek istedim.

“Yağmur altında ıslanmak zevkli olsa gerek” dedim. Beni tanıdıklarını belirten gençler benim bu sözümden sonra başladılar içlerini dökmeye.

Açıkçası “bir dokundum, bin ah işittim”

“Gidecek yerimiz olsa, böyle bir havada burada sohbet eder miyiz” diyen gencin gözlerinden zeka fışkırıyordu. Çok akıllıca laflar söylüyor, bense şaşkın şaşkın dinliyordum.

Bir diğeri ise “bizim şu anda iki alternatifimiz var, ya yağmur altında ıslanıp sohbet edeceğiz, ya da kahvehaneye gideceğiz” dedi.

Bir diğeri de “aslında Tek Yol Kahvehane ama oraya gittiğimizde de çay içecek paramız olmadığından açık havada kalmayı tercih ettik” dedi.

Hemen söze giren diğer genç te “Aslında vaktimizi kahvehane köşelerinde değerlendirmek hoşumuza gitmiyor, sigara dumanı altında zehirlenip gidiyoruz, ancak gidecek bir yerimiz yok, gençlerle bir araya gelebileceğimiz tek mekan kahvehane köşeleri olmuş ama inanın ki istemeden gitmek zorundayız” dedi.

Ben konuştuğum bu gençlerin samimiyetine gönülden inandım.

Vakitlerinin böylesine boşa geçmesine çok üzüldüm. Kendileri de bu durumdan oldukça şikayetçiler.

Oysa gençlerimize kültürel etkinlikler sunabilsek, kitap okuyabilecekleri, diğer gençlerle bir araya gelebilecekleri gençlik evleri inşa edebilsek ve bu mekanlarda internet hizmeti, kendi becerilerini hayata geçirebilecekleri tiyatro, müzik, folklor, şiir, sportif faaliyetler, sergi gibi etkinliklerin içinde yer alabilmelerini sağlayabilsek, sanırım gençlerimize ve geleceğimize en iyi yatırımı yapmış oluruz diye düşünüyorum.

Gençlerimizin zamanlarını boşa harcayacak kadar lükslerinin bulunmadığının herkesçe bilinmesi gerektiği bir dönemden geçiyoruz.

Bu nedenledir ki öncelikle gençlerimizi kahvehane köşelerinden koparmak ardından vakitlerini dolu dolu yaşamalarını sağlamak için özellikle de yerel yönetimler tarafından gençlik evleri organize edilmeli ve bu evlerde gençlerimizin bilgi ve birikimlerine yenilerini katmalarının sağlanması gerektiğini düşünüyorum.

KÜLTÜR, bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özelliklerin bütünü olduğuna göre kültür sahibi gençlere sahip olunması da çok önemli olsa gerek.

Çünkü, gençlerimiz, geleceğimizdir.

Onlara sahip çıkmak da her sorumlu Türk vatandaşının görevidir.

Devlet bu konuda üzerine düşen görevi yerel yönetimler aracılığıyla yerine getirmelidir.

Gençlerin kaynaşabilmeleri, sosyal bilince sahip olabilmeleri, toplumunu, vatanını seven birer fert olabilmeleri için gençlik evlerinin çok büyük bir yer teşkil edeceğine olan inancımla gençlerimizi kahvehane köşelerinden ve boşa geçen zamanlarından kurtarmanın zamanının geldiğini ve hatta geçtiğini de belirtmek istiyorum.

Haydi gençler, sizlerde gençliğinizin kıymetini bilin ve çok değerli vaktinizin boşa geçip gitmemesi için sizlere yatırım yapılmasını isteyin.

Sizlere yapılacak her türlü yatırıma da sonuna kadar sahip çıkın.

Çünkü gelecek sizlersiniz.

Sevgi ve saygılarımla.