1967 yılında yaşanan Adapazarı depreminden sonra bölgemizi etkileyen en büyük deprem olan 17 Ağustos 1999 depremi İstanbul'un Küçükçekmece, Avcılar, Tuzla ilçeleri ile İzmit, Adapazarı, Gölcük, Yalova, Düzce ve Bolu'da yirmi bin dolayında can kaybına ve büyük maddi hasara yol açmıştır.
Bu nedenle biz Körfez ÇYDD olarak, hayatımızda bir dönüm noktası gibi yaşadığımız 45 saniye süren 7,4'lük kabus dakikalarını unutmadık ve unutturmayacağız.
Yaşadığımız bu büyük felaket tüm insanlarımıza, depremle yaşamayı, tedbir alarak riskleri en aza indirmeyi, dayanıklı bina yapma bilincini kazandırmıştı.
Oysa günler geçtikçe görülmektedir ki "unutan bir toplum" olduğumuz bir kez daha ispatlanmıştır.
Çünkü yine çevremizde gördüğümüz zemin etüdü yapılmadan inşa edilen yüksek katlı binalar veya hasarlı, ağır hasarlı binalarda onarımlar sonrası ikamet edilmesi sanki büyük felaketten hiç de ders alınmadığını hatırlara getirmektedir.
Depremin üzerinden yıllar geçmesine karşın hala izleri ortadan kaldırılamamıştır.
İlçemiz sınırları içinde ki İgsaş lojmanları hala yıkılamamış olup bu çağda ne şekilde yıkılması gerektiğini tartışır duruma gelmişiz.
Geçen 7 yıla rağmen yıkılmayan hasarlı binalar şehrimizin deprem abideleridir. Depremden hemen sonra söylenen "yüksek katlı binalara ruhsat verilmeyecek" sözleri havada kalmıştır.
ÇYDD Körfez şubesi olarak yaşadığımız büyük depremin acısını tekrar yüreğimizde yaşıyor, bu tür doğa olaylarında benzer acıları tekrar yaşamamamız için tüm yetkililerin üzerlerine düşen görevleri layığı ile yerine getirmelerini ve en önemlisi halkımızın; -depremin değil binaların öldürdüğü gerçeğini göz ardı etmeden- daha da bilinçlenerek kendileri için depremle yaşanabilecek ortamları seçmelerini diliyoruz. Unutmadık, unutmayacağız...
NOT: Bu yazı 17.08.2006 tarihli BARIŞ Gazetesi'nin "Bir Konu Bir Konuk" köşesinde yayımlanmıştır.
|